Bağlama çalıp, türkü söyleyen zenci Türk

Güncelleme Tarihi:

Bağlama çalıp, türkü söyleyen zenci Türk
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2006 00:00

Bağlama çalıp türkü söyleyen manken Tuğçe Güder’i yakın çevresi ‘iyilik meleği’ diye tanımlıyor. Mankenler dünyasının acımasız olduğunu söyleyen mankenin en büyük isteği, kimsesiz çocuklarla ilgili projelerin içinde yer almak.

Haberin Devamı

2005 Best Model of The World birincisi, henüz 22 yaşında. Mankenliği, çok özel insanların yaptığı bir iş olarak görüyor. Ancak, Türkiye’deki birçok meslektaşının ve bazı ajansların hatalarından dolayı mesleğin imajının zedelendiğini düşünüyor. İçinde bulunduğu camiada insanların birbirlerine kötü davrandığını, ancak kendisinin kötülüklere daima iyilikle cevap verdiğini söylüyor. Tuğçe Güder, aslında mankenlik mesleğine 2005’te kazandığı yarışma ile başlamamış. 17 yaşından bu yana mankenlik yapıyor, hayatını adadığı diğer konu ise kimsesiz çocuklar… Bu konuda herkesi duyarlı olmaya çağırıyor. Bu arada, manken Güder, 15 günlük bir bebekken sokağa bırakılmış biri.

-Bulunduğunuz camia için ne söyleyebilirsiniz?
İlk önce iyi bir ajans bulmak çok önemli. Kendinizi emanet ettiğiniz yer çok önemli, çünkü hiç bilmediğiniz bir ortama giriyorsunuz, başınıza neler gelecek, hangi ortamda nasıl davranmanız gerekir hiç bilmiyorsunuz. Benim ajansım Noname Mankenlik ve İletişim ajansı. Onlarla birlikte çok doğru bir strateji izleyerek  4 senede bu noktaya geldik. Hemen değil, yavaş yavaş yerimizi hazmederek geldik. Geldim demiyorum çünkü ekip olarak birlikte vardık bu noktaya.

Haberin Devamı

- Sizce mankenlik nasıl bir meslek?
Bizim mesleğimiz aslında çok güzel ve özel bir meslek, çünkü manken olan insanların özel insanlar olduğuna inanıyorum.

-‘Mesleğin rencide edilmesinde’ mankenlerin katkısı büyük galiba.
Evet kesinlikle. Bizler yanlış yapıyoruz. Yolumuzu yanlış seçiyoruz bazı durumlarda.

- Rencide ediyor dediğiniz meslektaşlarınız nerede yanlış yapıyor?

Bağlama çalıp, türkü söyleyen zenci Türk

Güder, aynı zamanda Best Model of Türkiye’de en iyi arkadaş unvanını da aldı. Dünyadaki yarışmada da SMS’ler ile halkın sevgilisi unvanının da sahibi.


Yapılan yanlışlar; ilk önce podyumda askı olmak meselesi var. Biz askı değiliz aslında. Kıyafetleri yaşatan kişileriz. Ve iyi bir manken olmak için ilk önce podyumda yürümeyi sevmek gerekiyor. Sadece kıyafeti göstermeyi amaçlamak gerekiyor. Yani kendini millete göstermeyi amaçlamak olmamalı. Mesela ben, bu kıyafeti iyi taşıyacağım, çünkü ben mankenim diyorum. Her zaman yeni gelen arkadaşlarıma da doğruları anlatmaya çabalıyorum. Bir mankenin kendi olmayı başarması lazım. Bir de aileden kopmamak ve iyi bir ajansla çalışmak önemli. Çünkü bizim arkadaşların çoğu, İstanbul dışından gelip burada hayatlarını tek başlarına idame ettirmeye çabalıyorlar ve zorlanıyorlar doğal olarak. Maalesef sevgililer açısından da kısır döngü olduğuna inanıyorlar. Aynı çevrelerde dönüp duruyorlar ama bunlar yanlış. Herkes aynı şeylere takılıyor bu çok kötü. Oysa ilk önce kendimize güvenerek varolmamız gerekiyor. Başkalarının bir şeylerine ya da varlıklarına  güvenerek ayakta kalamayız. Kadının ekonomik özgürlüğünü kazanması lazım. Biz, kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız.

Haberin Devamı

- Meslektaşınız Şenay Akay’ın podyumda size omuz attığı ileri sürüldü. Doğru mu?
Yok böyle bir şey. Gerçekten manken arkadaşlarımın hiçbiriyle problemim yok. Bana tacı devreden kişi Şenay Akay’dır ve çok güzel şeyler söyledi o gece. “Yarın uyandığında her şey hayal gibi gelecek” demişti, çok destek oldu hatta. Öyle bir olay kesinlikle yok.

Amaç, marka yüzü olmak

-Mankenlik yapmaya nasıl karar verdiniz?
Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde yürürken bir yapım şirketi gördü ve benim mankenlik yapmam gerektiği konusunda ikna etmek istediler. Ben kabul etmeyince No Name Mankenlik Ajansı’na yönlendirdiler. Ve mankenliğe adım attım. 4 senedir Yıldırım Mayruk dahil olmak üzere bütün defilelere katıldım. Yurt dışında Escada defilesine iki manken gidiyor; Türkiye’den ben varım mesela. Yarışmadan önce Gora’da kısa bir sahnem oldu. Colins ve Hacı Şakir reklamlarında rol almıştım.

