ABD: Artık kararınızı verin...

Güncelleme Tarihi:

ABD: Artık kararınızı verin...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 18, 2003 00:00

Kimse savaş istemiyor ancak, bu hafta ki TBMM oturumu Türk- Amerikan ilişkilerinin test edilmesi toplantısına dönüştü. Washington’daki hava öylesine gergin ki, red oyu çıkarsa stratejik ortaklığın sonu sayılacak.Bayram süresince Washington’da idim. Tatil yapamadım, ancak çok şey öğrendim. ABD’deki havanın, nasıl gittikçe gerginleştiğini, gelişmelere nasıl farklı baktıklarını ve daha da önemlisi, sabırlarının taşma noktasında olduğunu gördüm.Bush yönetimi kararını vermiş: Yeni bir BM kararı olsun veya olmasın Avrupa istediği kadar itiraz etsin, Türkiye katılsın veya katılmasın, Irak harekatı gerçekleşecek ve Saddam devrilecek.Çok riskli ve dünya’ya haklılıklarını anlatmakta zorlanacakları bir maceraya girdiklerini biliyorlar, ancak artık geri dönüşü olmayan bir yoldalar.ABD, bundan önce girdiği savaşlarda daima yanlız kalmamaya, mümkün olduğu kadar geniş bir koalisyonla gitmeye özen göstermiş, etrafına dikkat etmişti.Bu defa çok farklı.Döke saça gidiyor. Züccaciyeci dükkanına girmiş file benziyor. Dünya’ya tepeden bakıyor. Görüşlerini paylaşmalanlara kızıyor. Etrafını kırıp döküyor. Kapanması uzun sürecek yaralar açıyor. İşte bu hava içinde, Türkiye’ye bakışı daha da önem kazanıyor. Fransa ve Almanya’ya belki fazla diş geçiremez ancak, Türkiye’ye çok fazla zarar verdirebileceğinin bilinci içinde Ankara’ya kızanların sayısı artıyor.Bu ortam içinde bu hafta yapılması planlanan TBMM oturumuna Türk- Amerikan ilişkileri açısından tarihi bir anlam yükleniyor. Almanya ve Fransa tarafından, sırttan bıçaklanan Amerikalılar, Türkiye’yi örnek göstermek istiyorlar. Ortam öylesine gergin ki, Gül hükümetinin oylamayı 1-2 günden daha fazla ertelemesini kabullenemiyorlar. Havaları “Artık yetti. Karar verecekseniz verin. Bizi bekletmeyin” şeklinde.Yeni istek, yeni koşul duymak istemedikleri gibi, “Beklentilerinizi karşılamak için elimizden geleni yaptık. Daha fazlası yok” diyorlar.Türk hükümeti ister kerhen, isterse ayakları geri giderek olsun, TBMM’den bu kararı çıkartmaya adeta mahkum edilmiş gibi görünüyor.Yapabileceği hiçbir şey yok.Amerikalılar da, TBMM’den bir red kararının Türk-ABD ilişkilerini kısa ve orta vadede mahvedeceğini bildikleri ve Gül hükümetinin de böyle bir risk almayacağı varsayımından hareketle, bu haftayı “son randevu” olarak niteliyorlar.Randevuya elinde çiçekle gelen Washington’un dostu sayılacak ve ödüllendirilecek. Eli boş gelen ise, cezalandırılacak.Ortam böylesine gergin, böylesine “geri dönüşü olmayan” bir noktada...* * *KIBRIS’TA ÇÖZÜM DAHA ZORLAŞTIKıbrıs’ta çözüm ümitleri bir süredir giderek zayıflıyordu. Pazar günü Rum bölgesinde yapılan seçimleri, Klerides’in değilde Papadopulos’un kazanması işleri daha da zorlaştırdı.Papadopulos’un, Annan planına ters baktığı biliniyor. Bu tutumunu değiştirip değiştirmeyeceği belirsiz. Ancak yeni Rum liderin daha önceki politikalırana bakılacak olursa, kaygı ve kuşkular artacaktır.Denktaş, Papadopulos’un seçiminden sonra yaptığı açıklamada tutumunu belli etmiştir.Bu seçim, Türk tarafında , annan planıyla bir çözüme gidilmesine kuşku ile bakanların ellerini güçlendirecektir. Eski bir EOK’cının sözlerine güvenilemeyeceğini, bundan dolayı Annan planında ek değişiklikler gerekeceğini ileri süreceklerdir. Bu yaklaşım da, bundan önceki itirazlarından farklı olarak, kamuoyunda daha haklı bulunacaktır.Dün BM Genel Sekreteri Annan’ın temsilcisi De Soto Ankara’ya geldi. 3 üncü Annan planını da beraberinde getirdi. Genel Sekreterin de önümüzdeki hafta içinde Ankara-Atina-Lefkoşa turu yapacağı ve çözüm için son adımı atacağı biliniyor.Annan, Türk tarafının duyarlı olduğu bazı noktalarda iyileştirme yapmıştı. Ancak Papadopulos etkeni, bütün bu hesapları bozabilir.Şimdi merak edilen, Annan planına hangi tarafın ilk red yanıtını vereceği olacak.Acaba Papadopulos mu, yoksa Denktaş mı?Papadopulos böyle bir risk alır mı?Denktaş bu fırsatı kaçırmamak için kırmızı bayrağı sallar mı?Önümüzdeki iki hafta içinde durum netleşecek.Özetlemek gerekirse, Kıbrıs’ta çözüm arayışları, bu yeni gelişme karşısında biraz daha zorlaştığı söylenebilir.* * *(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!