Benim yılbaşı hurafelerim

Güncelleme Tarihi:

Benim yılbaşı hurafelerim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2001 02:12

Saat on ikiyi vurmadan bir kaç dakika önce yeni bir don giyerim. Bunun anlamı bütün sene yeniden donanmaktır. Uğur getirsin diye on ikiden sonra muhakkak evin kapısında bir nar kırarım. Evdeki bütün muslukları açar akıtırım, bütün lambaları yakarım. Yeni bir adet öğrendim. On ikiyi bir iki dakika geçe evin dışına bir çıkıp, girmek. Bunun anlamı da çok seyahat etmekmiş...

Özel bir sebepten dolayı New York'tayım ve ilk defa yılbaşını evimden ve ailemden uzakta geçireceğim. Çocukluğumuzdan beri annemin yerleştirdiği bir gelenek olarak daima ailemle birlikte yeni yıla girmişimdir. Her zaman annem yemekleri yapar, hazırlanır ve bütün aile efradını evinde toplardı. Bizler gençken yeni yıla aile içinde girer sonra arakadaşlarımızla buluşurduk. Şimdi artık o adetimiz kalmadı. Rahmetli annem oldukça dindar olmasına rağmen her zaman evde ağaç süsler, hediyeler hazırlar, biz çocukken noel baba kılığına giren biri gelir ve hepimize hediyelerimizi dağıtırdı. Bu geleneği bizler devam ettirdik ama bu sene kısmet değilmiş. Ne yazık ki ailemden ve sevdiklerimden uzakta bir yıla ilk defa gireceğim.

Ağaç süslemenin, noel babanın bir hıristiyan adeti olduğuna inanılır. Çünkü senelerin birinden ötekine geçişini Hz. İsa'nın doğumuna bağlamışlardır. Halbuki bir Nordic (Kuzey ülkeleri) adeti olan yukarıda saydığım sembollerin çıktığı ülkelerde Allah bilir belki hiç dini bilinç yoktu bile. Bence çok hoş olan bu adetler insanlara neş'e verir. Bu meyanda dünyanın bir şekilde ticaret yapmasını da sağlar. Herhalde bu ticaretten en büyük geliri de Çin elde eder. New York'tayım her taraf ışıl ışıl, her tarafta ağaçlar dikilmiş, üzerleri envai çeşit süslerle dolu. Ne kadar hoş bir olay, baktıkça insanın içi açılıyor ve neş'esi yerine geliyor. Bu işin hıristiyanlıkla veya müslümanlıkla hiç bir ilgisi yok. Bu adetler insanları sadece neşelendirip, bir senenin bitişini ve yeni bir senenin gelişini karşılamak üzere kurulmuş bir fırsattan elde edilen, tamamen ticarete dayalı bir olaydır.

Benim kemdime göre yeni yıl adetlerim ve hurafelerim vardır. Sizlere bunlardan bir kaç tanesini anlatayım da eğlenin. Belki sizler de yaparsınız. İsterseniz bir deneyin bakalım belki işinize yarar.

DOLARLA DONANSALAR

Evvela bütün arkadaşlarıma birer don hediye ederim. Kendimde tam saat on ikiyi vurmadan bir kaç dakika önce odama çekilir yeni bir don giyerim. Bunun anlamı yeni don giyerek bütün sene yeniden donanmaktır. Allaha bin şükürler olsun ki hep donandım. Bu sene bu adetimi New York'ta tatbik edeceğim. İnşallah buralarda olduğuma göre dolarlarla donanırım. Aslında bu adeti Türkiye Cumhuriyeti'nin Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Guvernörü yapsa belki bizim maliye de donanır ve bütçe düzene girer, aynı zamanda Merkez Bankası para basmadan boyuna dolar dolar ve donanır.

İkinci bir adet daha öğrendim ve bir iki senedir tatbik etmekteyim. O da bayağı faydalı oldu, yararını gördüm. Tam on ikiyi bir iki dakika geçe evin dışına bir çıkıp, girmek. Bunun anlamı da çok seyahat etmekmiş. İlk denediğimde galiba dışarıda fazla kalmışım ki o sene çok fazla seyahat ettim. Dolayısı ile şimdi artık kısa kalıyorum. Bunu da bir denemenizde yarar var. Çok seyahat etmeyi arzu edenlere tavsiye edilir.

Üçüncü adetimiz ise uğur getirsin diyedir ve on ikiden sonra muhakkak evin kapısında bir nar kırarım. Tabii ilk sene tecrübe sahibi olmadığımdan narı öylece fırlatıp attım ve narın etrafa sıçrayan sularını silip temizleyinceye kadar akla karayı seçtim. Şimdi akıllandım. Narı bir plastik torbanın içine koyup ağzını bağlayarak atıyorum. Bu işlemi sadece evime değil, aynı zamanda Koç Holding'in kapısında ve Sadberk Hanım Müzesi'nin kapısında da tatbik ediyorum. Nar da güya bereket sembolüdür. Allah bin bereket versin, bu hurafemden de memnunum.

Mutlaka bir yılbaşı ağacı kurarak süslerim. Önceleri ağaç bulacağız diye çok sıkıntı çekerdik ama neyse ki şimdi sahte ağaçlar ithal ediliyor da bu dertten kurtulduk. Ağaç yapmanın bana uğur getirdiğine inanıyorum, ayrıca evim de şenleniyor. Övünmek gibi olmasın ama ağaçlarım da meşhurdur. Her sene değişik süslemelerle yaptığım ağacımı bütün eşim dostum görmeğe gelirler. Bence bu ağaç süsleme işi de bir sanattır.

Daha işim bitmedi, evde isek mesele yok. Zaten misafir vardır ve her tarafın elektriği yanıyordur. Ama evde yoksak, eve döner dönmez ilk işimiz narımızı patlatmak. Sonra koşarız ve evdeki bütün muslukları açar akıtırız, arkasından evdeki bütün elektriklerin düğmelerini çevirerek lambaları yakarız. Suyu akıtmak, o senenin pürüzsüzce ve su gibi kolayca akıp gitmesini temin etmeğe inanmaktır, elektrikleri yakmak ise o senemizin parlak olaylarla dolu geçmesini sağlamaktır. Sonra tekrar dolaşarak bütün muslukları kapatır ve elektrikleri tekrar söndürürüz. Anlayacağınız yılbaşı geceleri çok işimiz vardır.

KİMSEYE ZARARI YOK

Benim inandığım bütün bu tuhaf adetler ve hurafeler sizlere komik gelebilir. Kimseye zararımız yoktur. Sadece kendi kendimizi tatmin etmekten gayri. Hurafeler insanların zayıf taraflarını zorlarlar ama kimseye zararı olmadığı takdirde bence bunları tatbik etmenin de ziyanı yoktur. Faydası varsa ne ala. Bu sene evden uzak kaldığımdan pek çoğunu yapamayacağım için üzgünüm.

Türkiye olarak 2001 senesini epeyi zorlanarak geçirdik. İnşallah bütün kötülükler ve zorluklar geride kalır ve 2002 senesi hepimiz için iyilikler ve güzelliklerle dolu olur. Herkesin, bütün okuyucularımın, beni sık sık arayan bütün dostlarımın ve gazetedeki arkadaşların yeni senesini tebrik eder, yeni senenin evvela Türkiye için sonra hepimiz için hayırlı olmasını içtenlikle dilerim. Babamın meşhur lafını hatırlamadan edemeyeceğim, ‘‘Ülkem varsa, ben de varım’’....

Yeni senede Gönül ailesinden gönül dolusu sevgilerle...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!