Berin Nadi'nin anısına

Güncelleme Tarihi:

Berin Nadinin anısına
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2001 00:00

CUMHURİYETİN inançlı, ödün vermez bir kişisini daha kaybettik.Onlar ‘‘Türk'ün Ateşle İmtihanı’’ndan geçmişler, bir rejimin kuruluşuna tanıklık etmişler ve onu yaşamları boyu da savunmuşlar.Atatürk'e, devrimlerine, cumhuriyete, uygar yaşama biçimine ihanet etmemeye ant içmenin, bu ülkenin var olması için tek koşul olduğunu bilen aydın cumhuriyet kadınlarından biriydi.Yaşar Kemal'in ona çizerek verdiği imzalı romanları zevkle okuyup anlatırdı.Hangi alanda, hangi yaşta olursa olsun, her zaman Berin Nadi gibi cumhuriyet kadınlarından etkilendim.İnançların bedelini seve seve, göğüslerini gere gere, onurla ödediklerinin tanığı oldum.Servet-i Fünun edebiyatının önemli şairlerinden Celal Sahir Erozan'ın kızıydı.Erozan, dil devrimi hareketinde de çalışmış bir cumhuriyetçiydi.Şair babasının ölüm yıldönümünde Berin Hanım'la bir konuşma yapmıştım Hürriyet Gösteri için.Babasını, aşklarını öyle güzel anlattı ki, bir şair kızı, bir şair babayı ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.* * *İNANDIKLARINI, inanmadıklarını, sevdiklerini, sevmediklerini yüzünüze söyleyecek kadar açık yürekliydi.Tanıklıklarının ilgi çekici olanlarından süzerek bazı şeyler anlatırdı ki, cumhuriyet kuşağının dövülmüş demir gibi taşıdığı kişiliğin izlerini hemen fark ederdiniz.Bir gün anılarını yazmasını söylediğimde -ki basın dünyasından önemli bir ad da o öneride bulunmuş- şu yanıtı vermişti:‘‘Doğruyu yazsam ortalık birbirine girer, yalanı da ben yazmam.’’Cumhuriyetin değişim çizgisini, babasından ve eşlerinden izlemişti.Bütün kültür değişimlerinin, siyasal başkalaşımların odağında yaşamıştı.İlk eşi Mesut Cemil Tel'den Türk musikisinin bütün sorunlarını, inceliklerini edinmiş, ikinci eşi Nadir Nadi'den de batı müziğinin yanı sıra, siyasal mücadelenin ve gazeteciliğin ne olduğunu onunla birlikte yaşamıştı.Nadir Bey gazetesinden uzaklaştırılırken ona kemanını uzatan oydu. Sıkıyönetim döneminde Nadir Bey bir yazısından ötürü mahkemeye giderken gene yanında o vardı.Akşam çayına gittiğimde, ikram ettiği fırınlanmış gravyer peynirli simitleri, bazen yazdığım yazılar için övgülerini, yergilerini hep anımsayacağım.* * *ÇOK rahat, kaygısız, dertsiz, toplumsal belalardan, ekonomik sıkıntılardan uzak bir ömür sürebilirdi.Ama o, cumhuriyet bayrağını onunla aynı adı taşıyan bir gazetede dalgalandırdı.İnançlı cumhuriyet kadınlarına sonsuz saygıyla onu uğurlayacağım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!