Bağış'tan, ‘Şarkılı ÖSS eleştirisi' davasına tepki

Bağış yaptığı açıklamada, söz konusu davanın bu hafta itibarıyla dünya basınına taşınmış ve dünya kamuoyuna mal olduğunu söyledi. Egemen Bağış, Avustralya'dan, Arap dünyasına, İngiltere'ye, ABD'ye kadar dünyanın dört yanında, ‘Türkiye üniversite sınavını müzikle protesto eden gençleri mahkemeye verdi' haberini okuduğunu, internette de bu haberin tartışıldığını, yabancı muhataplarından bu konuda sorular aldıklarını bildirdi. Bağış, şöyle dedi:
“Gençlerimizin bir şarkı nedeniyle yargılanması, Türkiye'de yaşamak istediğimiz demokrasi ve kök salmasını arzuladığımız ifade özgürlüğüne ters düşmektedir. Konu aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası imajına zarar vermekte ve haksız önyargı doğurmaktadır. Türkiye'de şiir okuduğu için hapse atılan siyasetçiler, kitap okuduğu için cezalandırılan bireyler, giyim kuşamı için suçlananlar dönemi artık kapanmalıdır. Barışçı düşüce ve ifade özgürlüğünün yolları kesilirse, çıkmaz sokaklara yöneliş başlar. Adı geçen şarkı, ahlaki değer sınırlarını zorlamış olabilir. Ancak, demokrasinin temelinde hoşgörü de yatar. Kurumlarımız neyin ‘hakaret', neyin ‘muzipce bir yaramazlık' olduğunu takdir edecek olgunluk ve tecrübededir. Kaldı ki müzik, gençliğin enerjisini aktardığı ve dünyayı sorguladığı bir araçtır. Dünyada şarkı sözlerinin her zaman kurallara uygun olması gibi bir beklenti yoktur. Müziği ya da içindeki mesajı benimsemeyen radyosunu kapatır, ya da kanal değiştirebilir.”

Egemen Bağış, müzik yapmanın bir hak olduğu gibi yapılan müziği dinlememenin de bir hak olduğunu anlatırken, “İki hakkı da savunuyoruz. Demokrasi iki hakkı da savunur. ÖSYM ve üniversiteye giriş sistemi, bütün gençlerimizin ortak sorunudur. 3- 4 yıl geceli gündüzlü ders çalışan gençlerimizin bütün geleceklerini birkaç saatlik sınavla belirlemenin adil olup olmadığını tartışmalıyız” dedi.
Bağış, gençlerin bütün yaratıcı enerjisinin sınav için harcanmasının tepki yaratıyorsa, buna kulak verilmesi gerektiğini belirterek, “Sistem adil değilse, adaleti sağlamalıyız. Gençlere kulak vermeliyiz. Üniversiteye giriş gençlerimizin en büyük sorunudur. Bu Türkiye'nin sorunudur. Gençlerimizin müziği, kılık kıyafeti, ya da ne okuyup, ne düşündüğü, özgürlüğü demokrasi ve adalet kapsamında değerlendirilmelidir. Üniversite gençlerimiz için bir azap kapısı değil, bilim, özgürlük ve eğitim kapısı olmalıdır. Üniversite sorunu sorunu çözülürse, Türkiye’de iş ve istihdam sorunu da çözülür. Türkiye bütün evlatlarına şefkat, hoşgörü ve sevgi göstermelidir” diye konuştu.