"Annemi bir şahıs öldürdü"

Güncelleme Tarihi:

Annemi bir şahıs öldürdü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2008 15:05

Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki'nin katil zanlısı kızı Başak Aydıntuğ (21), “ağırlaştırılmış müebbet hapisle” cezalandırılması istemiyle yargılandığı davada “annesini bir şahsın” öldürdüğünü iddia etti.

İŞTE ANNESİNİ ÖLDÜREN BAŞAK

Aydıntuğ'un yargılanmasına Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Duruşmaya, tutuklu sanık Aydıntuğ, avukatları Mehmet Bülent Akçamete ve Gözde Çağlayan ile Tiryaki'nin annesi Naciye Lütfiye Kalabay'ın avukatı İsmail Aydos katıldı.

Mahkemenin başında sakin gözüken Aydıntuğ, annesinin ölüm gecesini anlattığı sırada heyecanlandı ve titremeye başladı. Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Berber'in izni üzerine genç kız, ayakta vermeye başladığı ifadesini oturarak sürdürdü.

Aydıntuğ sözlerine, daha önce verdiği ifadeleri değiştirmek istediğini bildirerek başladı. Olayın ardından vücudunda bulunan kesikler nedeniyle babasının kendisine ağrı kesici ilaç verdiğini bildiren Aydıntuğ, bu nedenle psikolojisinin o sırada ifade vermeye uygun olmadığını kaydetti.

Aydıntuğ'un mahkemede verdiği ifade şöyle:

“Lise 2. sınıftayken depresyondaydım. Lustral (antidepresan) kullanıyordum. O dönemlerde koşu için Anıttepe'ye gidiyordum. Orada adını bilmediğim biriyle karşılaştım. Bana, 'Adım önemli değil' diyordu. Beni, içinde bulunduğum ruhsal durumdan kurtarmak için geldiğini söylüyor ve telkinlerde bulunuyordu. Bugüne kadar da yanıma gelmeye devam eden şahıs, koşunun, hayatın bir provası, hayatın ise acı çekmek olduğunu anlatıyordu. Ben koşunun, vücudu güzelleştirdiğini de düşündüğüm için kalçalarımı tırmalayarak beni cezalandırdı. Annem, kalçamdaki kesikleri gördüğü zaman, ona bu kişiden bahsettim.”

OLAY GECESİ

Olay gecesi çalışmaya gideceğini söylediği annesinin kendisine inanmayarak “Sürtük, Arnavut o...” dediğini anlatan Aydıntuğ, “Arnavut o.. sözüne çok sinirlendim. Çünkü annem ve anneannem ben daha lisede gözlüklü bir kızken bana, 'Şimdi hiçbir şey yapmıyorsun. Ama sen de baban gibi, babaannen gibi olacaksın' diyorlardı. Olay günü de aynı şekilde sözler söyledi” diye konuştu.

Annesinin olay gecesindeki bu sözlerine karşılık vermediği için kendisini “kutladığını” anlatan Aydıntuğ, daha sonra kitaplarını almak üzere aşağı indiğini ve sonrasını hatırlamadığını kaydetti. Kendisini daha sonra merdiven başında otururken bulduğunu ifade eden genç kız, koşarken tanıştığı şahsı da “annesinin yanında gördüğünü” söyledi.

“Kendisini gören şahısla bir süre boğuştuklarını, boğazı dışında vücudunda bulunan yaraların da bu sırada olduğunu” anlatan Aydıntuğ, ancak “şahsın, kendisine zarar vermek istemediğini” kaydetti.

Aydıntuğ, “gördüklerinin ardından yaşayamayacağını ve ölmek istediğini dile getirmesi üzerine bu şahsın kendisine 'Rahatlamak için ne istiyorsan yap' dediğini ve intihar etmesi için bıçak verdiğini” ifade ederek, “Bıçakla boğazımı kesmeye çalıştım, ama derine batıramadım. Kan görünce, yapamayacağımı anladım” dedi.

Ardından banyoya giderek dua etmeye başladığını kaydeden Aydıntuğ, “(Şahıs)Bugüne kadar beni 4 kez cezalandırdı. Sonuncusunu da annemi öldürerek yaptı” ifadesini kullandı.

