Bankalar risk yönetimini ciddiye alıyor

Güncelleme Tarihi:

Bankalar risk yönetimini ciddiye alıyor
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 16, 2004 00:00

Türkiye Bankalar BirliÄŸi'nce gerçekleÅŸtirilen anket, çaÄŸdaÅŸ risk yönetimi tekniklerinin ve sistemlerinin uygulanmaya baÅŸlanmasının yasal düzenlemelerin dayatmasıyla baÅŸladığını, ancak süreç içerisinde çoÄŸu banka açısından risk ölçümünde ulaşılan seviyenin, mevzuatın öngördüğü çerçevenin ötesine geçtiÄŸini ortaya koydu.Türkiye Bankalar BirliÄŸi, Risk Yönetim Sistemleri ve Uygulama Esasları Çalışma Grubu tarafından Türk bankalarındaki risk yönetimi uygulamaları hakkında hazırlanan çalışmanın sonuçlarını yayınladı.  Ãœlkede son yıllarda yaÅŸanan finansal krizlerin, ekonominin tümünü etkilediÄŸi, en büyük olumsuz etkiye de bankacılık sisteminin maruz kaldığına iÅŸaret edilen çalışmada, uluslararası boyuttaki geliÅŸmelerinde aynı zaman dilimlerinde ortaya çıktığı, küreselleÅŸmenin boyutlanması ve teknolojiye olan bağımlılığın giderek artmasının uluslararası finans kesiminin temel gündemini oluÅŸturduÄŸu, bu geliÅŸmelerin bankacılıktaki risk yönetiminin artan öneminin baÅŸlıca nedenleri olduÄŸu vurgulandı.  Türkiye'deki somut geliÅŸmelerin, risk yönetiminin kavram olarak mevzuata girmesiyle baÅŸladığı, ilk defa Bankalar Kanunu'nda ifadesini bulan düzenlemelerin 8 Åžubat 2001 tarihinde yayımlanan yönetmelik ile ayrıntılandırıldığı kaydedilen çalışmada, 2001 yılındaki uyum süresinin ardından, ''2002 yılından itibaren bankaların, mevzuatın öngördüğü çerçevede çaÄŸdaÅŸ risk yönetimi sistemleri kurma yolunda önemli bir mesafe katettikleri görülmektedir'' denildi.   Çalışmaya göre, risk yönetimi uygulamalarının yönetiÅŸimsel boyutu ve teknik yeterlilikleri bakımından ne aÅŸamada olduÄŸunun saptanmasının yararlı olacağı düşüncesinden hareketle bankalara yönelik düzenlenen ankete, 12'si özel, 7'si yabancı, 3'ü kamu sermayeli, 3'ü de mevduat kabul etmeyen banka olmak üzere 25 banka katıldı.      Söz konusu bankaların 30 Eylül 2003 tarihi itibariyle 175,7 katrilyon düzeyinde olan aktif toplamı, sektörün aynı tarihteki aktif toplamı olan 225 katrilyon liranın yüzde 78'ini oluÅŸturuyor.  Risk yönetimi fonksiyonunun nasıl bir organizasyonel yapıda icra edildiÄŸine iliÅŸkin anket sorusuna, kamu sermayeli bankaların tümü, özel sermayeli bankaların yüzde 75'i, yabancı bankaların yüzde 57'si ve mevduat kabul etmeyen bankaların yüzde 33'ü olmak üzere, tüm katılımcı bankaların yüzde 68'i bağımsız bir risk yönetimi birimi veya bağımsız birer piyasa, kredi, operasyonel risk birimleri bulunduÄŸu yönünde yanıt verdi.       İÇ DENETÄ°M VE RÄ°SK YÖNETÄ°MÄ°NDE 2051 KİŞİ ÇALIÅžIYOR     Katılımcı bankaların iç denetim ve risk yönetiminde toplam 2051 kiÅŸi görev yapıyor. Yanıtlar deÄŸerlendirildiÄŸinde, özel sermayeli bankalarda teftiÅŸ kurullarının, kamu bankalarında iç kontrol merkezlerinin, yabancı bankalarda ise risk yönetimi birimlerinin daha fazla çalışanı olduÄŸu ortaya çıkıyor.     Katılımcı bankaların yüzde 96'sı teftiÅŸ kurulundan bağımsız bir iç kontrol fonksiyonunun bulunduÄŸunu belirtti. Türk bankalarının Basel II'ye uyum çerçevesinde baÅŸlatmış oldukları risklerin daha duyarlı hesaplanmasına yönelik faaliyetler halen devam ediyor. Anket yanıtlarının incelenmesinden, sistem genelindeki genel durumun Basel-II'ye yönelik öğrenme ve algılama evresinde olduÄŸu anlaşılıyor.      ''Risk komiteleri toplantılarında icracı birimlerin uygulamalarını etkileyen kararlar alınmakta mıdır?'' sorusuna yüzde 68 oranında ''Evet'' yanıtı verildi.  