AB’ye adayız ama katılma takvimi bile yok
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2002 01:58
Parlamenterler Birliği'nin AB toplantısına katılan ANAP Lideri Yılmaz, AB'yi de Türkiye'yi de eleştirdi. ‘‘Katılım takvimimiz bile yok’’ diyen Yılmaz, AB'yi terör konusunda çifte standart uygulamakla suçladı.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB sürecinde keskin bir viraja girdiğini belirterek, ‘‘Aday ülke olup da henüz kesin bir katılma takvimine sahip olmayan tek ülke Türkiye'dir’’ dedi. Yılmaz, 11 Eylül’ü mazeret göstererek, ‘‘Biz önemli bir ülkeyiz, bizi eksikliklerimizle alın deme hakkımız yok’’ dedi.
Yılmaz, Türk Parlamenterler Birliği'nin TBMM'de düzenlediği, ‘‘Avrupa Ortak Değerleri ve Avrupa Anayasası'nın Temel Taşları’’ konulu akademik toplantıda konuştu.
ADAYLARDAN 10'U ALINACAK
Yılmaz, 2002'nin birçok bakımdan kritik bir yıl olacağını belirterek, bu yılın sonunda tam üyelik görüşmelerini sürdüren 12 aday ülkeden 10'u hakkında tam üyelik kararı alınacağını hatırlattı.
Türkiye'nin tam üyelik yolundaki kendi çalışmalarını AB'nin genişleme perspektifinin dışında tutmasının vahim bir hata olacağına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:
‘‘İşte bu nedenle 2002 yılının sadece AB açısından değil, ülkemiz bakımından da kritik bir eşik olduğunu bilmemiz ve ona göre davranmamız önem taşımaktadır. Türkiye 2001 yılında büyük sıkıntılar çekmiştir. Ancak her şerrin hayrı da vardır. Bu ağır şartlar bizi, uzun yıllar ihmal ettiğimiz, popülizmin dayanılmaz hafifliği içinde görmezden geldiğimiz yapısal sorunların çözümüne zorlamıştır.’’
AB'YE TERÖR UYARISI
Türkiye'de herşeyden önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Yılmaz, Türk halkına güvenen, hukuk devletinin tüm kurallarına uyan, insan haklarını güvence altına alan bir anlayışın egemen kılınması gerektiğini söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘11 Eylül terörist saldırılarından sonra uluslararası terörizmin daha iyi anlaşılması, ülkemiz açısından önemli ve olumlu bir gelişme. Ancak, bir yanılgıdan kaçınılması gerekir. 11 Eylül sonrasının yarattığı ortam, Türkiye'in Kopenhag Kriterlerini karşılamaması için mazeret olamaz. AB'nin de, kimi zaman sergilediği ve her sağduyulu insanı rahatsız edecek tutum ve davranışlardan kaçınması gerekir. Örneğin, terörist örgüt oldukları tartışılmayacak oluşumların uluslararası terörizmle mücadele kapsamında değerlendirilmemesi kabul edilebilecek birşey değildir.’’
Yılmaz, Türk Parlamenterler Birliği'nin TBMM'de düzenlediği, ‘‘Avrupa Ortak Değerleri ve Avrupa Anayasası'nın Temel Taşları’’ konulu akademik toplantıda konuştu.
ADAYLARDAN 10'U ALINACAK
Yılmaz, 2002'nin birçok bakımdan kritik bir yıl olacağını belirterek, bu yılın sonunda tam üyelik görüşmelerini sürdüren 12 aday ülkeden 10'u hakkında tam üyelik kararı alınacağını hatırlattı.
Türkiye'nin tam üyelik yolundaki kendi çalışmalarını AB'nin genişleme perspektifinin dışında tutmasının vahim bir hata olacağına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:
‘‘İşte bu nedenle 2002 yılının sadece AB açısından değil, ülkemiz bakımından da kritik bir eşik olduğunu bilmemiz ve ona göre davranmamız önem taşımaktadır. Türkiye 2001 yılında büyük sıkıntılar çekmiştir. Ancak her şerrin hayrı da vardır. Bu ağır şartlar bizi, uzun yıllar ihmal ettiğimiz, popülizmin dayanılmaz hafifliği içinde görmezden geldiğimiz yapısal sorunların çözümüne zorlamıştır.’’
AB'YE TERÖR UYARISI
Türkiye'de herşeyden önce zihniyet değişikliğine ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Yılmaz, Türk halkına güvenen, hukuk devletinin tüm kurallarına uyan, insan haklarını güvence altına alan bir anlayışın egemen kılınması gerektiğini söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘11 Eylül terörist saldırılarından sonra uluslararası terörizmin daha iyi anlaşılması, ülkemiz açısından önemli ve olumlu bir gelişme. Ancak, bir yanılgıdan kaçınılması gerekir. 11 Eylül sonrasının yarattığı ortam, Türkiye'in Kopenhag Kriterlerini karşılamaması için mazeret olamaz. AB'nin de, kimi zaman sergilediği ve her sağduyulu insanı rahatsız edecek tutum ve davranışlardan kaçınması gerekir. Örneğin, terörist örgüt oldukları tartışılmayacak oluşumların uluslararası terörizmle mücadele kapsamında değerlendirilmemesi kabul edilebilecek birşey değildir.’’