Bekaret kontrolü kişiliğe tecavüz

Güncelleme Tarihi:

Bekaret kontrolü kişiliğe tecavüz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

Bir insanın yalnızca cinsel ayrım gözetilerek ‘bekaret kontrolü’ ile karşılaşması utanç verici değil mi? Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Işılay Saygın’dan bu konuda daha yapıcı açıklamalar bekliyoruz. Ankara Hürriyet Bürosu’ndan arkadaşımız Filiz Özmen de ilgililerle konuşarak görüşlerini aldı.

Yaşları henüz 12, 13, 15 ya da 17... Hepsi yarının Türkiye’si için yetişen, yetiştirilen, emek verilen değerli bireyler. Yurtmüdürleri, öğretmenleri ya da anne babalarının şüpheleri sonucu sürüklendikleri ‘‘bekaret kontrolü’’ ayıbından duydukları utançla ya intihar ediyorlar ya da yakınları tarafından öldürülüyorlar. Nedensiz, açıklamasız; bir hiç uğruna. Ya da uğruna ölümü göze aldıkları ya da öldürüldükleri ‘‘bekaret’’in aslında yalnızca kendi sorumlulukları altında olduğu bilinci topluma yerleşmediği için...

Toplumca bir ayıp olarak taşımaktan kurtulamadığımız bekaret meselesi, son yıllarda pekçok genç kızın ölümüne ya da ailesi tarafından dışlanmasına neden oldu. Oysa yasalarda ‘‘bir kızın sadece şüphelenildiği için böyle bir kontrole zorunlu olduğu’’ yolunda herhangi bir madde yok. Bu yönteme devletin, bireyi korumak ya da kontrol altında tutmak amacıyla belirlediği yasalardan bağımsız, sadece geleneklerin zorlayıcı etkisiyle başvuruluyor. Son dönemde bir de Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız Işılay Saygın’ın, bekaret kontrolünü hangi nedenden olursa olsun savunduğu yolundaki açıklamalarıyla iş çığırından çıktı.

Henüz yaşamın ilk basamaklarında kendini arayan genç bir bireyin, ailesinin hoşgörüsünü, desteğini görmeden bu denli katı bir muameleyle karşılaşmasının açacağı yaralar çok büyük. Hepimizin bildiği gibi bir kız ya da kadın için kendi isteği ile bile olsa her türlü jinekolojik muayenenin çeşitli yan etkileri var. Kaldı ki istem dışı olunca kadın üzerinde pekçok olumsuz etki yaratıyor. En iyi şartlar altında yapılsa bile istemdışı durumlarda sonucuna bu denli anlam yüklenildiği için aşağılayıcı, küçük düşürücü, rahatsız edici etkiler bırakan bir kontrole dönüşüyor.

‘‘Bekaret kontrolü’’nün, yasalarda zorunlu görüldüğü hallerin dışında uygulanmasına artık daha fazla başvurulmamalı. Neden mi? Yarının Türkiyesi’nin kendine, cinsine, ailesine, devletine güven duyan bireyleri için...

Halime Güner

(Uçan Süpürge üyesi)

Ankara'da Kadın Sığınma Evi çalışmalarını başlattım. Babamın annemi dövmeye başladığı günden beri, şiddetle uğraşıyorum. Bu görüşü savunan birinin tedavi görmesi gerekir düşüncesi ortaya çıktı. Işılay Saygın kadın bakanı olamaz. Saygın, kadını inciten, canını acıtan, kadını olmak istemediği konuma hapsetmeye çalışan bir tutum içinde.

Özlem Şahin

(Özgürlük ve Dayanışma Partisi Üyesi)

Okullarda, cezaevlerinde, devlet kurumlarında, tutukta, poliste göz altında, hem bekaret kontrolü hem de bakire olmayan kadınlara yönelik zorla vajinal kontrollere karşı bir tepki oluşmalıydı. Her şeyden önce MEB'in çıkardığı yönetmeliklerde, polis ve selahiyetleri ve memurun muhakematı yasasında kadınlara, devlet adına, bekaret kontrolü yapma yetkisini veren bütün maddelerin temizlenmesini, bunu yapanların da cezalandırılmasını öngören kanun maddesinin ceza yasasında olmasını istiyoruz.

Sabiha Kuşçu

(Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı)

Bakan, göreve geldiği dönemde, sivil toplum örgütlerini etrafında topladı. Türk kadını için olumlu çalışmalar yapmak üzere hep birlikte yola çıktık. Eğitimi, sağlığı ve meslek edindirme kursları ile çok da yol aldık. Ama bu arada şanssız bir beyanat vererek, bizim düşüncelerimizin tam tersi olan bir konuya değindi. Bu istediği bir cevap mıydı? Dil sürçmesi miydi anlamayamadık. Bu kadar güzel şeyler yapan bir kadını, yaptığı bir hatadan dolayı hepimiz cezalandırma hakkına sahip miyiz?

Sündüz Haşar

(KADER üyesi) (Kültür Emekçileri Sendikası Yöneticisi)

Bakanın demeci bütün kadınları rencide etti. Onun için şiddeti içeren bir toplantıda, bu protesto zorunluydu. Gelmiş olsaydı da bizim tepkimizi anlayabilseydi. Eminim gösterilen tepkinin nedenini de anlayamadı. Devlet dahil olmak üzere,hiç kimsenin kadının bedeni üzerinde kontrol ve tasarrufu yoktur. Bunun tersi, istek dışı yapılması şiddettir. 18 yıldır kadınlar, bunlar yaşanmasın diye uğraşıyorlar. Bu mücadele sonucu o bakanlık kuruldu. Sayın bakan, böyle demeç vermemeli, tam tersi bu uygulamaların peşine düşmeli, düzenleyici hükümler oluşturmalı ve yasaları takip etmelidir. Biz bunu bekliyoruz. Ama o bizi karşısına alıyor.

(Bekarete Karşı Kadın Platformu üyesi)

Bir kadın bakanın böyle açıklamalar yapması, üstüne üstlük kadınlar benim arkamda demesi, bizim aramızda tepki doğurdu. Bu daha başlangıç. Bekaret kontrolünün yasal hiçbir yanı yok. Bir hukukçu olarak bunu çok iyi biliyorum. Yakın zamana kadar acımasızca, aşağılayıcı uygulamalar yaşandı. Dolayısı ile bu tepki şarttı. Toplumsal bellekten yoksun olduğumuzu bildiğimiz için, bu eylemleri sürdürmeyi istiyoruz, istifasını istiyoruz.

Prof Dr. Serpil Salaçin

(9 Eylül Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp Ana Bilim Dalı Bşk.)

Şu anda insan hakları ile ilgili çok ciddi atılımlar yapacağı görülen bir kabinede Işılay Saygın'ın olması ve böyle bir görev almasını protesto ediyorum. Mesleğim boyunca, bekaret kontrolu denilen uygulama sonucu intihar eden, kardeşi tarafından öldürülen, bekaret raporuna güvenmeyen babası tarafından 13 yaşında başı kesilen genç kızların, kadınların otopsisini yaptım. Bunları Işılay hanımın görmesini isterdim. Eğer görseydi birkaç kişi öldü diye bundan vazgeçemeyiz diyemezdi.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!