Artık kimliklerine Hıristiyan yazdırıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Artık kimliklerine Hıristiyan yazdırıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2010 00:00

Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın ‘Müslüman’ olan yeğenleri, 4 ay önce nüfus cüzdanlarına Hıristiyan yazdırdılar.

Akdamar’daki ayini yönetmek için Van’a gelen dayıları Ateşyan’ı ziyaret eden Mesure Kaplan ve Cihan Beskisiz kardeşler, vaftiz olmak için Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi restorasyonunun bitmesini bekliyor.

YILLARDIR komşularının ya da iş arkadaşlarının büyük bir bölümü, onları ‘Müslüman Kürt’ olarak kabul etti; çok az kimse, “Ermeni” kökenli olduklarını biliyordu. Bilenlerin çoğu da Hıristiyan kökenlerini görmezlikten geliyordu.
Oysa, onlar yıllarca ‘gizli’ Ermeni olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. Nüfus cüzdanlarında ‘Müslüman’, kalplerinde ise ‘Hıristiyan’ yazıyor, kendi aralarında evleniyorlardı. Ancak, son 1 yıldır ana dinlerine, ana kimliklerine dönmeye başladılar. Özellikle 1950 sonrası artan ‘mahalle baskısı’ sonucu dinlerini değiştirmek zorunda kalan Ermeni ailelerinin çocukları, artık kimliklerine ‘Hıristiyan’ yazdırıyor.

Ateşyan’ın yeğenleri

Bu geri dönüşü yaşayan ailelerden biri de Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’ın ablasının torunları 33 yaşındaki Mesure Kaplan ve 28 yaşındaki Cihan Beskisiz. Mesure, kendisi gibi uzun süre Ermeni kimliğini saklamak zorunda kalan eşi Kudbettin Kaplan, 5 yaşındaki oğlu Mardik ve erkek kardeşi Cihan’la birlikte önceki gün Akdamar’daki ayini yönetmek için Van’a gelen dayıları Ateşyan’ı ziyaret etti. 4 ay önce nüfus cüzdanlarını değiştirerek Hıristiyan/ Ermeni kimliklerini resmileştiren Mesure ve Cihan kardeşler, vaftiz olmak için ise Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi’ndeki restorasyonun tamamlanmasını bekliyor. Vaftiz törenini de dayıları Ateşyan’ın yapmasını istiyorlar. Mesure, dayısı Ateşyan’ın önerdiği ‘sevimli’ anlamına gelen ‘Sirun’ ismini kabul etti. Cihan ise bir süredir ‘kral’ anlamına gelen ‘Baret’ ismini kullanıyor.

Aile içinde Ermeni’ydik

Bulundukları çevreye uyum sağlamak zorunda olduklarını belirten Mesure Kaplan şöyle konuşuyor: “Müslüman komşularımızın, iş arkadaşlarımızın arasında bir Müslüman gibi davrandık. Hatta, davranışlarımızla Müslüman pek çok komşumuzdan daha Müslüman olduğumuzu bile söyleyebilirim. Yoksa aile içinde ve bizim gibi olanlar arasında her zaman Ermeni kimliğimizi korumaya çalıştık. Dinin gereklerini yerine getirmiyor ya da getiremiyorduk ama hepimiz Ermeni olduğumuzu biliyorduk. Annem ‘Seni kesinlikle Müslüman biriyle evlendiremem, ona göre’ diye uyarırdı.”

Baskıyla dinler değişmiş

Cihan Beskisiz ise şunları söylüyor: “Bizim en büyük şansımız dayımız. Onun durumu ve anlattıkları bize cesaret verdi. Çevremizde o kadar çok Ermeni var ki, ancak dayım gibi bir büyükleri yok, o yüzden cesaret edemiyorlar, kimliklerini değiştirmeye. Baskıyla ve korkuyla dinlerini değiştirmek zorunda kalmış büyüklerimiz, gerçeği çocuklarından bile sakladılar yıllarca. Kimileri ancak ölüm döşeğinde açıklamış gerçekleri. Ancak artık uyanış başladı.”

Ateşyan: Korku kalktıkça dönen artacak

ANADOLU’da birçok Ermeni, Ermeni olduğunu söylemeye cesaret edemiyor. Ya komşusundan çekiniyor ya da çalışacağı yerden kovulacağından korkuyor. Oysa, ülkemiz demokratikleştikçe, insan hakları kökleştikçe binlercesi dinine geri dönecektir. Bugün bile Türkiye’nin dört bir yanından, Tunceli’den, Trabzon’dan, Kastamonu’dan gençler aile kökenlerini araştırmak için bize geliyor. Bu korkular ortadan kalksa, Anadolu çok renklenecek, şenlenecek. Birden bire görecekler ki, binlerce Ermeni varmış yanlarında, haberleri yokmuş.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!