Başbakan cep telefonundan izledi

Güncelleme Tarihi:

Başbakan cep telefonundan izledi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2004 00:00

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök konuşmasını yaparken, Japonya’da bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara’da CNN Türk ekranı önüne konan cep telefonundan onu dinliyordu.Başbakan’ın çevresi dün sabah saatlerinden itibaren Genelkurmay Başkanı’nın ne diyeceği konusunda bilgi toplamaya çalışıyordu.İLK İSTİHBARATBundan da şu anlaşılıyor.Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nın söyleyecekleri hakkında bilgi sahibi olmamış.Konuşmadan önce Başbakan’a iletilen bilgiler pek iç açıcı değildi.Genelkurmay Başkanı’nın ABD’ye sert bir çıkış yapacağı beklentisi vardı.Başbakan konuşmanın bir bölümünü izledi. Konuşmanın metni ve sorulara verdiği cevaplar hemen deşifre edilerek Tokyo’ya fakslandı.Genelkurmay Başkanı’nın konuşması hakkında benim görüşüme gelince.Beni şaşırtmayan, tipik bir ‘Hilmi Özkök konuşması’.Her zamanki gibi akılcı, serinkanlı, ‘dolduruşa gelmeyen’ bir konuşma.Değerlendirmeye, belki de en sonda yapmam gereken şeyden başlayayım.Genelkurmay Başkanı niye bu konuşmayı yaptı?Bence asıl üzerinde durmamız gereken nokta bu ama ben bu sorunun cevabını veremedim. Genelkurmay Başkanı, ‘Bize göre Annan Planı’nın olumlu ve olumsuz yanları var’ dedi.Olumsuz yanlarını kendiliğinden saydı. Ayrıca gazetecilere dağıtılan metinde bunlar vardı.Buna karşılık dağıtılan metinde olumlu yanları sayılmıyordu.Özkök, planın olumlu yanlarını Sedat Ergin’in sorusu üzerine saydı. Anladığım kadarı ile bu sorunun gelmesini bekliyormuş.İki nokta dikkatimi çekti. Planın olumlu yanlarını çok iyi incelemiş ve hazırlıklıydı.ERGİN SORUNCAİkinci ve daha önemlisi ise, olumlu yanlarını anlatmak için ayırdığı süre, olumsuz yanlarını anlatmak için ayırdığı süreden az değildi.Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasını çok dikkatle izlediğimde gördüm ki, üç ayrı gruba ders niteliğinde mesajlar var.Birincisi, kendisini Başbakan’la karşı karşıya getirmek isteyen gazetecilere. Onlara verdiği cevap bir askeri meşruiyet dersi gibiydi.YENİ MİLLİYETÇİLİKİkinci bir ders ise milliyetçiliği kaba saba hale getiren ve kendine ‘Kuvvayı Milliyeci’ diyen kişilere.Bir askeri konuşmada ilk defa ‘Türkiye halkı’ kavramının kullanıldığını gördüm.Türk milliyetçiliğinin etnik temele dayalı olmadığını söylerken Atatürk’ün şu sözüne atıf yaptı:‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.’Bana göre bu çok önemli bir zihniyet farkını ortaya koyuyor.Tabii bir ders de AKP’ye vardı.Genelkurmay Başkanı laiklik ilkesinin altını çok kuvvetli çizgilerle belirledi.Ama bunu yaparken askerin inançlara karşı olmadığını, bir insanın hem laik hem de inançlı olabileceğini çok net biçimde söyledi.Bunun anlamı şudur:Ülkede gerginlik istemiyorsak, artık laikliği kaşıyıcı tavırlardan kaçınalım.Bir Türk genelkurmay başkanının bu tavrı alkışlanmaz da ne yapılır?Meclis iradesine saygılı, ülkenin tarihi kararlarında fikrini söyleyip, son sözü referandumda oy kullanacak halka ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bırakan, milliyetçilik anlayışını kaba bir etnik benmerkezcilikten çıkaran, insanların inançlarına saygılı ama laiklik ilkesine bağlı ve sonuna kadar savunacak olan, çok tahrik edildiği halde ülkenin başbakanı ile polemiğe girmeyen bir genelkurmay başkanı.Gelelim konuşmanın en yadırgadığım tarafına.Adını açıkça koyalım.Genelkurmay Başkanı’nı durmadan tahrik etmeye çalışan dar bir grup, onun cumhurbaşkanlığı peşinde olduğu dedikodusunu yayıyordu.Orgeneral Özkök’ün bana göre serinkanlılığını kaybettiği tek an, bu dedikodulara verdiği cevaptı.Kendine böyle bir teklif yapma cüretini gösterecek kimsenin olmadığını söyledi.Bence bunlara hiç ihtiyaç yok.ÇANKAYA’YA ÇIKAMAZ MIBu ülke geçmişte cumhurbaşkanı adayı bulma konusunda çok kısır tartışmalar yaşadı, çok zorluklar çekti.Bu görevi hakkıyla yapacak devlet adamlarına ihtiyacımız var.Onların cesaretini şimdiden kırmak Türkiye’nin menfaati olamaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!