AYM’den Cumhurbaşkanı yetkisine kritik iptal

Güncelleme Tarihi:

AYM’den Cumhurbaşkanı yetkisine kritik iptal
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2015 11:49

ANAYASA Mahkemesi (AYM) Yüce Divan’da yargılanacak askerlerin görev suçundan soruşturulmaları ve geçici süreyle görevden uzaklaştırılmaları hakkındaki kararlara yapılacak itirazın Cumhurbaşkanınca “kesin” hükme bağlanmasını öngören düzenlemeyi iptal gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

Haberin Devamı

İptalle Cumhurbaşkanı’nın Genelkurmay Başkanı dahil komutanların görevleriyle ilgili suçlardan soruşturulmalarına ve geçici olarak görevden alınmalarına ilişkin bu kritik kararlara karşı Danıştay’a gitme yolu açıldı. İptale, ilgililer yönünden yargı yolu kapatılarak mahkemeye erişim hakkını engellenmesinin hak arama özgürlüğüne aykırı olması gerekçe gösterildi. AYM kararıyla, bu tip kararlar Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlem sayılmayacağına hükmedildi. Bu durumda komutanların görev suçlarından dolayı yargılanmalarında son sözü Cumhurbaşkanı değil Danıştay söyleyecek.

AYM’den Cumhurbaşkanı yetkisine kritik iptal
AYM üyelerinden Osman Paksüt “ayrık oy” yazısında, Cumhurbaşkanının itiraz mercii olarak verdiği kararın tek başına yaptığı işlemlerden olduğunu belirterek, farklı gerekçe yazdı. Karar bu yönüyle tartışma yarattı. Karara, Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, Muammer Topal, Zühtü Arslan, Emin Kuz, Hasan Tahsin Gökcan katılmadılar ve karşı oy verdiler.

6 KARŞI 10 OYLA iptal

AYM, CHP’nin, Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ilgili maddesini 14 Ocak’ta görüştü ve 6’ya karşı 10 oyla iptal etti. Yüce Divan’da yargılanacak askerlerle ilgili soruşturma izni verecek mercilerin, kamu davası açılmasına gerek görmemesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı yönünde alacağı kararın “kesin” hüküm taşıyacağına ilişkin düzenleme de iptal edildi. AYM kararında, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi ile soruşturma izni verilenler hakkında geçici süreyle görevden uzaklaştırmaları kararlarına itirazın Cumhurbaşkanınca 10 gün içinde kesin hükme bağlandığı anımsatıldı. Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin, Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın gerçekleştirdiği işlemlerden oluştuğu kaydedilen iptal gerekçesinde, Anayasanın 105. maddesi uyarınca bu tür işlemlerin neler olduğunun Anayasa ve kanunlarda belirlenmesi gerektiği vurgulandı.

TEK BAŞINA YAPTIĞI İŞLEM SAYILMAZ

Cumhurbaşkanının itiraz makamı olarak vereceği kesin nitelikli kararların, tek başına yaptığı işlemlerden olduğu hakkında Anayasa ve kanunlarda açık bir düzenleme bulunmadığı aktarılan gerekçede, iptali istenen kuralla Cumhurbaşkanına verilen yetkinin, devletin başı olarak istediği bir zamanda kullanabileceği bir yetki olmadığı savunuldu. Cumhurbaşkanının kanunda belirtilen kişiler tarafından verilen kararlara karşı ilgililer tarafından itiraz edildiği takdirde vereceği kararların artık tek başına yaptığı işlemlerden olmadığı belirtilen gerekçede, “İdari işlem niteliğindeki söz konusu kararın, yargı denetimi dışında olamayacağı açıktır. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen kararların yargı denetimine tabi olması gerekirken, bu kararların kesin olduğu belirtilerek yargı denetimi dışına çıkarıldığı dava konusu kural Anayasaya aykırıdır” denildi. Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından birinin de mahkemeye erişim hakkı olduğu vurgulanarak, düzenlemenin, ilgililer yönünden yargı yolunu kapatarak mahkemeye erişim hakkını engellediği savunuldu ve şöyle denildi:

HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ İLE BAĞDAŞMAZ

“Maddenin yedinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinde, soruşturma kurulunun yaptığı soruşturma sonucunu bir rapor ile tespit ederek izin vermeye yetkili merciye sunacağı, izin vermeye yetkili mercii tarafından kamu davasının açılmasına gerek görülmediği takdirde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verileceği düzenlenmektedir. Dava konusu kuralda ise kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin kararın kesin olduğu öngörülmektedir. Anayasa’nın 125. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Anayasa’da açıkça yazılı olanların dışında, idarenin hiçbir eylem ve işlemi, yargı denetiminin dışına çıkamaz ve bu işlemlere karşı yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğü kısıtlanamaz. Dava konusu kuralla öngörülen izin vermeye yetkili merciin kamu davasının açılmasına gerek görmemesi durumunda verdiği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin kararın, yargı denetimine tâbi olduğu açıktır. Bu bağlamda söz konusu kararı yargı denetimi dışına çıkaran dava konusu kural Anayasa’ya aykırıdır. Öte yandan dava konusu kural gereğince izin vermeye yetkili mercii olan Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından verilen kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karara karşı dava açılabilmesi, kişilerin hak arama özgürlüklerini etkili biçimde kullanabilmelerini sağlayan yoldur. Kural, söz konusu karara karşı yargı yolunu kapatarak mahkemeye erişim hakkını engellediği için ilgililer yönünden hak arama özgürlüğünü kısıtlamakta ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!