Adalet Bakanlığı, Atilla Sertel’in başvrusunda talebin reddini istemedi

Güncelleme Tarihi:

Adalet Bakanlığı, Atilla Sertel’in başvrusunda talebin reddini istemedi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2015 15:49

CHP İzmir 2. Bölge 6’ncı sıra milletvekili adaylığı, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülen Atilla Sertel’in bireysel başvuruda bulunduğu Anayasa Mahkemesi’nin görüş istediği Adalet Bakanlığı’ndan, 20 sayfalık savunma geldi. Savunmayla ilgili açıklama yapan Sertel’in avukatı Murat Ergün, "Bakanlık çeşitli örnekler vermiş, hepsinde bizim haklılığımızı ortaya koyuyor. Sonuç bölümünde ise alışılmışın dışında başvurunun reddi yerine takdirin mahkemede olduğu görüşü açıklanmış ki bu da önemli biri tespit" dedi.

Haberin Devamı

CHP İzmir 2. Bölge için ön seçime girip üçüncü olan ve ardından da kontenjan adaylarından dolayı 6’ncı sıra milletvekili adayı gösterilen Atilla Sertel için YSK’ya, Basın İlan Kurumu delegesi olduğu için itirazda bulunulmuştu. Bu itiraz sonrasında ise YSK bu durumu ’kamu görevi’ olarak kabul ettiği için Sertel’in adaylığını düşürmüştü.

Bu şoke eden gelişme üzerine Atilla Sertel, YSK’nın karalarına itiraz edilemediği için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu ve başvuru talebi kabul edildi.

BAKANLIKTAN 20 SAYFA SAVUNMA GELDİ

Bu gelişme sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin talebi üzerine Adalet Bakanlığı’nın da 20 sayfalık savunma görüş yazısını 23 Haziran’da tamamladığı öğrenildi. Bakanlık savunmasıyla ilgili olarak, Atilla Sertel’in avukatı Murat Ergün değerlendirmelerde bulundu. Bakanlık yazısında kendilerini haklı gösteren önemli tespitlerin bulunduğunu söyleyen Murat Ergün, "Adalet Bakanlığı’nın yazısını bütün olarak ele aldığımız zaman sonuç kısmında Bakanlığın, Atilla Sertel’i haklı bulduğunu görüyoruz. Bunu açık açık ’Atilla Sertel haklıdır’ dememiş ama hukukçular için anlamlı olan tespitler var. Adalet Bakanlığı, Atilla Sertel’in taleplerinde, takdirin Anayasa Mahkemesi’ne ait olduğunu söylüyor. Hukuk dilinde, alışılagelmiş olarak ’davanın reddi gerekir’ gibi bir beyanda bulunmuyor. Reddedin demiyor, yani takdir mahkemeye ait diyor. Mahkeme kabul ederse de ’bir şey demiyoruz’ diyor. Daha ayrıntılı açık biçimde de bakanlığın başvurumuzun kabul edilmesini ifade etmesini beklemek iyi niyetli düşünce tarzı olur" dedi.

Yazıda, başından beri savundukları düşüncelerin bulunduğuna anlatan Ergün, "Yazının ikinci sayfasındaki ’olaylar ve olgular’ başlıklı kısmında, Atilla Sertel tarafından yapılan başvuru yazısında yer verilen olay ve olgulara ekleyecek bir hususun bulunulmadığı görüşüne yer verilmiş. Yani diyorlar ki, olaylar aynen gerçekleri yansıtmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın, bizimle ihtilafa düşmediğini görüyoruz. Bizim de belirttiğimiz yasa maddelerinden bahsediyor. Seçilme hakkımızın ihlal edildiğine dair iddiamızdaki gibi bakanlıkta, ’Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile AİHM içtihat kararları doğrultusunda, yorumlanmasının doğru olacağı kanaatindeyiz’ diyor. Bu da bizim için anlamlı. Bu olayın çözümü için sadece iç hukuka bakamayız. Çünkü uluslararası hukukla çelişen durumlar var. Adalet Bakanlığı’nın bu görüşte olması son derece olumlu" diye konuştu.

’BU OLAĞAN BİR YARGI YOLU DEĞİLDİR’

Adalet Bakanlığı’nın yazısında hukuki değerlendirme bölümünün de bulunduğunu burada YSK’nın aldığı kararların itiraz edilmeye kapalı olduğunun da anlatıldığını ifade eden Murat Ergün, yaşanan sürecin olağan bir yargı yolu olmadığını söyledi. Bireysel başvuru hakkından sonuç çıkmaması durumunda yine AİHM’e gidecekleri bilgisini veren Murat Ergün şöyle devam etti:

"Zaten bireysel başvuru hakkı olmasaydı, biz şimdiye kadar dosyayı, zaten AİHM’e götürecektik. YSK kararlarının mahkemeye gidemez kararı AİHM’i bağlamaz. Anayasa Mahkemesi, AİHM’den önce bu işe el atmalıdır. Bu hukuka uygun bir görüştür. Anayasa Mahkemesi’nin kendi yetkisizliğini ilan edeceğini düşünmüyorum. Bakanlığın yazısında zaten önemli hukuki değerlendirmelerde bulunulmuş, yerinde açıklamalar var. Kamu görevlilerinin seçime girmesi konu değil. Bunu bizde kabul ediyoruz. Bizim burada dava konusu ettiğimizi husus Atilla Sertel’in seçilme hakkının elinden alınmasıdır. Atilla Sertel, Basın İlan Kurumu genel kurulunda bir gün İGC’yi temsil etti diye kamu görevlisi olur mu? Bizim davamız bu. İGC başkanı olduğu için YSK kendisine izin veren birisi. Anayasa Mahkemesi’nin gözeteceği konu, seçilme hakkı elinden alındı mı alınmadı mı konusu."

Murat Ergün, Anayasa Mahkemesi’nin, kararını adli tatil başlamadan vermesini, olayı zamana yaymaması gerektiğini de dile getirdi. Sertel ayrıca, mahkemenin, hak ihlali kararı vermesi durumunda ise, YSK’nın bunu hemen uygulamasını, Atilla Sertel’in 6’ncı sıradan meclise girmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. YSK’nın böyle bir kararı uygulamaması durumunda ise, suç işlemiş olacağını, geç gelen adaletin de adalet olmayacağını söyledi.

MEMNUNİYET VERİCİ

CHP 2. Bölge 6. sıra milletvekili adaylığı YSK tarafından düşürülen İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Atila Sertel, Adalet Bakanlığı’nın görüşünün kendisi için olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Atilla Sertel, "Memnuniyet verici. Sonuçta ben memur değilim. Anayasa Mahkemesi karardan önce titizlikle araştırma yapıyor, çünkü bu dava Türkiye’de bir ilk. Yüksek Seçim Kurulu kararlarını tartışmaya açan bir dava. Adalet Bakanlığı’ndan benim durumumla ilgili görüş istiyor ve bakanlık da benim savunmam doğrultusunda bir görüş veriyor. Bu, memnuniyet verici" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!