ABD belgelerinde 12 Eylül darbesi: İş dünyası sevinçten havaya uçtu

Güncelleme Tarihi:

ABD belgelerinde 12 Eylül darbesi: İş dünyası sevinçten havaya uçtu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2018 01:24

ABD gizli diplomatik belgelerinde 12 Eylül darbesinin ekonomi dünyasındaki etkisi “İşadamlarının çoğu havalara uçuyor, birkaç aydın dışında itiraz eden yok” diye anlatılıyor.

Haberin Devamı

BBC Türkçe, 2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında başvuru üzerine gizliliği kaldırılan ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine ulaşmıştı. Bu belgeler arasında 12 Eylül 1980 ile 5 Kasım 1980 arasında ABD’nin Ankara, İstanbul ve İzmir’deki diplomatik temsilciliklerinden Washington’daki Dışişleri Bakanlığı ile diğer ülkelerdeki temsilciliklerine gönderilmiş 10 yazışma yer alıyor.

Dönemin İstanbul Başkonsolosu Robert Houghton, 27 Eylül 1980'de ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği “Özel” ibareli “Ordunun (yönetimi) ele almasının ardından İstanbul daha rahatlamış ve mutlu” başlıklı yazıda, özetle şu değerlendirmeleri yapıyor:

“İşadamlarının çoğu neredeyse havalara uçuyor. Nedenini terör olaylarının sonlanması ve belirsizliğin ortadan kalkması kadar geleceğe yönelik vaat edici bir ortamın ortaya çıkması da oluşturuyor.

İşadamları için grev, iş yavaşlatma, terör tehditleri, döviz ve emtia sıkıntısı gündelik hale gelmişti.

İstanbul’daki insanlar, geçmişe kıyasla daha disiplinli davranıyor. Çoğunluk olmasa da, daha fazla kişi kırmızı ışıkta duruyor.

Cunta öncesi döneme kıyasla, daha fazla insan artık İstiklal Caddesi’nde yürürken pahalı görünen paltolar giymeye ve hatta mücevher takmaya başladı.”

SORGULARDA İŞKENCE
Başkonsolos Houghton’ın, 24 Eylül’de “kendilerini ortanın solunda olarak tanımlayan” bir grup sanatçı ve basın mensubu ile bir araya geldiği belirtiliyor.

Yazışmada, bu kişilerin tutuklananlara sorguda işkence yapıldığını iddia ettikleri belirtilerek şu ifadeler yer alıyor: “Konuştuğumuz kişilerin elinde gözaltı ve tutuklamalara dair sayılar vardı ancak biraz abartılı görünüyor. Ayrıca, sorgularda bilgi almak için kesinlikle işkence yapıldığını da öne sürüyorlar. Sol kesimin sağcılardan daha fazla cezalandırıldığına dair kaygıları da mevcut. İçlerinden birkaç kişi, ileride Milli Güvenlik Konseyi’nin üyelerinin Türkiye’ye faşizmi getiren insanlar olarak hatırlanacağını söyledi.”

BAKMADAN GEÇME!