ABD’liler isim vermedi ama tarif Şahinkaya’ydı

Güncelleme Tarihi:

ABD’liler isim vermedi ama tarif Şahinkaya’ydı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2001 00:00

Emekli Büyükelçi Eralp: 1981'de ABD'liler bana, askeri uçak seçiminde rüşvet alındığını anlattılar. Tarif, Tahsin Åžahinkaya'ya uyuyordu.Yalım Eralp'e kimileri ‘‘Altın Kafa’’ der, kimileri de ‘‘Şeytan-ı Ekber.’’ 1962'de SBF'yi bitirir bitirmez katıldığı DışiÅŸleri'ne 38 yıl aralıksız hizmet ettikten sonra, kendi isteÄŸiyle emekliye ayrılarak veda etti.CNN Türk'te onu izlerken ülkesini temsil için koÅŸuÅŸturduÄŸu New York'u, Gümülcine'yi, Roma'yı, Brüksel'i, Yeni Delhi'yi, Viyana'yı hissedebilirsiniz. Ya da DışiÅŸleri Sözcülüğü'nü, Mesut Yılmaz'a, Tansu Çiller'e yaptığı danışmanlıkları... Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Millet Meclisi'nin Konya Milletvekili Tevfik AladaÄŸlı'nın torunudur Yalım Eralp. Ve de Ankara Ziraat Fakültesi'nin ilk kadın dekanı Muazzez Eralp'in oÄŸlu. Yalım Eralp, eÅŸi Aydan Eralp'in Gümüşsuyu'ndaki evi 17 Eylül depreminde hasar gördüğü için Suadiye'de kirada oturur. Ä°talya'da ekonomi master'ı yapan biricik oÄŸlu Aydın'ı çok özler. Fenerbahçelidir, piposunu elinden eksik etmez ama, sigara içer, sıkı briç oynar, her sabah aletli jimnastik yapar, çok okur, dedikodudan nefret eder, Orhan Eralp'le akrabalığı yoktur. Sevgili Yalım Eralp'le CNN'deki odasından Suadiye'deki evine kadar bir konuÅŸtuk, pir konuÅŸtuk. YaÅŸadığı, duyduÄŸu nice gizli anılarını ilk kez anlattı, tarihe ışık tutmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla. Tıpkı öteki onurlu ve yürekli meslektaÅŸları gibi.Rüşvet belgelerini kuryeyle yolladıkYalım Eralp, Washington BüyükelçiliÄŸimizin genç bir müsteÅŸarıdır, yani Kançılarya Åžefi. Yani ElekdaÄŸ teknik direktördür, Eralp ise takım kaptanı.- 1981 sonbaharında bir gün Amerikan Senatosu Dış Ä°liÅŸkiler Komisyonu BaÅŸkanı Percy'nin yardımcısı Hans Binnedijk beni arayıp ‘‘Şu anda Percy, Büyükelçiniz ElekdaÄŸ'la görüşüyor, biraz sonra seni Kongre'ye çağıracağız’’ dedi. Biraz sonra Şükrü bey beni çağırdı, belli ki Percy'le yaptığı konuÅŸmadan bir büyükelçi olarak rahatsız olmuÅŸ. Percy ona demiÅŸ ki ‘‘Bir olay var, ayrıntısını Yalım'a vereceÄŸiz, yarın da birisi sizi görmeye gelecek. Bu konunun üzerine gidin, yoksa Kongre'de komisyon olarak bir oturum yapıp bu konuyu tartışacağız.’’ Yener'ciÄŸim görüyorsun ki çok vahim bir durum var. Kongre'de bana ayrıntılı bilgiler verip ‘‘Türkiye bir uçak seçimi yapacak, teklif verenlerden General Dynamics firması kendi uçağının performans kriterlerinin kasten düşük gösterildiÄŸi kanaatinde varmış’’ dediler. Yani ‘‘Sizinkiler olayı kasten manüpüle edip rüşvet karşılığında öbür uçak F-18'i almaya gayret ediyorlar’’ demeye getiriyorlar. Bilgilerde falanca askeri kiÅŸilerin, filanca otelde buluÅŸmaları, rüşvet aldıkları gibi ayrıntılar da var. Zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Åžahinkaya'nın adı yok ama, öyle bir tarif yapılmış ki, ister istemez öyle bir sonuca varıyorsunuz. ÇİFTE MÃœHÃœRLÃœ MEKTUPErtesi gün konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgiyi ÅŸirketin genel müdürü gelip Şükrü beye verdi. Adam gitti, Şükrü beyle baÅŸ baÅŸa kaldık. Bunu Ankara'ya bildirmek lazım ama, nasıl bildireceÄŸiz? Şükrü bey klasik metot ÅŸifre dediÄŸimiz kapalı mesaj göndermeyi düşünüyordu. Kendisine ‘‘Böyle bir ÅŸey yazarsanız en aÅŸağı 9 tane basılır, birçok kimse okur. Böyle bir hassas dönemde böyle bir hassas konuyu kimsenin bilmemesi lazım’’ dedim. Çözüm için fikrimi sorunca ‘‘Siz Devlet BaÅŸkanının büyükelçisiniz, kendisine özel mektup yazarsanız, bir kuryeyle gider’’ dedim. Şükrü bey fikrimi beÄŸendi, bir cumartesi günü zamanın Devlet BaÅŸkanı Kenan Evren'e ayrıntılı bir ÅŸekilde benim kaleme aldığım bir mektup yazıldı. Çift kırmızı mühürlü zarftaki mektup üç gün sonra Ankara'dan gelen kuryeye teslim edildi. EVREN'DEN CEVAP YOKDaha sonraları Evren'den bu mektuba karşılık herhangi bir cevap gelmedi. Aslında bu mektubun üzerinde bir muamele yapılması da çok zordu, çünkü ortada bir kanıt yoktu, sadece iddia vardı. Savcılık iddiası da deÄŸil, bir firma tarafından kuvvetli şüpheler izhar ediliyor. Çok ilginçtir; Türkiye başından beri ÅŸikayetçi firmanın F-16'larına sıcak bakıyordu. F-18'lerin kanatlarının katlanır ve bizim hangarlara giremeyecek büyüklükte olması zaten engel olarak görülüyordu. Percy, ne Kongre'de bir oturum yaptı, ne de bu olaydan bir daha söz etti. Daha sonra Evren'in ‘‘Biz beraber geldik, beraber gideriz’’ dediÄŸi söylendi. Åžahinkaya'yı son olarak 10 Eylül 1980'de Washington'a geldiÄŸinde sefarette gördüm. Kendisine ‘‘PaÅŸam sizce cumhurbaÅŸkanı ne zaman seçilecek?’’ diye sorduÄŸumda bana ‘‘Göreceksiniz, çok yakında’’ demiÅŸti.Çiller, Yılmaz'ın ajanı diye suçladıMesut Yılmaz ve Tansu Çiller. Kaderin cilvesine bakın ki, Yalım Eralp ikisinin de danışmanlığını yaptı.- Mesut beye ilk danışmanlığım 1991'de seçimlere kadar üç ay sürdü. Seçimlerden sonra ‘‘Mesut beyin adamı’’ diye beÅŸ ay iÅŸsiz kaldım, bakanlığa müşavir kadrosuyla döndüm. Evde oturdum, kitap okudum, melekelerimi yitirmemek için satranç oynadım. Sonra devrin DışiÅŸleri Bakanı Hikmet Çetin çağırıp NATO Genel Müdürlüğü'nü önerdi, hemen kabul ettim. O sıralarda ÅŸurayı süpüreceksin bile deseler belki kabul ederdim. Tansu hanım baÅŸbakan olunca danışmanlık önerdi, NATO'daki görevim sırasında kendisiyle de çalışarak iki ÅŸapkalı oldum. Mesut beyle benim iliÅŸkilerim hep devam etti ama, Tansu hanım bana küstü. Mesut beye gizli bilgi verdiÄŸim ithamıyla karşılaÅŸtım. Tansu hanıma en son ithamında kendisine ‘‘Efendim ben Mesut beye gizli bilgi versem, Mesut bey bulunduÄŸu yerde olmazdı’’ dedim. YARIN: EVREN PAÅžA’NIN KIRDIÄžI POTÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!