Bakan'dan Sezer'e Kılıçbalığı suçlaması: Delilsiz operasyon yaptırttı
Güncelleme Tarihi:
Nuray BABACAN / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2002 11:54
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Emlakbank olayında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nu yetkisi yokken savcılığı harekete geçirdiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Emlakbank'ın eski yöneticilerine yönelik ‘Kılıçbalığı’ ve ‘Lodos’ operasyonu konusunda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i eleştirdi. Yücelen, ‘‘DDK, yetkisi yokken savcılığı harekete geçirdi. Operasyonu bir hafta beklettim. Savcılık ısrar etti’’ dedi.
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, çok sayıda üst düzey Emlakbank eski bürokratının gözaltına alındığı operasyon hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. Önceki gece geç saatlere kadar süren ANAP MKYK toplantısında İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, üyeleri bilgilendirdi. Yücelen, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) Emlakbank ile ilgili hazırladığı raporun doğrudan Savcılığa intikal ettirildiğini söyledi. Normal prosedürün Başbakanlığa gönderilmesi olduğunu anımsatan Yücelen, şunları söyledi:
‘‘Savcılık, DDK'dan gelen bu raporu işleme koymuş ve mali polise harekete geçmeleri konusunda talimat vermiş. Beni haberdar ettiler. Ben de delil var mı diye sordum. Hiçbir delil olmadığını söylediler. Operasyonu geçen hafta cuma günü yapacaklardı, beklettim. Ancak savcılık yeniden devreye girerek, gereğinin yapılması istemiş. Bunun üzerine pazartesi günü operasyon başladı. Ben de polislere, resmi ekip yollamayın, sivil polisler gitsin ve son derece nazik davranın dedim. Sonuçta, ifadeleri alındı ve hepsi serbest bırakıldı.’’
HUKUKÇU DEVLETİ
Yücelen'in bu sözleri üzerine, ANAP MKYK üyelerinden Ekrem Pakdemirli ve Turgut Yılmaz, yetkisi olmayan bir kurumun talimatıyla ve hiçbir delile dayanmadan kişilerin gözaltına alınmasını eleştirdiler. Pakdemirli, ‘‘Bu hukuk devletinin değil, polis devletinin göstergesidir’’ dedi. Bunun üzerine Yücelen, ‘‘Hukukçu devleti deseniz daha doğru olur’’ diyerek dolaylı, DDK kendisine bağlı olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderme yaptı.
Bu tartışmaya, Enerji eski bakanı Cumhur Ersümer de katılarak, müstehzi bir tarzda, ‘‘Yargının bağımsız olduğunu daha önce de gördük. Savcı, Beyaz Enerji'yle ilgili hazırladığı iddianamesine benimle ilgisi olmayan ifadelere yer verdi, sonra çıktı, yanlışlıkla koydum dedi. Bu savcıyla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Ne kadar bağımsız olduklarını gördük’’ dedi.
Bazı MKYK üyeleri de, ‘‘Delil olmadan insanlar zan altında bırakılıyor. Bu kişilerin onurunu kim koruyacak’’ dedi.
Polis ifade almadan savcılık bıraktı
Kılıçbalığı Operasyonu kapsamında İstanbul'da gözaltına alınan 24 kişinin, poliste ifadeleri alınamadan savcılığa sevkedildiği bildirildi. Diğer illerden getirilen 3 kişi ile birlikte önceki akşam savcının isteği üzerine adliyeye götürülen 24 kişi sorgularının ardından serbest bırakıldı. Bu arada operasyon kapsamında, bankanın eski şube yöneticilerinden Etem Davran ve Tayyar Cebernut'ta gözaltına alındı. İfade için arandıklarını öğrenince dün savcılığa gelen Fahrettin Doğan ve Özcan Atalay ise, Savcı Ahmet Günaydın'a ifade verdikten sonra serbest kaldı.
Operasyon kapsamında önceki gün sabaha karşı gözaltına alınanlarla ilgili olarak soruşturma için polisin savcılıktan ek gözetim talebine karşılık, Şişli Cumhuriyet Savcılığı gözaltına alınanların mahkemeye sevkini istedi. Emniyet yetkilileri, ‘‘Savcılıktan ek gözetim talebimize cevap beklerken, Şişli Savcılığı tarafından sanıkların sevki istendi. Operasyonla gözaltına alınan 24 kişinin nezaret ve sağlık kontrolleri 1 günümüzü aldı. Tam sorgu aşamasına geldiğinde adliyeye sevki istendi. Hiçbir sanığın ifadesini alamadık’’ dedi. Soruşturmayı yürüten Savcı Altan Günaydın, zimmet suçundan fezleke hazırlarsa sanıklar, 6 yıldan 12 yıla kadar hapis, bankayı uğrattıkları zarar kadar da para cezası istemiyle yargılanacak.