Anket sonuçları, 8 Åžubat 2001 tarihli Risk Yönetimi YönetmeliÄŸi'nden sonra Türk bankacılık sisteminin piyasa riski ölçüm sistemlerini kurmakta oldukça hızlı davrandığını gösteriyor. Katılımcı bankaların tamamı, yasal sermaye yeterliliÄŸi hesabı için gerekli olan piyasa riskine maruz tutarın belirlenmesinde Standart Metodu kullanıyor. Bunun yanı sıra, bankaların yüzde 76'sı daha hassas risk ölçümünü saÄŸlamak için banka dahilinde Riske Maruz DeÄŸer (RMD) modelleri oluÅŸturdu, ticari yazılım satın aldı ya da danışmanlık firmalarından bu konuda yardım saÄŸladı.      Piyasa riski modeli kullanan bankalar, modellerinin etkinliÄŸini geriye dönük testlerle gözden geçiriyor. Kredi riski, bankaların risk ölçme, izleme ve raporlama süreçleri konusunda en çok hassasiyet gösterdikleri risk kategorisini oluÅŸtururken, bankaların büyük çoÄŸunluÄŸunda kredi riski ölçüm sonuçlarının bankanın kredi politikalarının oluÅŸturulmasında kullanıldığı görüldü. Anket sonuçları, bankalarca operasyonel risk yönetiminin, piyasa riski ve kredi riskine göre geri planda tutulduÄŸu yolundaki genel kanıyı destekler nitelikte çıktı.  MEVZUATIN ÖNGÖRDÜĞÜNÃœN ÖTESÄ°NE GEÇİLDÄ°Anketten çıkan en önemli sonuçlardan birisi, bankalarda çaÄŸdaÅŸ risk yönetimi tekniklerinin ve sistemlerinin uygulanmaya baÅŸlanmasının yasal düzenlemelerin dayatmasıyla baÅŸladığı, ancak, süreç içerisinde sistemde çoÄŸu banka açısından risk yönetiminde ulaşılan seviyenin mevzuatın öngördüğü çerçevenin ötesine geçtiÄŸi bulgusu oldu.      ÖrneÄŸin, istisnasız tüm bankalar, piyasa risklerini denetim otoritesine ''Standart Yöntemi'' kullanarak raporluyor. DiÄŸer taraftan bankaların önemli bir bölümü, aynı zamanda hassas risk ölçümü yapan ''Riske Maruz DeÄŸer'' modelleri ile de ölçüm yaparak banka dahilinde raporluyor ve piyasa risklerini günlük olarak izliyor. Bir baÅŸka örnek ise kredi riski açısından yasal bir zorlama henüz bulunmamakla birlikte, birçok bankada kredi portföyüne iliÅŸkin zarar olasılığı rakamları istatistik modellerle hesaplanarak izleniyor.       RÄ°SK YÖNETÄ°MÄ°NDE CÄ°DDÄ° YATIRIMLAR YAPILDITürk bankalarında risk yönetimi sürecinin evrilerek, salt yasal gereklilikleri karşılamaktan, bankanın faaliyetlerine ve yapısına göre ihtiyaç duyulanların yapılmaya çalışıldığı bir noktaya geldiÄŸi tespitiyapılan çalışmada, ÅŸu deÄŸerlendirmelere yer verildi:      ''Risk yönetimi uygulamalarının ortaya koyduÄŸu bir baÅŸka önemli husus ise Türk bankacılık sisteminin önemli bir bölümünde bağımsız birrisk yönetimi, teftiÅŸ ve iç kontrol iÅŸlevlerinin bağımsız birimlerce yerine getirildiÄŸi; bankaların insan kaynağının yanı sıra, Basel II uyum faaliyetleri de dahil olmak üzere, çaÄŸdaÅŸ risk yönetimi sistem ve teknikleri konularında ciddi yatırımlar yaptıkları gerçeÄŸidir.     Genel olarak, risk yönetiminin Türk bankacılık sisteminde geldiÄŸi nokta, risklerin belirlendiÄŸi, tanımlandığı, ölçüldüğü ve kısmen de izlendiÄŸi aÅŸamalardır. Anket sonuçları, risk ölçüm sonuçlarının ve risk yönetimi fonksiyonlarının öngörülerinin bankaların karar alma süreçlerinde henüz etkin olarak yer alamadığı gerçeÄŸini göstermektedir.  Risk yönetimi fonksiyonunun bankaların hayatlarında vazgeçilmez konuma gelmesi, hayatlarının bir parçası olması, bu fonksiyonun baÅŸta üst yönetimler olmak üzere tüm çalışanlarca tam olarak algılanması ve benimsenmesi ve bu yoldan risk kültürünün örgüt kültürüne uyarlanmasıyla olanaklı olacaktır.''Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!