Batılılar çayın vücudunu DoÄŸulular ruhunu arıyor

Güncelleme Tarihi:

Batılılar çayın vücudunu Doğulular ruhunu arıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2001 00:00

Batılılar çayı daha çok susuzluklarını gidermek için tüketmekte. Oysa Çin ve Japonya'da çay Budist inancın bir uzantısı. Japonya'da çayın beÅŸ yüzyıl kadar yalnız Zen Budist manastırlarında keÅŸiÅŸler tarafından içilmiÅŸ olması bu yaklaşımı doÄŸruluyor. Japonların Zen Budizmi'nin bütün temel ilkeleri bu çay törenlerinde bir aynadaki gibi yansıtılmakta. Bu ülkede çay yalınlık, doÄŸayı ve benliÄŸi içselleÅŸtirme, bir tür içe dönüş olan meditasyon aracı. Batılılar çayın vücudunu, Çinliler ve Japonlar ise çayın ruhunu arıyor.Mutfak Dostları DerneÄŸi'nin son günlerdeki en güzel etkinliÄŸi, çay tanıtımıydı. ‘‘İstanbul Four Seasons Hotel'de Çay Zamanı’’ baÅŸlıklı seminerde Lipton Unilever'in baÅŸharmancısı, dünyaca ünlü bir uzman, Nick Bunston'ı dinledik. Çay konusunda ufkumuz geniÅŸledi. Her gün içtiÄŸimiz çayın tadını daha iyi alır olduk. Ä°lgi ile bilginin evlenmesi bende hep heyecan uyandırıyor. Böylece dünyanın tadını daha iyi çıkarttığımızı düşünüyorum.CAMELÄ°A SÄ°NENSÄ°SToplantıda anlatılanlara bakılırsa, Türkiye dünyanın önde gelen bir çay üreticisi ve üçüncü büyük tüketicisi. DoÄŸrusu ben böyle bir rekora imza attığımızı bugüne kadar bilmiyordum. Bunun bir nedeni de, bir çay tiryakisi olarak gezip dolaÅŸtığım yerlerde ne Türk çayına, ne de bizim usulde demlenmiÅŸ çaya rastlamamış olmam. Sadece kitabi bilgi olarak Rusların, Ä°ranlıların, Afganların ve buralara yakın bazı bölge halklarının çayı bizim gibi demleyip içtiklerinden haberim var.Sudan sonra dünyanın en çok tüketilen içeceÄŸi sıfatını yüzyıllardır gururla taşıyan çayın 1500 kadar çeÅŸidi olduÄŸu söylenir. Ä°ÅŸin esasına bakılacak olursa, bunların tümü Çin kamelyası (Camellia Sinensis) denilen bir bitkiden gelmekte. Çayları birbirinden farklı kılan bu bitkinin deÄŸiÅŸik biçimlerde iÅŸlenmiÅŸ olması.Çay yaprakları toplandıktan sonra hemen ölmüyor. Hayatın devamının en önemli faktörü, enzimlerin faaliyetlerini sürdürmesi. Çinliler ve Japonlar -sırasıyla tavada ısıtarak veya buhara tutarak- bu enzim faaliyetini durdurmayı tercih ediyorlar. Böylece doÄŸadakine çok benzeyen yeÅŸil yapraklar elde ediliyor. Bizim tercihimiz ise yaprakların mayalanması -fermantasyon- yoluyla elde edilen siyah yapraklar. Bir baÅŸka deyiÅŸle çay türü olarak temel iki kategori fermante edilmemiÅŸ yeÅŸil çaylarla, fermante edilmiÅŸ siyah çaylardan oluÅŸuyor. Bir de Çin ve Tayvan'da görülen ve harika bir tadı olan yarı fermante edilmiÅŸ ulong tipi çaylar mevcut.SaÄŸlık kaygısına düşmüş Batı dünyasında yeÅŸil çay modası hızla yayılmakta. Buna karşılık poÅŸet çay tüketiminin geliÅŸtiÄŸi eski Sovyet Bloku ülkeleri de, siyah çay tüketimini hızla yukarı çekmekte.EN PAHALISI BEYAZ ÇAYMadem bu ayrıntılara girdim, kiÅŸisel tercihimi söyleyeyim. Bence bir çay çeÅŸidine takılıp kalmak, gerçek bir çay tiryakisinin ÅŸiarı olamaz. Ä°yi bir Assam veya Nepal çayını reddetmem mümkün deÄŸil. Yemeklerden sonra füme tatların çok hakim olduÄŸu o is kokulu nefis Lapsan suçong çayına asla hayır diyemem. Bunlara karşılık genel tercihimi yine de yeÅŸil çaydan kullanmak taraftarıyım. Ama bir keyif çayı içeceksem, bu genellikle en iyi kalitedeki bir