Baba’ya irtica brifingi

Cumhurbaşkanı Demirel dün Genelkurmay'da, askerlerin irtica ve darbe söylentileri konusundaki yakınmalarını dinledi. Demirel'in isteğiyle verilen brifingte, irticanın iç tehdit sıralamasında yerini koruduğu ve bu konuda hükümetin daha etkin davranması gerektiği belirtildi. Askerler ayrıca darbe söylentilerinden duydukları rahatsızlığı Demirel'e ileterek, TSK'nın parlamenter demokratik sisteme bağlılıklarını vurguladılar.

Bir süre Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile başbaşa görüşen Demirel, daha sonra brifing salonuna geçti. Bu görüşme sırasında, Karadayı'nın son günlerde görev süresinin uzatılması ve darbe söylentileri ile ilgili rahatsızlığını Demirel'e ilettiği belirtildi.

Genelkurmay Harekat ve İstihbarat Başkanlıkları yetkililerinin sunduğu brifigte, irticai faaliyetlerin Anasol-D hükümetinin başlangıcında azalma eğilimine girdiği, ancak bu düşüşün son 3 ay içinde yeniden yükselmeye başladığı belirtildi. Hükümetin 8 yıllık kesintisiz temel eğitim dışında 18 maddelik 28 Şubat kararları uygulamalarında eksiklik olduğu üstü örtülü olarak belirtildi ve zaman zaman türban yasağında olduğu gibi geri adım attığı kaydedildi. Genelkurmay yetkilileri, hükümetin siyasi kaygılar nedeniyle irtica odaklarının üzerine kararlılıkla yürümediğinden duyulan endişeyi Demirel'e hissettirdiler. İslami sermayinin çığ gibi büyüdüğü ve bu sermayeden aşırı dinci vakıf, dernek gibi kurumlara para akıtıldığı belirtilerek, dış destekli İslami sermayenin mutlaka kontrol altına alınması ve tanınan ayrıcalıkların kaldırılması gerektiği belirtildi. Fethullah Gülen cemaatinin, televizyon, gazete, okullar ve pek çok sayıda şirket ile önemli bir güç haline geldiğini ve aslında bu cemaatin laik cumhuriyet için bir tehdit unsuru olduğu belirtildi.

Bu arada Demirel, brifinginden önce Değişim Partisi Genel Başkanı Gökhan Çapoğlu'nu Köşk'te kabul etti. Darbe tartışmalarını, ‘demokrasi inançsızlığı’ olarak niteleyen Demirel, ‘‘Tartışma yapılmasın demiyoruz, ama herşey bitti de darbe tartışması mı kaldı? Herkesin ‘Vay darbe mi geliyormuş' diye koşacağına, panik meydana getireceğine ‘Olmaz öyle şey. Kimin ne hakkı var' diyebilmesi lazım’’ dedi.