AKP'nin baraj ikilemi

Güncelleme Tarihi:

AKPnin baraj ikilemi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2003 00:00

GEÇEN hafta yaşanan YSK tartışmasının en önemli sonuçlarından biri, yüzde 10'luk seçim barajının adaletsizliğini bir kez daha gözler önüne sermiş olmasıdır.YSK kararıyla birlikte, AKP iktidarı değil, ama bu partinin TBMM'deki ezici sayısal çoğunluğunun dayanağı sorgulanır hale gelebilir. Bu durum, 3 Kasım öncesinde kendisine karşı işleyen mekanizmaların ‘‘mağduru’’ olarak görülen, bu mağduriyet algılamasının yarattığı rüzgárdan istifade eden AKP açısından geçmişteki algılamanın tam tersi bir tabloyu yansıtıyor. Bağımsızlardan sağlayabildiği bir-iki oyluk destekle tek başına Anayasa'yı değiştirebilme gücüne sahip olan AKP'nin bundan sonraki tek taraflı Anayasa değişikliklerinin kamuoyunda tartışma konusu olması muhtemeldir.İSRAİL, İRLANDA VE DANİMARKA'DAN FAZLABu tartışma, bizi 3 Kasım seçimlerinin yarattığı temsil sorununa götürüyor.Yaklaşık 32.8 milyon oyun kullanıldığı seçimde 15.8 milyon dolayında oy (yüzde 45) yüzde 10 barajı nedeniyle çöp sepetine gitmiştir. Bu, milli iradenin TBMM'ye yansımasını sakatlayan bir çarpıklıktır.Kullandıkları oylar TBMM'de temsil edilmeyen vatandaşlarımızın sayısı İsrail (6 milyon), İrlanda (3.8) ve Danimarka'nın (5.4) toplam nüfuslarından bile fazladır. Kullanılan oyun üçte birini (yüzde 34.2) alan AKP'nin TBMM'deki sandalyelerin üçte ikisini kontrol etmesindeki orantısızlık inkár edilemez.AB VE BARAJ SORUNUÜstelik seçmenin yaklaşık yüzde 20'sinin sandığa gitmediği dikkate alındığında, bundan sokaktaki her 3 değil, 4 vatandaştan birinin AKP'ye oy verdiği sonucu çıkar.Bu tablo, TBMM açısından ciddi bir temsil sorunu yaratıyor, Türkiye gibi 70 milyonluk bir ülkede toplumun eğilimlerinin TBMM'ye dengeli bir şekilde yansımasını engelliyor. Son YSK tartışması, Türkiye'nin baraj konusunu artık ciddi bir şekilde tartışmaya başlamasının zamanının geldiğini gösteriyor. Üstelik, bu konuyu Türkiye'nin gündemine taşıyacak olan önemli bir faktör daha devreye girmeye hazırlanıyor: Avrupa Birliği...AVRUPA BİRLİGİ'NİN İSTEDİĞİ NE?AB yetkililerinin geçmişte barajın yüksekliğine ilişkin şikáyetlerini gayri resmi kanallardan Ankara'ya hissettirdikleri biliniyor. Ayrıca, AB Komisyonu'nun kasım ayı başında açıklayacağı yeni ilerleme raporunda bu kez ‘‘barajın yüksekliğinin halkın bir kesiminin siyasi tercihinin Meclis'e yansımasını engellediği’’ şeklinde bir ifadeye yer vermeyi de tasarladığı anlaşılıyor.Gözüktüğü kadarıyla, AB'nin derdi, yüksek barajın parlamentoda temsil sorununa yol açması değil, DEHAP'ın temsil ettiği siyasi çizginin TBMM'ye girememesidir.Böyle de olsa, yüzde 10'luk barajın AB ölçülerine yaklaşmaya çalışan bir demokrasi açısından kabul edilebilir bir yanı yoktur. AB'ye tam üye ülkeler içinde en yüksek baraj yüzde 5 ile Almanya'dadır.AKP İÇİN DEMOKRASİ SINAVISonuçta, özellikle tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte baraj konusunun Türkiye'nin gündemine gireceğini tahmin etmek güç değildir.AB tam üyeliğini siyasi plaftformunun temel önceliği yapmış olan ve bugüne dek AB'nin her beklentisini tereddütsüz karşılayan AKP'nin önümüzdeki seçimler yaklaşırken bu konuda bazı somut adımlar atmak zorunda kalması kaçınılmaz hale gelebilir.Bu adımlar, AKP'yi bir açmazın içine sokacaktır. Çünkü, barajın aşağı çekilmesi, AKP'nin 2002 seçiminde yararlandığı önemli bir avantajdan yoksun kalmasına yol açabilir.Kuvvetli bir demokrasi söylemine sahip olan AKP'nin barajı aşağı çekip çekmeyeceği, bu partinin demokrasi anlayışının inandırıcılığı açısından da önemli bir sınav oluşturacaktır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!