Güncelleme Tarihi:
BİR CASUSLUK FAALİYETİ
“(AYM’nin Dündar ve Gül kararı ve Cumhurbaşkanı’nın sözleri) Bu 2 gazeteci, aradan uzun süre geçtikten sonra gizli belgeleri, kanuni bakımdan sakıncalı belgeleri yayınlamışlardır. Bir casusluk faaliyetidir. Basın özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Bu belgeleri verenlerin ve yayınlama için çaba sarf edenlerin amacı açıktır. Türkiye’yi baskı altına almak ve hükümeti sanık sandalyesine oturtmak. İşin esası budur.
BİZ GETİRDİK, PİŞMAN DEĞİLİZ
Önemli bir gerekçe söz konusu değilse tutuksuz yargılama esastır. Çünkü onların suçlu olduğuna dair bir karar tecelli etmemiştir. Bu duruma dair demiyorum, ilkesel olarak söylüyorum. AYM’ye bireysel başvuru şartını da biz getirdik. Pişman değiliz. Doğru olanı yaptık ama dünyanın her yerinde AYM’ye yetki verildiğinde temel konu şudur, bütün yargı süreçleri tamamlandıktan sonra bireysel başvuru hakkı kullanılabilir. Yargı süreci tamamlanmadan AYM’ye başvurulamaz. Böyle bir durumda AYM’ye niçin başvurulmuş oluyor; tutuklu yargılanma ile ilgili bir karar var, başvurulabilir. Davanın esası tutuklu olup olmama değil. Gizli belgelerin ifşa edilmesi davası. Dava sürerken esasından koparılıp basın özgürlüğü davası olarak yansıtılması süren davaya açık bir müdahaledir.
MAHKEMEYE İSTİKAMET ÇİZDİ
AYM’nin verebileceği tek karar tutuklu yargılanma ile ilgilidir. Daha birinci mahkemede süreç tamamlanmadan AYM’nin verdiği karar, birinci mahkeme kararını yönlendirmesi, ona bir takım istikamet çizmesi, hatta belirlemesi AYM’nin yetkisini aşan tutumdur. Tutuklu yargılama ile ilgili bir başvuru üzerine sanki birinci mahkeme gibi değerlendirip, yargı sürecinin tümüne bir karar vermesi doğru değil. Birçok kurum kendilerine verilen yetki sınırında kalmaktansa diğer yapıların önüne çeken bir tutum takınmayı neredeyse usul haline getirmiş görünüyor. Yürüyen bir davaya müdahil olunmuş görüntüsü, kararı önceden belirleme hakkı da kimse de yok. Tutukluluk hali dışında bir kararın AYM’nin bireysel başvuru çerçevesinde olması düşünülemez.
HERKESİN ELEŞTİRME HAKKI VAR
Herkes kendisine tanınan yetki ve sorumluluk içinde karar alma hakkına sahiptir. Herkesin de görüş belirtme ve gerektiğinde eleştirme hakkı da söz konusudur. Cumhurbaşkanımızın görüşlerini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Bireysel başvuru önemli bir reform. Kesinlikle devamını savunuyoruz. Bazı ilkeler konulması aşikardır, ihtiyaç vardır. Tüm kurumların üzerinde mutabık kaldığı düzenleme düşünülebilir. Bireysel başvuru hakkı, ucu açık hak olarak değerlendirilmedikçe korunmalıdır. İlkelerini tekrar birlikte değerlendirme ihtiyacı olabilir.
BÜROKRATA CEVAP VERMEM
(Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış’ın açıklaması) Sayın Başbakan Yardımcımızın kastettiği, Cumhurbaşkanımız da herhangi bir devlet yetkilisi veya vatandaş gibi eleştiri yapma hakkı vardır. Herhangi bir başdanışmanın, bürokratik anlamda varsa böyle bir açıklamasına cevap vermek gibi bir tutum içerisine girmedim, girmem. Türkiye’de devletin başı anlamında Cumhurbaşkanı’nın, hükümetin başı anlamında Başbakan’ın yetkileri bilinir. Bir başbakanın herhangi bir bürokratın ifadesi üzerine yorum yapmasını doğru görmem.”