Bakan Faruk Çelik: Ölüye ilaç yazıyorsunuz

Güncelleme Tarihi:

Bakan Faruk Çelik: Ölüye ilaç yazıyorsunuz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2008 15:26

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Sağlık çok önemli ama ne yazık ki aynı ölçüde istismara açık alan. Kamu kaynağının yanlış kullanılması, suistimal edilmesi hepimizin kanına dokunuyor. Siz, ölmüş vatandaşa 225 ilaç yazıyorsunuz. Bir bayana bir yıl içinde 9 doğum yaptırıyorsunuz. Bu 70 milyonun sırtından çıkıyor” dedi.

Gaziantep'te Özel Hastaneler Platformu tarafından düzenlenen ‘2008 Sağlık Uygulama Tebliği’ konulu toplantıda konuşan Bakan Faruk Çelik, her alanda olduğu gibi sağlıkla ilgili önemli değişim, dönüşüm yaşandığını söyledi. Genel sağlık sigortasının, sosyal güvenlik reformlarının önemli ayaklarından birisi olduğunu kaydeden Çelik, 1 Ekim itibariyle Sağlık Uygulama Tebliği'nin bir bölümüyle yürürlüğe girdiğini anımsatarak şunları söyledi:

“Sağlık Uygulama Tebliği'nde bazı düzenlemeler yapmak durumunda kaldık. Bu yaptığımız düzenlemeler şöyle anlam taşımasın. Biz suistimal yapanların, usulsüzlük yapanların çok yaygın olduğu kanaatinde değiliz. Ama bir gerçek daha var ki sağlık çok çok önemli. Ama ne yazık ki aynı ölçüde de istismara açık alan. Öyle verilerimiz var ki yani bunları anlatırken sağlık kurumlarımızın özeli geneliyle suçlanıyor olmasından rahatsız oluyoruz, ama netice itibariyle kamu kaynağının bu derece yanlış kullanılması, bu derece suistimal edilmesinin hepimizin kanına dokunduğunu ifade etmek istiyorum. Siz, ölmüş vatandaşlara 225 adet ilaç yazıyorsunuz. Bunu nasıl izah edeceğiz? Bir bayana bir yıl içinde 9 doğum yaptırıyorsunuz. Bunu bize fatura mı ediyorsunuz? Bu 70 milyonun sırtından çıkıyor. Ve koskoca sağlık kurumlarımız özeli ile kamusu ile karalamaya dönük bir tablo ortaya çıkıyor ki açık ve net söyleyeyim, hepinizi tenzih ediyorum, bunu yapanların bir kez daha kendilerini gözden geçirmelerini istirham ediyorum. Bizim amacımız sizleri sıkıntıya sokmak, şartlarınızı daraltarak işlemez hale getirmek değil. Ama ilaç ve sağlık giderleri 2008 yılında 25 milyar YTL iken 2009 yılında projeksiyonlara baktığımız zaman yalnız SGK’na bağlı -yeşil kartlılar içinde yok, kamu çalışanları içinde yok- 30-31 milyara varıyorsa, o zaman bunu oturup hep birlikte düşünmemiz lazım. Öyle verilerimiz var ki yani bunları anlatırken sağlık kurumlarımızın özeli geneliyle suçlanıyor olmasından rahatsız oluyoruz, ama netice itibariyle kamu kaynağının bu derece yanlış kullanılması, bu derece suistimal edilmesinin hepimizin kanına dokunduğunu ifade etmek istiyorum.”

60 MİLYAR YTL PİRİM HEDEFİ

“Önümüzdeki yıl, 60 milyar YTL prim toplamayı hedefliyoruz. 2009 bütçesinde sosyal devlet olmanın gereği olarak 15 milyar YTL kaynak aktarılacak” diyen Çelik, 70 milyona sağlık sistemi açılmışken, istismarlar yüzünden yaşla kurunun birlikte yanması noktasına gelinmesinin üzüntü verici olduğunu vurguladı. Çelik, sağlık çalışanlarının kamu hastanelerinden özele geçişi nedeniyle, sadece geçen temmuz ayında 250 bin hastanın da özel sağlık kuruluşlarına geçtiğini bildirip, “Endişemiz, özel sağlıktaki niteliğin nerelere taşınacağı ve kalitenin kaybolması yönünde” dedi.

SEZARYENLE DOĞUM YÜZDE 60'LARI AŞTI

Sağlık Uygulama Tebliği'ne, sezaryen doğumla ilgili düzenleme koyduklarını kaydeden Bakan Çelik, sezaryenle doğumun dünya ortalaması yüzde 20 olmasına karşın, Türkiye'de Haziran 2007'den bugüne sezaryenle doğumun yüzde 60'ı aştığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada oturan arkadaşlarımızın çoğu hekim, ’doğru diyorsanız’ buna diyecek bir şeyimiz yok, sezaryenle doğum yüzde 60-70-80’lere varmalı diyorsak mesele yok. Bu veriler doğrultusunda bir uygulama koyduk. 650 YTL olan sezaryenle doğum ücretini 450’YTL’ye indirdik. 250 YTL olan normal doğumu 400 YTL’ye çıkardık. Tıbben çok gerekliyse bu oranın yüzde 60’ları yüzde 70’leri zorlaması gerekiyor. Henüz işin başındayız. Ne olur kimse gereksiz yere isyanları oynamasın. Sağlık Uygulama Tebliği’nde bazı düzenlemeler yapmak durumunda kaldık.”

Toplantıdan sonra Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret eden Çelik, bir gazetecinin dünyada yaşanan krizlerle sosyal güvenlik açıklarının transfer açısından bir sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi:

“Sosyal güvenlik açıkları bugünün sorunu değil. Toplam sosyal güvenlik açıklarının Türkiye'ye maliyeti 851 milyar YTL'dir. Bu 1991-2007 yılları arasındaki sosyal güvenlik açıklarını kapatmaya dönük Türkiye’nin borçlanma neticesi bugün var olan rakamdır. Neredeyse son hesaplamalar içerisinde Gayri Safi Milli Hasıla’ya denk gelen bir rakamdır. Bu transferlerle karşılanıyor. Bizim yaptığımız reform uzun vadeli bir reform ve bu süre içerisinde 2030’larda sosyal güvenlik açıklarını yüzde 4’den 2’ye indirmeyi, 2050 yılında yüzde 1’lere indirmeyi ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik anlayışını oturtmaya dönük kalıcı ve uzun vadeli bir reformdur. Bu anlamda bugün eğer kurumlarınızın açıklarını transferlerle karşılıyorsanız bunun kamu maliyesi açısından bir yükü söz konusudur. Bu dün de, bugün de böyledir. Yaşanan krizlerle sosyal güvenlik açıklarının transferi açısından bir sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Küresel krizin esas yansımalarının uzun sürmesi halinde reel sektöre yansımaları olabilir. Bununla ilgili de hükümet olarak ciddi tedbirlerimiz almış bulunuyoruz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!