Bana koca bul başkan

Güncelleme Tarihi:

Bana koca bul başkan
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut, bir ev toplantısındaydı

Bahçelievler Siyavuşpaşa'da kadınlarla dolu bir ev. Zil çalıyor ve gözlenen misafir kapıda beliriyor. Gelen konuk, alışılagelmişin tersine kadın değil bir erkek. Üstelik aileden biri değil, bir yabancı. Ama onu herkes tanıyor, tek tek elini sıktığı kadınlardan bir kısmının ismini de biliyor.

NADİRE Hanım pastaları yapmış, çörekleri Esma Hanım getirmiş, kekler ise Nuran Hanım'ın maharetli ellerinden çıkmış. Ortalıkta nefis karanfilli bir çay buharı geziniyor. Çeyiz sandıklarından çıkarılmış rengarenk peçeteler lavanta kokuyor. Bugünün şerefine, vazolardaki plastik çiçekler çıkarılıp yerine hakikileri konmuş. Güller, nergisler ve karanfiller renklendirmiş masaları. Küçük tepsileri, minik servis tabaklarını taşıyan genç kızların elleri pürtelaş. Yaşlı kadınların müfettiş bakışları, masaları, sehpaların üzerindeki servis harekatını teftiş ediyor.

Sabahın ilk saatlerinde, Bahçelievler Siyavuşpaşa'da bir evde yapılan bu hazırlıklar öğleden sonra bir kadınlar gününün başlayacağına işaret ediyor.

Ama saatler ilerleyip de hazırlıklar genişleyince, o günün normal bir kadın günü olmadığı anlaşılıyor. Komşulardan gelen bardak, tabak takviyesinden hanenin kalabalık olacağı da farkediliyor. Gösterilen itinadan, tertipli düzenlemeden, çeşnilerin bolluğundan da gelecek konuğun ya da konukların çok önemli olduğu ortaya çıkıyor. Sonra kadınlar bir bir gelmeye başlıyor. Odaları alt üst eden, koridorları bir kayak pisti gibi kullanan çocukların aşırmaları dışında tabaklardakilere kimse elini sürmüyor. Çiçek motifleri şeklinde ya da piramit şeklinde yerleştirilmiş kuru pastalardaki dizaynın bozulmaması için evsahipleri de misafirler de özen gösteriyor.

Başkan ne demek?

Nihayet, zil çalıyor ve gözlenen misafir kapıda beliriyor. Gelen konuk, alışılagelmişin tersine kadın değil bir erkek. Üstelik aileden biri değil bir yabancı. Ama onu herkes tanıyor, tek tek samimi bir şekilde elini sıktığı kadınlardan bir kısmının ismini de biliyor. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperek başköşede kendine ayrılmış koltuğa yerleşiyor ve kadınlara dönerek, ‘‘Eee hanımlar nasılsınız bakalım?’’ diye söze başlıyor. Sonra gelsin çaylar börekler, konuşulsun siyasetler faslına geçiliyor. Hatırlı konuğun adı Saffet Bulut, kendisi Bahçelievler Belediye Başkanı. İşte bu yüzden evdekilerin akrabası değil ama herkesin yakını.

Evdekilerden Nezahat Güçlü, ‘‘Başkan demek sokakların, yolların, evlerin, çocukların geleceklerinin, parkların, çarşıların, bahçelerin emanet edildiği kişi demektir. Soluduğumuz havada bile onun dahli vardır. Eğer çalışırsa temiz bir çevre, gürültüsüz yollar, çiçekli bahçeler olur. Ama tembel, beceriksiz, hırsız olursa bu tam bir felakettir’’ diye hatırlı şahsın değerinin altını çiziyor.

Latife Kınalı ise, ‘‘Bizim için milletvekilleri çok önemli değil. Çünkü onlar Ankara'ya gider. Saffet Bey'in durumu farklı. Biz onu hergün görürüz. Bir derdimiz olduğunda telefona sarılıp ya da kapısını çalıp derman isteriz’’ diye destekliyor Nezahat Hanım'ı.

Saffet Bulut burada söze girip, ‘‘Evet evet... Her konuda beni ararlar. İSKİ bir çukur kazar, Saniye Teyze telefonu açıp, 'Günlerdir bu çukuru neden kapatmadın bakiyim' diye beni azarlar. İGDAŞ'ın uçurumlarından beni sorumlu tutarlar. Elektrikleri kesilir müsebbibi olarak beni görürler. Yıllardır tek tek anlatırım: Bunların sorumlusu bizim belediyemiz değil, büyükşehir belediyesidir derim, dinletemem. Anlarlar, anlarlar ama bir şekilde meseleleri çözeceğimi bildikleri için işleri benim sırtıma yüklemekten çekinmezler’’ diyor.

Sıra faaliyet raporunda

Başkan'a ev toplantılarında karşılaştığı en ilginç soru ve sorunların neler olduğunu soruyoruz. Biraz düşünüp yanıtlıyor:

‘‘Ailenin kızı kaçırılmıştır; benden bulmamı isterler. Oğulları askerdedir; İstanbul'a tayin edilmesi için araya girmemi talep ederler. Geçenlerde dul bir ihtiyar kadın, 'Bana koca bul da evleneyim' dedi. Ben de 'Teyze ben sana nereden koca bulayım Allah aşkına' dedim. Dinletemedim. Televizyonda görmüş: Bir belediye başkanı yaşlı dulları evlendiriyormuş. Ben ne kadar beceriksiz bir belediye başkanıymışım da kendisine bir koca bulamıyormuşum?’’

Saffet Bulut, gittiği tüm evlere kadın yardımcılarını da yanında götürüyor. Onlar, sorunları tek tek not alıp rapor tutuyor ve sonra da işleri takip ediyor. Soru, istek ve dilek faslından sonra Başkan sadede gelip başlıyor anlatmaya. Beş yıl boyunca yaptıklarının ve bundan sonra yapacaklarının dökümünü çıkarıyor. Bir nevi faaliyet raporu sunuyor. Kadınlar için yaptıklarını şöyle sıralıyor:

‘‘Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ile birlikte, bir kreş kurduk. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne ait Kadın Sığınma Evi'ni teftiş ettik. Tüm sergi salonlarını kadınlara ücretsiz tahsis ediyoruz. Elişi, tiyatro, folklor, el sanatları, İngilizce, bilgisayar ve çeşitli meslek kurslarından hanımlar bedava yararlanıyor. Kariyer Moda Kursu ile kadınlara yönelik çalışmalar yapıyoruz.’’

Saffet Bulut, kadınların özellikle yerel politikaya erkeklerden daha fazla ilgi gösterdiğini söylüyor. Çoğunlukla evde bulundukları için hanımların sokağın ve kentin sorunlarıyla daha fazla cebelleştiklerini söylüyor. ‘‘Bir de bazı hanımların kendi kadınlar günü geleneğini bu toplantılara taşımaları olmasa daha iyi olacak’’ diyor ve örnekliyor, ‘‘Bazı yaşlı teyzelerimiz, siyasi geleceğimi öğrenmek için kahve ya da kağıt falı bakmak için ısrar ediyorlar. Ben de onlara, ‘‘Benim ve Bahçelievler'in siyasi geleceği kahve fincanında değil sizin llerinizdedir’’ diyorum ikna olup susuyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!