Asurlu kadınlar da ticaret yapıyordu

Eski Anadolu'da kadına yönelik araştırmalar, M.Ö. 2000'li yıllarda kadınların dini, ticari, devlet yönetimi gibi birçok etkinlikte yer aldığını, evlilik ve boşanmada erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu, zinada ise koşullara göre kadına ceza verilmediğini ortaya koyuyor. Tarih araştırmalarında ortaya çıkan kadın figürleri, esas konu olan erkeğin annesi, kız kardeşi, karısı, sevgilisi ya da kızını temsil ediyor. Böylece kadın yine erkeğe bağlı, onu şekillendiren veya tamamlayan yan figür niteliğinde tarih sahnesine yansıyor. İç Anadolu'da Asur ticaret kolonisi çağında hür kadınlar yalnız ev kadını olmayıp, çeşitli alanlarda özellikle ticaret işlerinde erkek gibi rol üstleniyordu. Asur koloni çağında Anadolu'da yaşayan kadınlar, kendi başlarına iş hayatına atılıyor, adına ticari anlaşmalar tanzim ediyor, borçlanıyor, ödünç para veriyor, her çeşit hukuki işlerde yer alıyordu. Bu dönemde kadın, erkekten aşağı ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüyordu. Erkeğin haklarına tam sahip olmamakla beraber, bazı temel hak ve özgürlüklere de sahip durumdaydı. Çağının toplumunda özgür kadın, yalnızca ana ve ev kadını olmayıp, tek başına veya ortakları ile ticarete girişen özelliklere sahip bulunuyordu. O çağda Anadolu kadınının geniş yetkileriyle önemli ve sosyal bir yeri vardı. Eski Hitit döneminde, kraliçenin memleket işlerinde, vakıf, bağış, yönetmelik yazdırmak, politika, dini merasimler gibi görevlerini zaman zaman bağımsız olarak yerine getirdiği anlaşılıyor. Kraliçelerin "Tavananna" unvanlı mühürleri de bu kuvvetli ve bağımsız mevkilerin açık kanıtı olarak değerlendiriliyor. (a.a)