Binalar nasıl akıllandırılır?

Deniz SİPAHİİZMİR'de en çok tartışılan projelerden birisi de Basmane'deki Dünya Ticaret Merkezi oldu.GEÇTİĞİMİZ günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, İdare Mahkemesi tarafından durdurulan Merkez'in inşaatının devam etmesine olanak sağlayan 1 / 1000'lik imar plan değişikliğini onayladı.İptale gerekçe olan maddeleri kaldırılan planlar bir ay ilan panosunda kalacak ve Güçbirliği Holding, Konak Belediyesi'nden yapı ruhsatı aldıktan sonra yoluna devam edecek.Eğer bu gecikmeler olmasaydı, Dünya Ticaret Merkezi'nin kaba inşaatı bitmiş, 2001'in ilk aylarında faaliyete başlamış olacaktı.Enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde boşa geçirilen zaman doğrudan maliyet rakamlarına yansıyor.Bu projede de hem milyon dolarlık kayıplar, hem de İzmir adına büyük prestij kayıpları oldu.Bölgeye yatırım yapacak yerli ve yabancı sermaye Dünya Ticaret Merkezi gerçeğini hep örnek gösterdi.Bu projeye karşı çıkanlara da saygı duyuyorum ama benim itirazım ihalesi yapılan ve inşaatına başlatılan bir yatırımın daha sonradan durdurulmasıydı.Binaların yüksek teknolojiyle tanışması 1980'li yılların başında gerçekleşti.Akıllı binalar geniş çapta elektroniği kullanıyor ve enerji verimliliğini, can güvenliğini, iletişim sistemlerini, çalışma yapılan yerlerdeki otomasyonu bilgisayar donanımlı bir tek sistemde birleştiriyor.İzmir'de bu tanıma uygun bir tek yapı bulunmuyor.Hatta Merkez'in bittiğinde Avrupa'da bile örnek gösterileceği ifade ediliyor.*GÜÇ Yapı Genel Müdürü Mehmet Alpaydın, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Köse'ye, ‘‘Bu projede özellikle İzmirli genç mühendislere iş imkanı sağlayacağız‘‘ dediğinde Köse duygulanıyor.Köse, her yıl 600 kişinin mezun olduğu mühendis fakültelerinden çok azının İzmir'de iş imkanı bulduğunu söylüyor.Oysa Dokuz Eylül Üniversitesi mühendis eğitiminde iddiasını sürdürüyor ve İzmir Teknik Üniversitesi'nin adımları çoktan atılmış durumda.Bunun yanında Teknoloji Geliştirme Merkezi'yle de ilgili çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.Ancak öğrencilerin eğitim sürecinde teoride öğrendiklerini pratikte uygulama ya da görme şansı bulunmuyor.İşte Mehmet Alpaydın, Ticaret Merkezi'nin yapımı aşamasında dünyanın her yerinden gelecek uzmanları genç mühendislerle tanıştıracak, uygulama aşamasında da bir çoğuna staj yapma imkanı sağlayacak.Bir bina, uygun pazarlamasıyla, kolay kiralanabilmesiyle, sunduğu hizmetlerin yüksek nitelikleriyle mal sahibine daha çok kazandırmasıyla ‘‘akıllı bina‘‘ olabiliyor.Alpaydın'ın düşü de hem Dünya Ticaret Merkezi'yle benzer projelerin devamını sağlamak, hem de Ege'de okuyup iş için bölgeden ayrılanlara yeni vizyonlar kazandırabilmek.Dileğimiz üniversite sanayi işbirliğinin birçok alanda da devam etmesidir.