Bir kahramana saygı

Güncelleme Tarihi:

Bir kahramana saygı
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2005 00:00

YAKIN dönem tarihimizin önemli bir sayfası önümüzdeki 17 Nisan günü kapanacak. Kıbrıslı Türk kardeşlerimize ‘ulus’ bilinci verebilmek, oradaki Türklere ‘azınlık’ olmadıklarını ve -mücadele etmeyi bilirlerse- azınlık olmayacaklarını anlatmak için bir ömür veren Rauf Denktaş, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nı seçilen yeni isme bırakacak.Geçenlerde DSP’nin onursal başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ederek ‘Rauf Denktaş gibi bir devlet adamının cumhurbaşkanlığı görevini bıraktıktan sonra değerlendirilmesi’ne ilgi ve desteğini istemişti.Bu, bizim gibi henüz çağdaş uygarlıkla bütünleşmemiş toplumlarda pek de görülmeyen ama çok anlamlı ve önemli bir öneriydi:Uygar toplumlar, kendilerine hizmet eden değerleri -onun siyasi görüşü, yaşam şekli ne olursa olsun- unutmazlar. Aktif hizmetten ayrıldıktan sonra da onu, onuruna, birikimine, geçmişteki katkılarına uygun bir konumda yaşatırlar.Hatta hayattan ayrıldıktan sonra da ‘yaşatmaya’ devam ederler. Böylece yeni kuşaklara ‘Siz de kendi ulusunuza büyük hizmetlerde bulunursanız, ulusunuz sizi unutmaz’ mesajını verirler.Henüz o olgunluk düzeyine ulaşmamış toplumlar ise bir önceki dönem hizmet sahiplerinin adını kazımakta sakınca görmezler. Ve bu yanlışın bedelini uygarlık yarışında patinaj yaparak veya geri kayarak öderler.Dünkü Milliyet’te Fikret Bila, Rauf Denktaş’ın ‘Kıbrıs Türklerinin Milli Davası’ adıyla ‘yeni bir hareket veya kuruluş’ oluşturmakta olduğunu bildiriyordu.Bila’nın verdiği bilgilerden Denktaş’ın ‘partiler üstü’ bir yapı üzerinde çalıştığı, siyasi gelişmeleri yakından izlemekle birlikte asıl genç kuşaklara ‘Kıbrıs Türklerinin tarihini’ iyi anlatmayı hedeflediği anlaşılıyor.Gördüğünüz gibi olay, bir toplumdan bir ulus yaratma noktasında düğümleniyor.Bu çabayı görünce Osmanlı’nın ‘tebaayı Şahane’sinden (Padişahın tebaasından) bir Türk ulusu yaratan Atatürk’ün büyüklüğü ve uzak görürlülüğü çok daha iyi anlaşılıyor.Aslını ararsanız Denktaş, Kıbrıs Türklerinin ele almakta çok geç kaldıkları bir soruna el atıyor.Kıbrıs Türkleri, İngiltere’ye değil de Türk dünyasına mensup olduklarını merhum Dr. Fazıl Küçük ve onun halefi olan Rauf Denktaş’ın yorulmak bilmez çabalarıyla idrak ettiler. Oysa Kıbrıs Rumları, Ada’nın Osmanlılar tarafından İngiltere’ye devredildiği 1878’den itibaren -elbet Kilise’nin bilinçlendirmesiyle- İngiltere’ye değil Yunan (Helen) dünyasına ait olduklarının farkındaydılar. Zaten Denktaş’ın geçen yılki referandumda çektiği sıkıntının gerisindeki gerçek de bu uluslaşma sürecindeki fark idi.Uluslaşma sürecinden söz etmişken... Bir süredir Kıbrıslı gazeteci dostumuz İsmet Kotak’ın Kuzey Kıbrıs’ı ‘dünya Türklerinin merkezi’ yapmaya dönük önerisine kulak vermek gerekmez mi?Bir ulusal kahraman olan Rauf Denktaş asıl böyle bir projenin başında olsa, uygun düşmez mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!