Aç evin tok kedisi olun

Güncelleme Tarihi:

Aç evin tok kedisi olun
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2001 00:00

Krize karşı önlemler (3)CUMARTESİ yazılarında mutluluğu aramaya devam ediyorum. Önceki iki yazıda, i) başkasını karşılıksız severek pozitif enerji üretmeyi, ii) tabiatı kucaklayarak içinizi yıkamanızı önermiştim.Bu hafta biraz daha zor bir konuya girmek istiyorum.Krizin çıkmasında hepimizin payı olduğunu kabul edelim!Özeleştiri yapabilirsek, hem hafifler, hem de geçmişten ders almış oluruz.Kendi hatalarının bilincine varmak, mutluluğa giden yolda önemli bir aşamadır.* * *Dedemin bir dörtlemesi vardı:Tok evin tok kedisi olmak./Tok evin aç kedisi olmak.Aç evin aç kedisi olmak./Aç evin tok kedisi olmak.* * *Tabii ki bir insan için ideal durum ‘‘tok evin tok kedisi’’ olmaktır. En kötü durum da ‘‘aç evin aç kedisi’’.Bize tok ev bırakamayacağını bilen dedem, bir insanın başına gelebilecek en kötü durumun ‘‘tok evin aç kedisi’’ olmak olduğunu söyler, ‘‘Aç evin tok kedisi olmayı’’ bize tavsiye ederdi.Ona göre başı dik dolaşmak, tok dolaşmaktan daha önemliydi.* * *Gelin kabul edelim.Biz koskoca bir Türkiye olarak, tok evin aç kedisi olmaya heveslendik.Açıkçası, ayağımızı yorganımıza göre uzatmadık.Büyümeyi, daha doğrusu şişmeyi zenginleşmek sandık.Üretmeden de tüketebileceğimizi zannettik.* * *Ne olur beni yanlış anlamayın. Kimseyi sorumlu tutmak istemiyorum. Ancak, kabul edelim ki ekonomik krizin tek sorumlusu hükümet değil.Topyekûn bir toplumsal isteri yaşadık!Boyumuzu aşarak tüketmeye yöneldik.Bakın şu kredi kartı rezaletine! Tamam, bankalar gelişigüzel kart dağıttılar ama bizler de elimize geçirdiğimiz plastik kartı refah saçan bir ilahi güç zannettik.Gücümüzün üzerinde borçlanarak zannettik ki sanal zenginlik yaratıyoruz.Daha beterini yaptık; mutluluğun tek şartının maddeyi tüketmek olduğunu düşündük.Kendi halimize şükretmek yerine, bizden daha fazla tüketebilenleri kıskanarak, kendimizi daha beter mutsuz kıldık.Elimizde olanın keyfini çıkarmayı beceremedik.Mutluluğun az olanda, zor elde edilende gizlendiğini unuttuk.Sandığımızın aksine; mutluluğun madde olmadığını aklımızdan çıkardık.* * *Şimdi ‘‘az olanın’’ içinde mutluluğu aramanın tam zamanıdır.İnanın bana; bunu becerebilenler, mutluluğu bir daha yitirmeyecekler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!