Avrupa Ordusu Madrid'e kaldı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2001 02:12
Laeken zirvesinde 'AB ordusu' ile NATO arasındaki işbirliğine yönelik anlaşma sağlanamadı. Bu konuda Atina'nın çekinceleri aşılamadı ve konu İspanya Dönem Başkanlığına bırakıldı. Ancak AB ülkeleri, NATO ile anlaşma sağlanmadan 'Avrupa Müdahale Gücü'nün 'operasyonel' olacağı kararını aldı.
ATİNA YUMUŞADI
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Atina'nın önümüzdeki aylarda bu konuda 'yeni öneri' sunacağını belirtti ve 'Tavrımız Türk-Yunan sorunları ile ilişkili değildir' dedi. Papandreu, AB ile NATO ilişkilerinin sağlam temellere dayalı olmasını istediklerini, bunun için de zamana ihtiyaçları olduğunu kaydetti.
Başbakan Bülent Ecevit ise AGSP konusunda Türkiye'nin bu sürece bir uzlaşı bulma çabasıyla ve işbirliği ruhu içinde 'esnek' olarak yaklaştığını söyledi. Ecevit, 'Türkiye bu yapıcı anlayışla, beklentilerini tam olarak karşılamamasına karşın bir paket çözüme onay vermiştir. Buna karşılık vermek şimdi AB'ye kalmıştır' şeklinde konuştu.
NEFES KESEN TRAFİK
AB'nin nihai bildirisinde ilk kez Türkiye ile ilgili 'Müzakerelere yaklaşmıştır' ifadesinin kullanılması, Türk heyetinin Brüksel'de gece boyunca gerçekleşen nefes kesen diplomatik manevraları sonucu gerçekleşti. Ecevit'in talimatı ile Türk heyeti, AB'ye, 'Türkiye, reformlar adına attığı adımlarla önemli bir yere gelmiştir. Önümüzdeki yıl Ankara'yı motive edecek şekilde müzakerelerin yolu açılmalıdır' mesajını vererek, bu iradenin sonuç metnine yansımasını istedi. Bu çerçevede, gece boyunca İngiliz, Hollanda, Belçika, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanları ile Dışişleri Bakanı İsmail Cem arasında telefon trafiği yaşandı. Böylelikle, Ankara, zirve sonunda istediğini alarak, bir yıl içinde AB'den müzakerelerin başlayabileceği sinyalini aldı.
TÜRKİYE MEMNUN
Başbakan Bülent Ecevit Türkiye'nin, AB'nin geleceğini belirleyecek olan 'Konvansiyon' içerisine alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve 'Artık Türkiye AB'nin geleceğinde daha etkili ve söz sahibi olacak' dedi. Bu platformun başına, Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmadığı bilinen Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'in getirilmesinin Türkiye açısından olumsuz olup olmadığı yönündeki soruya ise, 'AB'nin geleceğini kişiler belirlemezler. Bir sorun olacağını zannetmiyorum' şeklinde cevap verdi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Atina'nın önümüzdeki aylarda bu konuda 'yeni öneri' sunacağını belirtti ve 'Tavrımız Türk-Yunan sorunları ile ilişkili değildir' dedi. Papandreu, AB ile NATO ilişkilerinin sağlam temellere dayalı olmasını istediklerini, bunun için de zamana ihtiyaçları olduğunu kaydetti.
Başbakan Bülent Ecevit ise AGSP konusunda Türkiye'nin bu sürece bir uzlaşı bulma çabasıyla ve işbirliği ruhu içinde 'esnek' olarak yaklaştığını söyledi. Ecevit, 'Türkiye bu yapıcı anlayışla, beklentilerini tam olarak karşılamamasına karşın bir paket çözüme onay vermiştir. Buna karşılık vermek şimdi AB'ye kalmıştır' şeklinde konuştu.
NEFES KESEN TRAFİK
AB'nin nihai bildirisinde ilk kez Türkiye ile ilgili 'Müzakerelere yaklaşmıştır' ifadesinin kullanılması, Türk heyetinin Brüksel'de gece boyunca gerçekleşen nefes kesen diplomatik manevraları sonucu gerçekleşti. Ecevit'in talimatı ile Türk heyeti, AB'ye, 'Türkiye, reformlar adına attığı adımlarla önemli bir yere gelmiştir. Önümüzdeki yıl Ankara'yı motive edecek şekilde müzakerelerin yolu açılmalıdır' mesajını vererek, bu iradenin sonuç metnine yansımasını istedi. Bu çerçevede, gece boyunca İngiliz, Hollanda, Belçika, Alman ve Fransız Dışişleri Bakanları ile Dışişleri Bakanı İsmail Cem arasında telefon trafiği yaşandı. Böylelikle, Ankara, zirve sonunda istediğini alarak, bir yıl içinde AB'den müzakerelerin başlayabileceği sinyalini aldı.
TÜRKİYE MEMNUN
Başbakan Bülent Ecevit Türkiye'nin, AB'nin geleceğini belirleyecek olan 'Konvansiyon' içerisine alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve 'Artık Türkiye AB'nin geleceğinde daha etkili ve söz sahibi olacak' dedi. Bu platformun başına, Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmadığı bilinen Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'in getirilmesinin Türkiye açısından olumsuz olup olmadığı yönündeki soruya ise, 'AB'nin geleceğini kişiler belirlemezler. Bir sorun olacağını zannetmiyorum' şeklinde cevap verdi.