Alman VW, en büyük olmak için İtalyanlaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Alman VW, en büyük olmak için İtalyanlaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2009 00:00

Geçtiğimiz hafta otomotiv dünyasında çok önemli bir gelişme yaşandı. İtalyan Fiat’ın yeniden dirilişinin en büyük mimarlarından biri olan Luca De Meo süpriz bir şekilde istifa etti. Fiat CEO’su Sergio Marchionne’nin prensi olan ve kısa süre Marcionne’nin yerini alması beklenen 41 yaşındaki De Meo’nun bu ani kararının altında Alman Volkswagen Grubu’nda pazarlamanın başına geçecek olması gösteriliyor. Henüz resmi olarak açıklanmasa da De Meo’nun bundan böyle VW Grubu bünyesindeki tüm markaların pazarlamasını yöneteceği söyleniyor.

Bu haberin çok önemli olmasını sağlayan etken De Meo’nun yönetim anlayışında saklı. Yani olası bu transfer içinde otomotiv dünyasının gelecekte nasıl yönetileceğinin ipuçlarını saklıyor. Bu ipuçlarına geçmeden önce biraz Luca De Meo’yu tanıtmak istiyorum. Türkiye’yi çok seven ve her fırsatta ziyaret eden De Meo, son olarak Kasım ayı sonunda automotivİst kongresi için İstanbul’a gelmiş ve geleceğin pazarlama yöntemleri hakkında dikkat çeken bir sunum yapmıştı.

RENAULT’DA BAŞLADI

1967 İtalya Milano doğumlu De Meo, evli ve ikiz çocuk babası. İtalyan Bocconi Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldıktan sonra Fransa’da pazarlama yönetimi üzerine çeşitli sertifika programlarına katıldı. De Meo, otomotiv sektörüne ilk adımını ise 1992 yılında yani 25 yaşındayken Renault’yla attı. 1992-1997 yılları arasında Renault’un hem Fransa hem de İtalya ofislerinde şirketin büyümesine yönelik görevlerde yer aldı. 1998 yılında Toyota Avrupa’ya geçen De Meo, Japon şirkette hem ürün planlama sorumlusu hem de Lexus markasının ticari planlarını koordine etme görevini yürüttü. 4 yıl görev yaptığı Toyota’da Fiat Grubu’nun dikkatini çeken De Meo, yaklaşık 4 yıl görev aldıktan sonra 2002 yılı başında Fiat Grubu bünyesindeki Lancia markasının pazarlamasının başına getirildi.
/images/100/0x0/55eb1d9df018fbb8f8ac2365


37 YAŞINDA FIAT CEO’SU

De Meo, Fiat Grubu’na geçtiğinde Sergio Marchionne henüz daha CEO olmamıştı. Lancia markasını yeniden dirilterek Ypsilon ve Musa gibi modelleri gün ışığına çıkaran De Meo, 2004 yılında Lancia markasının başına getirildi. İşte o dönem Sergio Marchionne de şirketin yeni CEO’suydu. Marcionne’nin ilk işi yetenekli gençlere önemli görevler vermekti. Marchionne’nin bugün belki de ’Fiat’ı kurtaran adam’ denilmesine sebep olan en önemli hamlesi De Meo’yu Lancia’dan alıp Fiat markalı otomobillerin başına getirmesi oldu. 37 yaşında Avrupa’nın en önemli markalarından birinin başına geçen De Meo, Lancia’daki başarısının tesadüf olmadığını, önce Bravo ve Bursa’da üretilen Linea sonra da efsane Fiat 500 modeliyle gösterdi. Fiat 500’ün 50 yıl sonra yeniden doğmasına öncülük eden De Meo, özellikle bu aracın
/images/100/0x0/55eb1d9df018fbb8f8ac2367
pazarlanması konusunda gösterdiği başarıyla 2008 yılında ’Yılın yöneticisi’ ünvanını da aldı. Fiat 500’de aynı yıl Avrupa’da yılın aracı oldu. Marcionne tarafından pazarlama konusundaki dahice fikirleri nedeniyle De Meo, 2007 yılında tüm Fiat Grubu markalarının (ticarilerde dahil) pazarlamasından sorumlu başkan oldu.