“KIZCAĞIZ ŞEFKATE SUSAMIŞTI”

Mahkemede dinlenen tanıklardan Satı Döker, Başak'ın, ilk kez olaydan 6-7 ay önce çalıştırdığı kafeye geldiğini, ardından gelişlerini sıklaştırdığını anlattı. Başak'ın, kendisine “Keşke sen benim annem olsan”, “Evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorum. Ama babam nüfus cüzdanımı saklıyor” şeklinde sözler söylediğini bildiren Döker, kızın anne ve babasının boşanmasından duyduğu üzüntüyü de kendisine anlattığını ifade etti. “Kızcağız şefkate susamıştı. Bana 'Hala' diye hitap ediyordu” diyen Döker, olaydan birkaç gün önce Başak'ın yanında yattığını belirtti.
Sözlerinin ardından kürsüden inen Satı Döker, Aydıntuğ'a, “Canım seni çok seviyorum” dedi.

KAZAYLA ÖLSEM DE KIZIM ANNE KATİLİ OLMASA”

Tanık Şerife Gül Öz ise Ayşe Olcay Tiryaki ile sırdaş olduklarını ifade etti. Aydıntuğ'un, anne ve babasının boşanmasının sorumlusu olarak annesini gördüğünü anlatan Öz, kızın, boşanmanın ardından sık sık babaannesinde kalmaya başladığını belirtti.

Tiryaki'nin, Başak tarafından öldürülmekten duyduğu endişeyi kendisine açtığını bildiren Öz, “Bir gün bana Başak'ın boğazını sıktığını, kızının çok güçlü olduğunu söyledi. Bu olaydan sonra odasının kapısını kilitlemeye başlamıştı. 'Başıma bir kaza gelip ölsem de kızım anne katili olmasa' diyordu” şeklinde konuştu.

Kendisinin de kızları bulunduğunu bildiren Öz, Başak'ın, kızlarıyla küçükken arkadaş olduğunu, ancak büyüdükçe kızlarını fazla “evcil” gördüğü için onlardan uzaklaştığını anlattı.

“BAŞAK'TAN 2-3 YILDIR ŞİKAYET EDİYORDU”

Komşuları Ali Kaya Köymen ise Olcay Tiryaki'nin, son 2-3 yıldır kızından şikayet etmeye başladığını belirtti. Tiryaki'nin, Başak'ın ders çalışmadığından ve okula gitmediğinden yakındığını dile getiren Köymen, Tiryaki'nin “Benim ölümüm normal olmayacak” dediğini söyledi.
Köymen, Başak'ın, annesine, “Seni öldüreceğim. Sonra da deli raporuyla, mirasını alacağım” dediğini, annesinin ise bu sözlere, “Yarın notere gidip bütün mirasımı Kızılay'a bağışlayacağım” karşılığını verdiğini anlattı.

Tanık Asiye Lafçı ise uzun yıllardır Tiryaki'nin evine temizliğe gittiğini belirterek, bir keresinde Başak'ın, annesinin üstüne çıkarak, boğazını sıktığına şahit olduğunu kaydetti.

BABA SEMİH AYDINTUĞ

Duruşmada, Aydıntuğ'un babası Semih Aydıntuğ da dinlendi. Mahkeme Başkanı Berber'in, sanığın babası olması dolayısıyla tanıklık yapmaya ve yemin etmeye mecbur olmadığını hatırlattığı Semih Aydıntuğ, tanıklık yapacağını söyledi.

Eski eşinin agresif bir kişi olduğunu, kendisiyle sık sık tartıştığını anlatan Semih Aydıntuğ, Tiryaki'nin bir gün, tıp fakültesinin dekanlık koridorunda kendisine saldırdığını ifade etti.

Tiryaki'nin para vermediği Başak'a kendisinin para vermesine de kızdığını söyleyen Semih Aydıntuğ, “Birçok kez kızıma, 'O...', 'Gene hangi erkeğin koynundan çıktın' gibi sözlerle hakaret ettiğini duydum” diye konuştu.

Semih Aydıntuğ, kızının geçmişte birçok kez psikolojik tedavi gördüğünü de sözlerine ekledi.

Baba ve kızın, duruşma salonunda göz göze geldiklerinde birbirlerine tebessüm ettikleri görüldü.

Başka tanıkların da dinlendiği duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Berber, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için genç kızın Numune Hastanesine sevk edilmesine, ayrıca geçmişte gördüğü psikolojik tedavilere ilişkin raporların istenmesine karar verildiğini açıkladı.
Duruşma, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için ertelendi.

İddianamede, Başak Aydıntuğ'un “öz annesini kasten öldürmek” suçundan, Türk Ceza Kanununun 82/1 (d) maddesi uyarınca “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına” çarptırılması isteniyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!