AKP bürokratı ‘Harlem zencisi’ olur

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, kendisini ‘‘Zenci Türk’’ diye ifade ettiğinde AKP'yi yakından izleyen bir işadamı arkadaşım, bu tanımın bürokrasideki yansımasını şöyle açıklamıştı: ‘‘Orada ‘Zenci Türk' olmak da yetmiyor. ‘Harlem zencisi' olmak gerekiyor. Türkiye'deki ‘Harlem zencisi' ise sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi kadrolarında var. Bir miktar da Milli Görüş içinde. Bu nedenle 3 Kasım'da AKP'den aday olan nitelikle eski bürokratlar bile ‘Harlemli' değil diye göreve getirilmiyor.’’Anlaşılıyor ki, AKP kadroları konusundaki endişeler sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'ne özgü değil. Devletin başka birimlerinde, iş dünyasında da bu tür endişeler söz konusu. Bu endişeyi duyanlara bazı AKP'lileri bile eklemek mümkün. AKP'nin Ege kökenli bir milletvekilinin, ‘‘Müdahale etmesem, benim ilimdeki tüm ilçe eğitim müdürleri İlahiyat Fakültesi mezunu olacak. Başka okullar yok mu, diyerek işi durdurdum’’ demesi de bunun bir örneği.Taşrada Din Kültürü ve Ahlak dersi hocası bulmakta zorluk çekildiği yönündeki haberler ise AKP milletvekilini doğruluyor gibi. Çünkü, en yaygın kadrolaşma taşrada yaşanıyor. Bir icracı bakanın, aynı zamanda arkadaşı da olan danışmanının, ‘‘Örgütten gelen taleplerin yüzde 90'ı uygun değil’’ itirafına rağmen, taşra bürokrasisi AKP'liler tarafından belirleniyor. BEZDİRME TAKTİĞİYaygın örgütlenmesi nedeniyle, bu kadrolaşmayı en iyi izleyebilen kurum ise TSK. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün pazartesi günü konuya yeni bir vurgu yapması da bundan kaynaklanıyor olsa gerek.AKP'nin ‘‘Harlem zencileri’’ ile ilgili ilginç bilgiler de geliyor. ‘‘Harlem zencileri’’nden biri, bir kamu bankasına genel müdür oldu. İlk günden itibaren, bazı odalara dalıp içeridekilere, ‘‘Buradaki ömrünüz ya altı ay, ya bir yıl. Kendinize iş ayarlayın’’ diye baskı yaptı. Bu sindirme politikasına dayanamayan genel müdür yardımcılarından biri emekliliği tercih etti. ‘‘Harlemli’’ hedefine ulaştı; ama tutumu, fısıltı gazetesi aracılığıyla hem kurumuna hem de bütün kamu bürokrasisine yayıldı. Hem de ‘‘Harlemli’’ genel müdürün tutumu AKP'ye mal edilerek. Erdoğan'ın bu uygulamalardan haberdar olduğu bile ileri sürülüyor. Önemli bir kamu kurumunun başkanının, ‘‘Erdoğan'ın her şeyden haberdar olduğu, hatta bunun için kuşkulandığı bazı bakanlıkları izlemek üzere yakın arkadaşlarını görevlendirdiği bilgisi bile geliyor’’ demesi de, konunun nasıl speküle edilebileceğini ortaya koyuyor. ANTİ-SOSYAL HARLEMLİLERAKP'nin üst düzey atamalarına da eleştiriler getiriliyor. Nitelik konusu bir kenara, ‘‘Harlemli’’ bürokratların anti-sosyal yönleri öne çıkarılıyor. Bunu da bir genel müdürün şu sözlerinden anlamak mümkün: ‘‘Eskiden toplantılara gittiğimizde, toplantı öncesi aramızda gündelik yaşamla ilgili sohbetler eder, kurumlararası sorunlarımızı dile getirirdik. Şimdi onlar kendilerini bir kenara çekiyorlar. Neredeyse selam sabah bile yok. Abartı gibi gelecek; ama sosyal ilişkiyi ya namaz sohbeti veya bir hurmayı dörde bölüp de nasıl paylaştıkları ile sınırlıyorlar.’’