SIRA ALFA DA DENDİ

Marchionne’nin son hamlesi ise Grubun bir başka efsanevi markası olan Alfa Romeo ve Fiat’ın motorsporları bölümü Abarth’a da De Meo elinin değmesini istemesiydi. Yani De Meo bir taraftan Fiat Grubu’nun pazarlamasının başında yer alırken diğer taraftan da 2008 yılında Alfa Romeo ve Fiat Abarth’ın CEO’su olmuştu. Lancia ve Fiat’a yeniden ivme kazandıran De Meo bu kez Alfa Romeo için kolları sıvadı ve hemen MiTo isimli markanın en küçük modelinin geliştirilmesine el attı. De Meo, MiTo’yla birlikte dikkatlerin Alfa Romeo’ya çekilmesini sağlarken, yeniliklerin devam edeceği sinyalini de vermişti. Fiat Grubu’nu adeta dipten alıp çıkaran iki isimden biri olan De Meo, 2009 yılına büyük bir süprizle girdi ve geçtiğimiz hafta Fiat’tan ayrıldığını açıkladı. Ama gerek De Meo gerekse Fiat’ın CEO’su Sergio Marchionne’nin açıklamaları bu işin tamamen profesyonel bir karar olduğunu ortaya koydu.

HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIM

Marchionne, De Meo’ya son yıllardaki inanılmaz katkılarından dolayı teşekkür edip, "Kişisel olarak De Meo’nun bu seçiminden dolayı hayal kırıklığı yaşadım. Ama genç parlak ve bu kadar kabiliyetli birinin yeni fırsatları değerlendirmesini de anlıyorum. Hem kişisel hem de profesyonel olarak geleceğinin çok iyi olmasını diliyorum" yorumunu yaptı. De Meo ise yaptığı açıklamada, "Fiat’a bana kattıığı profesyornel ve kişisel deneyimlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ama 41 yaşında yeni bir profesyonel yol alma ihtiyacını duyuyorum. Fiat Grubu’nda geçirdiğim 7 unutulmaz ve muhteşem yıl büyümemi sağlarken, bir takım zorluklar ve başarıları getirdi. Bunları hep hatırlayacağım."

İlk görevi yeni Polo, Up ve A1

Luca De Meo’nun kariyerinin özellikle son 7 yılına çok önemli başarılar sığdırdığını görüyoruz. Bu başarılar ki onu şimdi dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ise en büyük otomotiv şirketi olan Volkswagen’in tepesine taşıyor. Dile kolay,
/images/100/0x0/55eb1d9df018fbb8f8ac2369
Volkswagen, Audi, Seat, Skoda, Bentley, Bugatti ve Lamborghini gibi markaları bünyesinde bulunduran Grubun pazarlamasında en etkili kişi olacak. Peki Avrupa’nın en büyük otomotiv grubunu De Meo’yu tercih etmesinin altında yatan sebepler neler. Aslında yukarıda kısmen bahsettim ama bu sebepler Kasım ayında Luca De Meo’yla İstanbul’da yapılan söyleyişinin de içinde saklı.

De Meo, "İnternet üzerindeki bloglarda, msn, facebook gibi sanal ortamlarda yönettiğim markanın sevenleri ve fanlarıyla hep iletişim içindeyim. Her gün düzenli olarak internetteki forum ve bloglara girip, yorumlara bakıyorum ve cevaplar yazıyorum. Tabii ki her zaman kendimi tanıtarak girmiyorum. Böyle olursa cevap yazmaktan işime zaman ayıramam. Ama tüm iletişim araçlarını kullanarak, hem yeni bir model geliştirirken dikkat etmemiz gerekenlere hem de pazarlarken neler yapmamız gerektiğini çok daha sağlıklı bir şekilde öğreniyorum. Ben yeni fikirlere hep açığım. Birlikte çalıştığım herkes, parlak bir fikir bulursa bana çok rahatlıkla anlatır. Beni etkileyen birşeyse hemen uygularım" yorumunu yapmıştı.

Evet işte bana göre otomotivde geleceğin yöneticileri, De Meo gibi genç, vizyoner, yeniliğe açık, günümüz teknolojilerini en iyi şekilde kullanan ve her şarta göre farklı hamle yapabilen kişilerden oluşacak. Bu açıdan De Meo’nun başarısı tesadüf değil. Şöyle bir baktığımızda, De Meo’yu VW’nin kapılarını açan Fiat 500’ün başarısındaki en önemli etken aracın dikkat çeken şirin tasarımının dışında ustaca yönetilmiş pazarlama taktiği. De Meo, bu modeli müşterilerin doğrudan davet edildikleri "500 Seni İstiyor" internet sitesi gibi gelenekselin dışındaki pazarlama yöntemlerinin yanı sıra reklamdan viral pazarlamaya, modadan fotoğrafçılığa hatta müşterilerin yeni otomobile ilgili isteklerini ifade etmelerine kadar pek çok farklı aracı bir arada kullandı. Aynı şekilde Alfa Romeo’nun daha fazla kitleye ulaşmasını sağlayacak en küçük ve ekonomik modeli Mito’da da benzer yöntemleri izledi.