Çağırsalar ifade verirdik
‘Kılıçbalığı’ Operasyonu kapsamında önceki gün gözaltına alınan ve dün sabaha karşı serbest bırakılan Emlakbank'ın eski yönetim kurulu üyelerinden biri, yaşadıklarını Hürriyet'e şöyle anlattı: ‘‘Sabah 07.00'de uyandırılarak götürüldük. Ayakkabı bağcıkları, ve pantolon kemerlerimizi çıkararak vermemiz istendi. Başka suçlardan aranan diğer sanıklarla aynı mekanda, sabah 8'den itibaren 12 saat bekledik. Akşam 20.30'da ifade vermeye çağrıldık. Bizi, Özal zamanında çıkarılmış, Rüşvetle Mücadele Kanunu'nun ‘zimmet' suçu iddiasıyla götürdüler. Bu kanunun bu maddesini işlettikleri zaman, Başbakan'dan veya ilgili bakandan izin alınması gerekmiyor. Apar topar istedikleri zaman götürüyorlar. ’’
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, çok sayıda üst düzey Emlakbank eski bürokratının gözaltına alındığı operasyon hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. Önceki gece geç saatlere kadar süren ANAP MKYK toplantısında İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, üyeleri bilgilendirdi. Yücelen, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) Emlakbank ile ilgili hazırladığı raporun doğrudan Savcılığa intikal ettirildiğini söyledi. Normal prosedürün Başbakanlığa gönderilmesi olduğunu anımsatan Yücelen, şunları söyledi:
‘‘Savcılık, DDK'dan gelen bu raporu işleme koymuş ve mali polise harekete geçmeleri konusunda talimat vermiş. Beni haberdar ettiler. Ben de delil var mı diye sordum. Hiçbir delil olmadığını söylediler. Operasyonu geçen hafta cuma günü yapacaklardı, beklettim. Ancak savcılık yeniden devreye girerek, gereğinin yapılması istemiş. Bunun üzerine pazartesi günü operasyon başladı. Ben de polislere, resmi ekip yollamayın, sivil polisler gitsin ve son derece nazik davranın dedim. Sonuçta, ifadeleri alındı ve hepsi serbest bırakıldı.’’
HUKUKÇU DEVLETİ
Yücelen'in bu sözleri üzerine, ANAP MKYK üyelerinden Ekrem Pakdemirli ve Turgut Yılmaz, yetkisi olmayan bir kurumun talimatıyla ve hiçbir delile dayanmadan kişilerin gözaltına alınmasını eleştirdiler. Pakdemirli, ‘‘Bu hukuk devletinin değil, polis devletinin göstergesidir’’ dedi. Bunun üzerine Yücelen, ‘‘Hukukçu devleti deseniz daha doğru olur’’ diyerek dolaylı, DDK kendisine bağlı olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderme yaptı.
Bu tartışmaya, Enerji eski bakanı Cumhur Ersümer de katılarak, müstehzi bir tarzda, ‘‘Yargının bağımsız olduğunu daha önce de gördük. Savcı, Beyaz Enerji'yle ilgili hazırladığı iddianamesine benimle ilgisi olmayan ifadelere yer verdi, sonra çıktı, yanlışlıkla koydum dedi. Bu savcıyla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Ne kadar bağımsız olduklarını gördük’’ dedi.
Bazı MKYK üyeleri de, ‘‘Delil olmadan insanlar zan altında bırakılıyor. Bu kişilerin onurunu kim koruyacak’’ dedi.
Polis ifade almadan savcılık bıraktı
Kılıçbalığı Operasyonu kapsamında İstanbul'da gözaltına alınan 24 kişinin, poliste ifadeleri alınamadan savcılığa sevkedildiği bildirildi. Diğer illerden getirilen 3 kişi ile birlikte önceki akşam savcının isteği üzerine adliyeye götürülen 24 kişi sorgularının ardından serbest bırakıldı. Bu arada operasyon kapsamında, bankanın eski şube yöneticilerinden Etem Davran ve Tayyar Cebernut'ta gözaltına alındı. İfade için arandıklarını öğrenince dün savcılığa gelen Fahrettin Doğan ve Özcan Atalay ise, Savcı Ahmet Günaydın'a ifade verdikten sonra serbest kaldı.
Operasyon kapsamında önceki gün sabaha karşı gözaltına alınanlarla ilgili olarak soruşturma için polisin savcılıktan ek gözetim talebine karşılık, Şişli Cumhuriyet Savcılığı gözaltına alınanların mahkemeye sevkini istedi. Emniyet yetkilileri, ‘‘Savcılıktan ek gözetim talebimize cevap beklerken, Şişli Savcılığı tarafından sanıkların sevki istendi. Operasyonla gözaltına alınan 24 kişinin nezaret ve sağlık kontrolleri 1 günümüzü aldı. Tam sorgu aşamasına geldiğinde adliyeye sevki istendi. Hiçbir sanığın ifadesini alamadık’’ dedi. Soruşturmayı yürüten Savcı Altan Günaydın, zimmet suçundan fezleke hazırlarsa sanıklar, 6 yıldan 12 yıla kadar hapis, bankayı uğrattıkları zarar kadar da para cezası istemiyle yargılanacak.
Çağırsalar ifade verirdik
‘Kılıçbalığı’ Operasyonu kapsamında önceki gün gözaltına alınan ve dün sabaha karşı serbest bırakılan Emlakbank'ın eski yönetim kurulu üyelerinden biri, yaşadıklarını Hürriyet'e şöyle anlattı: ‘‘Sabah 07.00'de uyandırılarak götürüldük. Ayakkabı bağcıkları, ve pantolon kemerlerimizi çıkararak vermemiz istendi. Başka suçlardan aranan diğer sanıklarla aynı mekanda, sabah 8'den itibaren 12 saat bekledik. Akşam 20.30'da ifade vermeye çağrıldık. Bizi, Özal zamanında çıkarılmış, Rüşvetle Mücadele Kanunu'nun ‘zimmet' suçu iddiasıyla götürdüler. Bu kanunun bu maddesini işlettikleri zaman, Başbakan'dan veya ilgili bakandan izin alınması gerekmiyor. Apar topar istedikleri zaman götürüyorlar. ’’