ulong olur. Kendi kendimi ödüllendirmek istediÄŸim ender anlarda ise fincanımdakinin bir beyaz çay olduÄŸundan hiç şüphe edilemez. Çay meraklıları bu çeÅŸitlerin hemen tümünü Ä°stanbul'da Mayadrom'daki Lipton T Corner'da bulabilirler.Bu 'beyaz çay' bende ciddi bir takıntı. Dünyanın en pahalı çayı olması, benim gibi bir çay meraklısını fazla etkilemez. Buna karşılık son derece açık demine raÄŸmen (beyaz sıfatını da bundan alır) müthiÅŸ aroması ve zarafeti ile içeni bir rüya alemine sürükler.Deminden beri sözünü ettiÄŸim çayların keyfini çıkartmak için kurallara uygun bir hazırlama süreci bulunduÄŸunu söylemem bilmem fazla söz olur mu? Onu da, dilerseniz, önümüzdeki Pazar günü konuÅŸalım...Çay Cumhuriyet’in içkisiÇay bundan beÅŸ bin yıl önce ilk kez Çin'de içilmiÅŸ. Çinliler iki bin yıldır da çay üzerine yazıp çizmekte. Bunların bir kısmı elbette çayın yetiÅŸtirilmesi, türleri, hazırlanması üzerine teknik bilgileri içeren yazılar. Ama bence daha etkilisi, Çinlilerin çaya yükledikleri mistik anlamları içeren yazılar. Japonya'da durum pek farklı deÄŸil. Japonlar çayı Çinlilerden almış. Çayın Japonya'ya geliÅŸ tarihi M.S. altıncı yüzyıl. Çayı ilk içen Japonlar Zen manastırlarındaki keÅŸiÅŸlermiÅŸ. Yedi yüzyıl sonra, M.S. 13. yüzyılda çay din adamlarının tekelinden çıkıp halka ulaÅŸabilmiÅŸ. Avrupa'ya ilk parti çay, Hollandalıların kurduÄŸu DoÄŸu Hindistan Kumpanyası tarafından 1606'da Çin'den getirilmiÅŸ. Çayın Avrupa'daki merkezi sayılan Ä°ngiltere'ye çayı getiren ise bir Portekiz prensesi, Bragança'lı Catherine. 1662'de Ä°ngiltere Kralı II. Charles ile evlendiÄŸinde Ä°ngiltere'ye getirdiÄŸi çeyizinde çayın da olduÄŸu biliniyor. Zaten çayı Ä°ngilizlere tanıtan ve bu içeceÄŸi bir moda haline getiren de Portekiz asıllı Ä°ngiltere Kraliçesi Catherine olmuÅŸ. 1657'de Thomas Garraway adlı bir Ä°ngiliz açtığı kafede kiloyla çay satışına baÅŸlamış. Bir yıl sonra, 1658 yılının Eylül ayının yirmi üçüncü günü, Ä°ngiltere'de yayınlanan Mercurius Politicus adlı gazetede ilk çay ilanı yer almış. Türkiye'de çaydan ilk söz eden kiÅŸi Hacı Mehmet Arif Bey. ‘‘Çay Risalesi’’ adlı kitabında çayın nimetlerini onun övdüğünü biliyoruz. Türkiye'de ilk kez çay üretimini baÅŸlatan ise Ä°ktisat Vekaleti temsilcisi Zihni Derin Bey. Zihni Derin Cumhuriyet'in kurulduÄŸu yıl 1923'de Rize'nin Müftü mahallesinde bir bahçede çay yetiÅŸtirmiÅŸ.10 Türk’ten 9’u her gün çay içiyorYakın bir geçmiÅŸte yapılan bir araÅŸtırma Türk halkının çaya ilgisini çok güzel gösteriyor. Ä°ÅŸte bu araÅŸtırmadan bazı önemli notlar...1. Türk halkının yüzde 90'ı günde en az bir kere çay içiyor.2. Türkiye'de, su dahil, içilen soÄŸuk-sıcak meÅŸrubatın, sırasıyla, yüzde 42'si su, yüzde 39'u çay, yüzde 7'sini ise diÄŸer içecekler oluÅŸturuyor.3. Türkiye'de günlük ortalama deÄŸerlerle ve kiÅŸi başına, kadınlar 0.5 litre, erkekler ise 0.7 litre çay içmekte. KiÅŸi başına içilen çay ortalaması 7 bardak.4. Bizde çay yüzde 95 evde, yüzde 18 iÅŸte, yüzde 2 okulda, yüzde 11 misafirlikte, yüzde 5 restoran veya kafede, yüzde 4 ise kıraathanelerde içiliyor. (Bir kiÅŸi birden fazla yerde çay içtiÄŸi için yüzdeler toplamı 100'den büyük.)5. Türklerin yüzde 59'u çayı ÅŸekerle içiyor.6. Türklerin yüzde 33'ü özel harman yaparak içeceÄŸi çayı kendisi hazırlıyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!