Bu arada De Meo’nun başarılarının altındaki modellere baktığımızda hep küçük ve moda olan otomobiller görüyoruz. Lancia Ypsilon, Fiat 500 ve Alfa Romeo MiTo. Bunun şu açıdan çok büyük önemi var.

Yaşanan global krizle birlikte tüm dünyada otomobil tercihleri hızla değişmeye başlıyor. Devasa otomobillerin anavatanı olan Amerika’da bile talep küçük ve ekonomik araçlara kayıyor. Yani önümüzdeki dönemde otomotiv sektörünü küçük ve ekonimik araçlar şekillendirecek. Şimdi VW’nin De Meo’yu tüm pazarlamanın başına getirmesinin sebebi de daha iyi anlaşılıyor. Çünkü VW Grubu, önümüzdeki bir kaç yıl içinde geleceğini şekillendirecek çok önemli küçük modelleri piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Bu yıl sonunda VW cephesinde iki önemli küçük model vitrine çıkacak. Yeni Polo ve en küçük VW modeli olacak Up. Bunun yanı sıra Audi’nin de en küçük modeli A1 devreye girecek. Bu modeller geliştirme aşamasındayken De Meo’nun transfer edilmesi çok önemli. VW, De Meo’nun farklı ve etkileyici pazarlama stratejilerinden yararlanmak istiyor.

Bana göre VW son yılların en önemli transferini gerçekleştiriyor. Zaten otomotiv dünyasında güçlü ve kaliteli bir imaja sahip olan VW’nin tek eksiği çok iyi pazarlanamamasıydı. Şimdi De Meo’yla bu eksiklik de çözülecek. 2020’li yıllarda Toyota’yı geçerek dünyanın en büyük otomotiv şirketi olmayı hedefleyen VW’nin bu hamlesiyle bunu gerçekten istediği de net olarak anlaşılıyor. Şimdi bütün gözler VW’nin 100 farklı modelinin sorumluluğunu alacak De Meo’ya çevrilmiş durumda.

VW’nin tepesinde iki İtalyan olacak
/images/100/0x0/55eb1d9df018fbb8f8ac236b

Luca De Meo’nun VW’ye transfer olması halinde ortaya farklı bir yapı daha çıkıyor. O da Alman VW’nin İtalyanlaşması. ’Bu da ne demek’ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Biliyorsunuz, VW Grubunun Tasarımdan Sorumlu Başkanlığına 2007 yılı başında İtalyan Walter De Silva getirildi. Bu atama bizi de ilgilendiriyordu çünkü De Silva’dan önce tasarımın başında Türk tasarımcı Murat Günak vardı. De Silva bu göreve gelmesiyle birlikte hemen İtalyan Flavio Manzoni’yi yardımcısı yaparken, Alfa Romoe’da birlikte çalıştığı Alman kökenli İtalyan Wolfgang Egger’i ise Audi’nin başına koydu. Şimdi bir başka İtalyan Luca De Meo’nun da atanmasıyla, VW Grubu’nun üst düzey yönetiminde İtalyanların ağırlığının arttığı görülüyor. Yapılan açıklamalara göre De Meo’ya grup markalarının pazarlamasının dışında satışında sorumluğunun verilebileceği söyleniyor. Böyle olunca, araçlar İtalyanlar tarafından geliştirilip, yine İtalyanlar tarafından pazarlanıp satılmış olacak. De Silva ve De Meo’nun İtalyan olmanın dışında ortak özellikleri Fiat ve Alfa Romeo’da çalışmış olmaları. De Silva, 1998 yılında VW Grubu bünyesindeki Seat’a geçmeden önce Alfa Romeo’nun tasarımının başındaydı. 147 ve 159 modellerinde De Silva imzası bulunuyor. De Silva 1972 yılından 1998 yılına kadar tam 26 yıl Fiat Grubu bünyesinde çalıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!