Benimki de Kennedy suikastı gibi bir sipariş cinayetti

Bedri Baykam, eski ABD Başkanı John F. Kennedy öldürüldüğünde henüz altı buçuk yaşındaydı ama bu, olayın şokunu iliklerine kadar yaşamasına engel olmamış. Suikastla ilgili ilk teorilerini de daha o yaşta üretmeye başlamış. Cinayetten iki gün sonra, Kennedy’nin katili olduğu söylenen Lee Harvey Oswald da öldürülünce, Oswald’ın katili Jack Ruby’i kastederek, “Peki Kennedy’i öldüren adamı öldüren adamı kim öldürecek?” diye düşünmeye başlamış. Zaman, küçük Baykam’ı haklı çıkarmış. Çünkü Baykam’ın anlattığına göre, kanser olan Ruby’nin ölümü, suikastı araştırmak için kurulan Warren Komisyonu’nun verdiği emirle, yanlış tedavi uygulanarak ‘hızlandırılmış’.

Suikast hakkında 20’den fazla kitap okuyan, cinayetin en önemli uzmanlarından Robert Groden’la görüşen ve iki kere de olayın gerçekleştiği Dallas’a giden
Baykam, kitaplardaki hataları bulacak kadar uzman olduğunu söylüyor. Baykam, Oswald’ın, apar topar ilan edildiği gibi, cinayeti tek başına işleyen, ‘yalnız bir kaçık’ olduğuna inanmıyor ve 2011’de kendi uğradığı bıçaklı saldırıyı hatırlatıyor: “Ben de bir cinayete kurban gidiyordum. İki buçuk yıl önce doktorlarım sayesinde, tesadüfen kurtuldum. Karaciğerim, ince ve kalın bağırsağım paramparça oldu. Bunun bir ‘sipariş cinayet’ olduğunu biliyordum. Siyasi olduğu belliydi. Saldırganın da beyni yıkanmıştı. Hangi merkez bağlantılı olduğunun araştırılmasını istedim. Ortaya çıkarılamadı, saldırganın bu işi yalnız başına yaptığını söylediler.”

EN ÇOK TÜRKLER AĞLADI

Baykam, Kennedy cinayetinin ardındaki gerekçelerin ortaya çıkmaması için herkesin tam zamanlı çalıştığını ve Warren Komisyonu’nun kurulmasının amacının da, başka soruşturmaların yapılmasını önlemek olduğunu söylüyor. Kennedy’nin vurulduğu otomobilin olaydan hemen sonra yıkanmaya götürülmesiyse tam bir skandal. Çünkü o otomobilde sadece balistik uzmanlarının değil, otopsi doktorlarının da inceleme yapması gerekiyor. Ayrıca, atıldığı iddia edilen üç kurşundan birinin, söylendiği gibi Kennedy’nin sırtından girip, boğazından çıkması, daha sonra da önde oturan Teksas Valisi’nin omzundan girip, onu dört yerinden daha yaralaması imkânsız. Baykam, suikastın iki veya üç kişi tarafından, altı veya yedi el ateş ederek gerçekleştiğini söylüyor.

Baykam’a göre, dünyada Atatürk hariç, hiçbir başkan Kennedy kadar sevilmemiş: “Kennedy öldüğünde en çok Afrikalılar, Güney Amerikalılar ve Türkler ağladı. Çünkü daha büyümeden Vietnam Savaşı’nı bitirmekten bahseden, siyahlara eşit haklar getirmek için çalışan ve sendikalara büyük önem veren bir başkandı. Başka ülkelerde cinayet işleyen, darbe ve eylemler yapan CIA’e ‘Devam ederseniz sizi bin parçaya bölüp artıklarınızı rüzgâra atacağım’ diyordu. Yani Kennedy emperyalist bir dünya gücünün başkanı gibi davranmıyordu. Bundan da en çok Pentagon ve savaştan beslenmeye başlayan silah endüstrisi rahatsızdı.” Peki, suikasttan sonra dünyada ne değişti? Baykam’ın cevabı net: “ABD, Kennedy suikastından sonra dünyanın karanlık yüzü oldu. Tavrı tamamen değişti. Kendi çıkarlarına göre dünyayı yeniden şekillendirmek için toplumların beynine sızacak bir altyapı oluşturdu ve dünyanın üzerine çöktü.”

DÖRT BOYUTLU MONROE VE HITCHCOCK

Açılışı dün yapılan ‘Dünyayı Değiştiren 8 Saniye’, 5 Ocak 2014’e kadar Taksim’deki Piramid Sanat’ta sergilenecek. Aktris Marilyn Monroe’dan, yönetmen Alfred Hitchcock’a kadar Kennedy döneminde dünyaya damgasını vuran birçok kişi 4 boyutlu tablolarda resmedilmiş. Sergide ayrıca tualler, mekân düzenlemeleri, ses ve video çalışmaları da yer alıyor.