Haberin Devamı

-Şimdi böyle projeler var mı?
Marka yüzü olmayı istiyoruz, ajansım ve ben. Bu tür gelen teklifleri değerlendiriyoruz. Almanya’dan bir ajansla görüşüyoruz. İngiltere’de de bağlantılarımız var. Bu ayın sonunda Almanya’daki Türk konsolosluğunda “Kardelenler” projesi için sunuculuk yapacağım. Sezen Aksu’nun da içinde olduğu, kızlarımızı okutalım projesinin sonuncu ayağının sunucusu olacağım.

-Kimsesiz çocuklarla ilgilendiğinizi biliyoruz, ne yapıyorsunuz?
Yıllardır sürdürdüğümüz bir faaliyet. Arkadaşlarımla başlattığımız bir etkinlik. Birlikte, kimsesiz çocukların yuvalarına gidip, ihtiyaçları olan şeyleri götürmeye başladık, ama onlara her hafta bir şeyler götürmenin doğru olmadığını öğrendik zaman içinde. Çünkü bu durum onları beklentiye sokuyordu. Şimdi her hafta gidip onları seviyoruz. Bu çocuklar için sevilmek çok önemli bir ihtiyaç. İşlerimden imkan bulduğum sürece, her hafta gitmeye çalışıyorum, çünkü bekliyorlar. Biz bu unvanla birlikte bir bilinçlendirme kampanyası düzenlemek istiyoruz. Devlet de bu işe el atsın istiyoruz. Tuğçe yani ben, kimsesizlerin yüzü olayım istiyoruz. Maddi bir beklentim yok. Bu, yıllara yayılan bir proje olacak.

Benim her zaman istediğim bir şeydi, çünkü gördüğüm şeyler var ve bunu herkesin görmesini istiyorum. Çocukların yemekleri, giyecekleri var ama sevgileri yok çünkü. 30 çocuğa bir anne düşüyor yuvalarda ve bu büyük bir problem. Bir kere gidip, onlara giysi götürmek doğru bir davranış değil. Kimse böyle tatmin olmasın. Sadece sevgi birliği oluşturmaya çalışıyorum. Önce sevgi vermek için gitsin insanlar oraya. Sonra koruyucu annelik ve sonra evlat edinme aşamaları gelmeli.

Haberin Devamı

- Kimsesiz çocuklarla ilgilenmenizin, yaşamınızla bir ilgisi var mı?

Bağlama çalıp, türkü söyleyen zenci Türk

14 günlükken evlat edinilmişim. Bunlarla bir ilgisi var tabii ki. Ben bu çocukların ne yaşadığını bilmiyorum çünkü. Ama hem çocukları seviyorum, hem de böyle bir geçmişim var. Bunlar beni bu noktaya getirdi.

-Aslen Afrikalı mısınız?
Açıkçası bunun aslını çok bilmiyorum, ama Sudan asıllı diyorlar. Biliyor musunuz, hiç merak etmedim. Bu arada Afrika’ya gitmedim, ama çok isterim gitmeyi.

 “Doğuran değil, büyüten annedir”

- Evlat edinildiğinizi ne zaman öğrendiniz?
6 yaşında öğrendim. Belki rahatlığım bundan ileri geliyor. Psikolog eşliğinde anlatıldı bana. Şimdi bazıları, gerçek ailemi merak edip etmediğimi soruyorlar. Gerçekten merak etmiyorum çünkü hep söylüyorum, doğuran değil büyüten annedir. Ben insanın dilenerek bile bir şekilde çocuğuna bakacağına inanıyorum. Kötü şartlarda olduğu için bir kadının çocuğunu terk edeceğini kabul etmiyorum çünkü.

Haberin Devamı

- Aşka yaklaşımınız nasıl?
Benim için aşkta dürüstlük çok önemli. Onun kim olduğu kesinlikle önemli değil, gerçekten seven biri olması lazım. Önce kendini ve insanları seven dürüst biri olmalı. Gerçekten çok kaderciyim. Allah’ın onu bana göndereceğine inanıyorum.

- Şu an aşık değilsiniz galiba?
Evet. Aslında aşık olmak istemiyorum, çünkü şimdiye kadar acı çekmekten başka bir şey ifade etmedi, çevremde yaşananlar beni böyle düşünmeye itiyor. Ben sevdiğim insanla evlenmek istiyorum, onunla bununla çıkayım istemedim hiç. Şimdi artık hiç öyle olmayacak, çünkü çocuklara iyi örnek olmalıyım. Çocuklar beni, aile kuran bir model olarak görebilirler. Böyle devam edeceğim. Bence aşk, insanın huzur duyduğu ve beslenebildiği bir şeydir.

- Bir gününüz nasıl geçiyor?
Günlük hayatım çocuklara gidip gelmekle geçiyor, ailemle birlikte zaman geçiriyorum çoğunlukla. Eğlence hayatım hiç yok. Yakın arkadaşlarımın doğum gününe giderim, o kadar.

Prodüksiyon

Modelin Ajansı
Bağlama çalıp, türkü söyleyen zenci Türk


Noname Model Ajansı/Tülin Berk
Kıyafetler
Bessamo-Beşiktaş
Ayakkabılar
Tekin Ayakkabı-Beşiktaş
Saç
MOS-Umit Sarp/saç
Candan Kaçan/makyaj
Çekim mekanı
İstanbul/Hilton
Fotoğraflar: Çağrı Kılıçcı



 

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!