Acılı göçün uyum sancılarını yaşıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Acılı göçün uyum sancılarını yaşıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2009 00:00

Mardin’in Bilge Köyü’nde 44 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı yapan tarafın 84 yakını, evlerinden 1660 kilometre uzakta sancılı bir uyum süreci geçiriyor. İki bloklu sitenin ürkek misafirlerini, 200 metre ilerideki marketin sahibi hiç görmemiş. Kent merkezinde “Gördüm” diyene rastlayamadık.

MARDİN’in Bilge Köyü’nde yaşanan katliamla Türkiye’nin diğer ucuna devletin korumasında göç etmek zorunda kalan 84 kişi yeni şehirlerine alışmaya çalışıyor. Kan davası endişesi, tam üç haftadır havasını soluyup, suyunu içtikleri kentle tanışma heveslerini dizginliyor. Sessiz kalmayı daha güvenli buldukları için konuşmuyorlar. Misafirlerin yerleştiği bloklar, çelik yelekli, otomatik tüfekli polislerin korumasında.
Güvenlik kameralarıyla gözetim altına alınmış. Alışveriş için zorunlu olarak evlerinin güvenlik duvarı dışına çıkanların can güvenliği, bir gölge gibi peşlerinden ayrılmayan sivil polislere emanet. Salı günü ders başı yapan 33 çocuk da birkaç yüz metre uzaktaki okullarına, sivil polislerin gözetiminde gidip geliyor.

İzole bir yaşam sürüyorlar

O bloklarda 58 çocuk, 18 kadın, 8 erkek yaşıyor. Bahçede kimseler yok. Tek yaşam belirtisi, balkonlarda asılı çamaşırlarla arada pencereden ürkek bakışlar atan kadınlar. Polis, çocuklara ve gençlere bahçe dışına çıkmamalarını tavsiye ediyor. Çocukların en büyük sorunları can sıkıntısı.
Mardin’den beri peşlerini bırakmayan travmadan, devletin yardımıyla kurtulmaya çalışıyorlar. Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, kentin yeni misafirlerine psikolojik destek veriyor. Kadınlar için blokların bodrum katında hazırlanan dersliklerde okuma yazma kursu açılmış. Hepsi sağlık kontrolünden geçmiş. Kronik hastalıkları olanların tedavisi sürüyor.

Temkinli ve endişeli misafirler

Kent merkezinde yaşayanlar, Mardinli misafirlerine karşı, endişeli ve temkinli bir yaklaşım sunuyor. Her ne kadar, nezaket icabı yeni gelenlere hoşgeldine gidenler varsa da, başka bir kültürü, rafine yaşamları içinde eritmeye pek niyetli görünmüyorlar. Kentin yeni nüfusuna alışması için zamana ihtiyacı var gibi.

‘Alay ederler diye korkuyordum’

12,5 yaşındayım diyen Çiçek, 4’ü kız 8 kardeşin üçüncüsü. Okula başlamadan önceki korkuları kaybolmuş. Yeni arkadaşlarıyla tanışmadan önce büyük bir heyecan içinde olduğunu söyleyen Çiçek, “Benimle alay edeceklerini sanıyordum. Bana çok iyi davrandılar, hepsiyle hemen kaynaştık” diyor. Büyüyünce “Avukat” olmak istediğini, insan haklarını ve özgürlüğü savunucağını söylüyor. Ona göre bazı insanların hakları savunulmuyor. Bazı insanlara kötü davranıyorlar. Gereksiz yere suçlanmış, suçu olmayıp suç çeken kişiler var. Bu sözlerinin ardında yatanları da saklamıyor: “Babam cezaevinde. Haksız yere içerde. Büyüyüp avukat olup, babamı savunmak istiyorum.”

Derslerinde çok başarılılar

İki hafta özel eğitimden gördükten sonra okula başlayan 33 çocuktan bazılarının önlükleri okul idaresi tarafından sağlandı. Bir kısmı şimdilik günlük kıyafetleriyle eğitim görüyor.
Öğretmenleri, bekleneni aksine, Bilge Köyü çocuklarının, derslerinde sınıf arkadaşlarından ileri olduğunu söylüyor. Özellikle matematik zekalarından övgüyle bahsediyor. Bu avantajları, çocukların sınıfta çabuk kabul görmesine yardımcı oluyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!