Eski Dışişleri bakanlarından, emekli büyükelçi ve yazar
Coşkun Kırca, geçen yıl aralık ayında kaldırıldığı Vehbi
Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'nde dün sabaha karşı kalp ve solunum yetmezliği sonucu hayatını kaybetti.
Coşkun Kırca'nın eşi
Bige Kırca kızları
Gönül, Selcan ve
Gülcan, dün Teşvikiye'deki evlerinde taziyeleri kabul ettiler.
Kırca için, yarın saat 10.30'da
Galatasaray Üniversitesi'nde bir tören düzenlenecek.
Kırca'nın cenazesi, Teşvikiye Camii'nde öğleyin kılınacak namazın ardından Feriköy Mezarlığı'nda defnedilecek.
İHALE İSTİFASI
1927'de İstanbul'da doğan
Kırca, ilk ve ortaöğrenimini Şişli Terakki ve Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan
Kırca, Paris'te master yaptıktan sonra Dışişleri İkinci Siyasi Daire 4. Şube Müdür Vekilliği'ne atandı. 1954’te Paris’te NATO Daimi Temsilcilik Altyapı Komiteleri temsilcisi olarak görevlendirildi. Bu dönemde NATO fonlarından yapılan ihaleler konusunda, dönemin Başbakan Yardımcısı
Fatin Rüştü Zorlu ile ihtilafa düştüğü için istifa etti ve Türkiye’ye dönerek Mülkiye’de asistan oldu.
SİYASETE KÜSTÜ
Kırca 1960 darbesinin ardından CHP kontenjanından Kurucu Meclis'e seçildi, Anayasa Mahkemesi, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri ile Grev Kanunu gibi yasalara imza atan Anayasa Komisyonu'na katip üye oldu. 1961'de CHP'den Meclis'e girdi. İki dönem Meclis'te kalan
Kırca, 1967'de
Ecevit'le anlaşamayınca istifasını verip Güven Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1970 Mart'ında Dışişleri’ne dönerek
Demirel'in inisiyatifi ile üçüncü derecede bir rütbe ile Cenevre'ye Daimi Temsilci tayin edildi.
ÇİLLER'E KIZDI
1978'de Türkiye'ye dönen
Coşkun Kırca, Dışişleri'nde Yüksek Müşavir oldu. 1980 Temmuz'unda BM nezdinde Büyükelçi, Daimi Temsilci olarak atandı. 1985'te Ottawa Büyükelçiliği'ne getirildi. 1986'da emekli olduktan sonra, Forum, Vatan, Akis, Kim, Yeni Vatan, Yeni Forum, Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Akşam'da köşe yazarlığı yaptı. 1991'de DYP'den milletvekili seçilen Kırca, 1995'te
Çiller'in azınlık hükümetinde Dışişleri Bakanlığı’nda bulundu ancak anlaşamadığı için yollarını ayırdı.
Hüzünlü bir veda GEÇEN salı günü İstanbul'da Amerikan Hastanesi'nin altıncı katındaki 6301 numaralı odadan içeri girdiğimde yatakta yatan hastayı tanımakta zorlandım. Son iki aya yayılan aşırı kilo kaybı nedeniyle
Coşkun Kırca fiziksel ölçüleri bakımından neredeyse küçük bir çocuğa dönüşmüştü.
Göz göze geldiğimizde birden heyecanlandı ve konuşmaya başladı. Kulağımı kendisine ne kadar yaklaştırdıysam da çıkan sesleri anlamlandırabilmem mümkün değildi. Konuşma fonksiyonları beynin verdiği komutları taşımıyordu. Ve çok acı çekiyordu.Bir süre sonra gözlerini kapadı ve uykuya daldı.
Biz içeride eşi
Bige Hanım ve kızkardeşi
Gönül Güvenç'le sohbet ettik. Bir süre sonra kendisine geldi. Yeniden göz göze geldik. Bu kez anlaşılır bir şekilde "
Ne işin var senin burada?" diye sordu. Bir süre sonra yine gözlerini kapadı. Galiba en zoru kendisine veda anıydı. Çünkü, bu gerçek anlamda bir veda olacaktı. Kendisinin elinden tuttum ve "
Coşkun Bey, ben gidiyorum. Bana söyleyeceğiniz bir şey var mı?" diye sordum. Bir yanıt gelmedi, birbirimize baktık. Ama birbirimizi çok iyi anladığımız bir andı. Biraz sonra akşam karanlığının çökmeye başladığı Teşvikiye'de tek başıma yürüyordum. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyorcasına hızlı adımlarla hareket ediyordu.
Elçilikten atlayıp hayatını kurtardıCOŞKUN Kırca, 20 yıl önce Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği görevini sürdürdüğü sırada, 3 Ermeni teröristin silahlı saldırısından yaralı olarak kurtulmuştu. 12 Mart 1985'te Kanada'da Ottawa Büyükelçiliği'ni basan ASALA militanları, aralarında Kırca'nın 14 yaşındaki kızının da olduğu 11 elçilik mensubunu rehin aldılar. Kırca ikinci kattan atlarken yaralandı. Beş saat süren operasyon sonucunda Ermeni teröristler yakalandı. Kırca saldırıdan sonra konuştuğu Hürriyet’e, ‘Türkiye’nin diplomatları şehit edilerek tükenmez’ demişti.
Ermenilerin hedefiydilerNATO toplantıları için 1955'te Fransa'ya giden Türk delegasyonu, toplantılardan vakit buldukça Paris'in tadını çıkarmıştı. Coşkun Kırca, İlter Türkmen, Özdemir Benler ve Mehmet Baydar, meslektaşlarıyla birlikte gittikleri bir parkta çocuklar gibi eğlenmişti. Fotoğraftaki 4 erkek diplomattan 3'ü, yıllar sonra Ermeni terör örgütlerinin saldırılarına hedef olmuştu. Mehmet Baydar 1974'te Los Angeles'ta vuruldu, Özdemir Benler'in oğlu da teröristler tarafından öldürüldü. Coşkun Kırca ise 1985'te Ottowa Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırıdan kıl payı kurtuldu.
Kayınpedere muhalefetBAŞBAKAN Yardımcısı Fatih Rüştü Zorlu ile anlaşmazlığa düşüp Dışişleri'nden istifa eden Coşkun Kırca, basın dünyasına katılarak Forum’da yazı yazmaya başladı. 1957'de Turhan Feyzioğlu’nun üniversiteden uzaklaştırılması üzerine Mülkiye'den de istifa etti. Ankara temsilcisi olarak girdiği Vatan Gazetesi'nde dış politika yazıları yazdı. DP'li ünlü politikacı Fuat Köprülü'nün damadı olmasına rağmen DP iktidarının karşısında bir duruş sergiledi. Siyasete atılmaya karar veren Kırca, daha sonra CHP ile birleşecek olan Hürriyet Partisi’ne girdi. CHP Araştırma Bürosu'nda Doğan Avcıoğlu ile birlikte çalıştı.