Ankara'ya dışarıdan bakılınca

Güncelleme Tarihi:

Ankaraya dışarıdan bakılınca
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00

‘‘ANKARA'ya gelince ruhum daraldı, içim karardı...’’Bu cümle son dönemde dışarıdan Ankara'ya gelen veya bir süre ayrılıp dönen hemen herkesin dilinde. Önce gidip gelen.Devlet Bakanı Nejat Arseven, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin (ATAA) davetlisi olarak bir süredir Washington'daydı.Hafta ortasında Ankara'ya döndü. Arseven, Washington'dan baktığında gördüğü Ankara'yı şöyle özetledi:‘‘11 Eylül sonrası ve Afganistan'a asker gönderme kararıyla Türkiye'ye karşı inanılmaz bir ilgi oluşmuş. Hem Washington hükümetinde, hem sivil toplum örgütlerinde, hem de halkta Türkiye'ye karşı büyük bir ilgi var.’’Arseven, oluşan ilginin nedenini de şöyle aktardı:‘‘11 Eylül saldırısı sonrasında birçok ülke teröre karşı tedbir için demokratik haklarda kısıntıya gitmeyi planlarken, bizim Anayasa değişikliğiyle demokratikleşmede attığımız adımlar olumlu etki yaratmış.’’ABD'de ortaya çıkan bu potansiyel ne kadar kullanılıyor?Arseven'in yanıtı:‘‘ATAA büyük atılım içinde. Lobi faaliyetleri çok başarılı. Büyükelçiliğimiz gayretli. Ancak bu yeterli değil. Hükümet olarak biz bu potansiyeli iyi değerlendirmeliyiz.’’Arseven, Ankara'nın bir an önce harekete geçmesi gerektiğinin altını birkaç kez çizme gereği duyuyor.BİZ DAHA MUTLUYUZAnkara'ya dışarıdan gelenlerin bakışı ise daha ilginç.Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, hafta içinde TBMM, hükümet ve kamu kurumlarını dolaşmış. Ziyaretimize geldiğinde ilk sözü şu oldu:‘‘Buraya gelince içim karardı. Biz Alanya'da çok daha mutluyuz arkadaş. Ne kadar mutsuz insan varsa sanki Ankara'ya toplanmış.’’Başkan Sipahioğlu, her gittiği kapıdan bir tutam umutsuzluk alarak ayrılmış.İç geçirerek bunları anlattıktan sonra ekledi:‘‘Ankara'daki hava Alanya'da yok. 11 Eylül sonrası turizmde küçük bir düşüş oldu. Onun hemen ardından yeniden açıldı. Oteller gelecek yılı bugünden sattı. Yer olmadığından rezervasyonlarını kapatanlar var.’’Hasan Sipahioğlu, Ankara'da karşılaştığı havaya daha fazla tahammül edemediğini, ‘‘Başkenti bir an önce terk etmek istediğini’’ söyledi. TURSAB Kongresi dolayısıyla başkente gelen bir grup turizmcinin bakışı da Sipahioğlu'ndan farklı değildi.ORTAK HATALAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜTurizmci Haluk Yurtkuran, arkadaşlarının bakışını şöyle özetledi:‘‘Özel sektörün ağırlıkta bulunduğu İstanbul'da birçok insan işini kaybetti. Ankara ise memur ağırlıklı, kimse işinden çıkmış değil. Buna rağmen İstanbul'da insanlar Ankara'daki kadar karamsar ve mutsuz değil. Başkentte kimse gülmüyor. Herkesin suratı bir karış.’’Peki, Ankara neden bu kadar mutsuz?Bu soruya Ankara'nın verebileceği yanıt oldukça fazla.Çığ gibi büyümüş ortak hataların düzeltilmesinde tek başına sorumluluk sahibi gösterilen, yaptığı işler beğenilmeyen, dev çarkın dönmesine katkıda bulunulmadığı gibi bir de arasına çomak sokulan, sürekli fatura kesilen, yalnız bırakılan bir Ankara'dan mutsuzluktan öte ne beklenir ki...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!