Beni silahla soydu

Magazin dergilerine hiç soyunmamıştı. Hayranları onun yarı çıplak fotoğraflarını bir adliye haberinde görünce şaşırdı. Davanın mağduru, türkücü Ezgi Mert, aylar süren suskunluğunu sonunda bozdu. O fotoğrafların hikáyesini anlattı.

MAHKEMEYE verdiği nişanlısı İsmail Yaylaönü ile tatil için gittiği Ankara'daki tanıştı. Akrabalarının komşusu İsmail Yaylaönü ile arkadaşlıkları ayaküstü sohbetlerle gelişti. Ezgi Mert, İstanbul'a döndü. İsmail Yaylaönü de arkasından geldi. Fulya'daki evine taşındı. Maddi durumu iyiydi. Konfeksiyon makineleri imalathanesi vardı. Ezgi, ilk düş kırıklığını İsmail Yaylaönü'nün evli olduğunu öğrenince yaşadı. Yaylaönü'nün eşi, Ezgi'yi bulup durumu anlatınca ayrıldılar. İsmail Yaylaönü ısrarcı çıktı. Eşiyle boşanmak üzere olduğunu söyledi. Barıştılar. Ezgi'nin ailesinden izin alıp, nikáha hazırlık olsun diye nişan yüzüklerini de taktılar.

Ailesiyle tanıştıracaktı

Nişanlısının, BMW otomobil ile bir ev almayı vaat ettiğini, ancak sözünde durmadığını söyleyen Ezgi Mert, Türk filmlerine benzettiği beraberliğininin öyküsünü bakın nasıl anlatıyor: ‘‘İsmail, 'Seni ailemle tanıştıracağım' diyerek beni evine çağırdı. Evde kimse yoktu. Ailesini sordum, güldü. Kalkmak isteyince belindeki silahı göstererek 'Otur' diye bağırdı. Çantasındaki senetleri çıkardı. Zorla imzalattı. 'Sana ne araba, ne ev alacağım. İster evlenirsin, ister evlenmezsin' dedi. Çok korktum. Basına dağıttığı fotoğraflardaki pozları verdirdi. Fotoğrafları çektikten sonra notere gittik. Senetleri onaylattı.’’

Üç ay hapis yattı

Yaylaönü'nün, silahla ailesinin evini bastığını da iddia eden Ezgi Mert, ‘‘Aynı gece, İsmail evime telefon etti. Küfür ve hakaret yağdırdı. Telefonu alan babam, 'Bu saatte kızımı nasıl rahatsız edersin?' diye bağırdı. O da, otomobiliyle evin önüne geldi. Babam aşağı indidiğinde İsmail, kafasına silahla vurdu. Babamı hastaneye kaldırdık. İsmail'den şikáyetçi olduk. Üç ay hapis yattı. Sonra da zorla senet imzalattığı için şikáyetçi oldum. Hakkında dava açıldı. Servetini bitirdiğimi söylüyor. Onun serveti yok ki bitsin. Hikáyemiz altı ay sürdü. Ne aşk, ne sevgiydi benim ki, sadece ondan kurtulamadım, Yaşadıklarım, ibret olsun’’ diyor.