AB Türkiye'yi almazsa ABD'nin arka bahçesinde kukla olur

Yazar Orhan Pamuk, AB'nin Türkiye’yi almaması durumunda, Amerika’nın kuklası olacağını söyledi. 23 Ekim’de Alman Barış Ödülü’nü alacak olan Pamuk, Bavyera’nın Bamberg kentinde yayımlanan Frankischer Tag gazetesinin sorularını yanıtladı. "BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın reformlarından bu yana Türkiye’de önemli deÄŸiÅŸiklikler oldu. Dünyaya açık bir kiÅŸi haline dönüştü ama Ä°slami köklerinden dolayı bazı endiÅŸeler dile getiriliyor?" sorusunu Pamuk, "Türkiye’de henüz o kadar büyük deÄŸiÅŸiklikler gerçekleÅŸmedi. Yasalar deÄŸiÅŸiyordu. Ancak düşünce alışkanlıklarımız, kültürümüz, daima kendimizi ’kurban’ biçiminde algılayışımız fazla deÄŸiÅŸimin olmadığını gösteriyor. Avrupa BirliÄŸi’ne giriÅŸte yasal ve siyasi deÄŸiÅŸimin gerçekleÅŸmesi umudu bulunuyor. Fakat örneÄŸin, bana karşı açılan dava süreci savcıların yeteri kadar deÄŸiÅŸmediÄŸini ortaya koyuyor. Bu yine, ÅŸimdiye kadar toplumda hoÅŸgörünün de yeterli olmadığnı gösteriyor. Åžu anda hala tamamen baÅŸlangıç noktasında bulunuyoruz" diye yanıtladı.ABD’NÄ°N ARKA BAHÇESÄ°NDEKÄ° KUKLAOrhan Pamuk, "Size göre Türkiye 1-15 yıl içinde bir AB üyesi haline gelirse Avrupa ne kazanır?" biçimindeki soruyu yanıtlarken de bunun her iki taraf için de büyük bir baÅŸarı olacağını söyledi. Pamuk, "Önce Avrupa için: Avrupa kendi kimliÄŸini Hristiyanlık ve Avrupa tarihi üzerine deÄŸil hoÅŸgörü ve çok kültürlü toplum üzerine oluÅŸturmaya baÅŸlar. Bunu saÄŸlamak için Avrupa’nın seçmenlerini en büyük milliyetçiler olmaktan çıkarması ve ÅŸunu açıklaması gerekecek: Åžayet biz kendi kendimize Hristiyanlar olarak kalırsak, Çin, Hindistan gibi yükselen ekonomik güçlerle kendimizi kıyasladığımızda Amerika’nın arka bahçesinde kalan bir ’kukla’ olduÄŸumuzu göreceÄŸiz" örneÄŸini verdi.Türkiye’nin gelecekteki yerini Avrupa BirliÄŸi’nde gördüğünü anımsatan ve "Ancak üyelik, Avrupa’da Türkiye karşıtı seslerin arttığı bir ortamda kolay ulaşılabilecek birÅŸey olarak görünmüyor." deÄŸerlendirmesini yapan gazeteye Pamuk ÅŸu yanıtı verdi."Maalesef Türkiye’nin çok fazla yol aldığına inanmıyorum. Son bir yılda fazla birÅŸey yapmadı. Türkiye Avrupa’nın kendisine önermiÅŸ olduklarını onaylamış, onlara rıza göstermiÅŸ durumda bulunuyor. Daha sonra malesef politikacılar Avrupa’da düşmanlığın yaygınlaÅŸmasını saÄŸladılar. Bu muhalefet ne saÄŸ, ne sol bir muhalefetti, muÄŸlaktı, derinliÄŸi ve kendi fikri yoktu. Avrupa’ya katılmadan önce de insanların korkuları vardı. KimliÄŸimizi kaybedecek miyiz, geleneklerimizi kaybedecekmiyiz. Bunlar abartıldı ve AB’ye katılım Türkiye’nin çıkarlarının elden çıkarılması ve ulusal gururunun yara alması biçiminde yansıtıldı. Ayrıca Avrupa BirliÄŸi’nde de, BirliÄŸin kendi geleceÄŸi konusunda kafa karışıklığı ortaya çıktı."Frankischer Tag gazetesinin diÄŸer soruları ve Orhan Pamuk’un yanıtları şöyle:Alman Barış Ödülü’nü Türkiye’den alan ikinci kiÅŸisiniz. Daha önce YaÅŸar Kemal almıştı, ikinizi bir yerde buluÅŸturan baÅŸka neler var?Pamuk: O benden 30 yaÅŸ önde. Ancak onunla dost olmaktan gurur duyuyorum. Bizi baÄŸlayan iki ÅŸey var. Bir tarafta Türk edebiyatı, diÄŸer tarafta, 90’lardan baÅŸlayarak devlet politikasına karşı çıkış, herÅŸeyden öte de Kürt politikasına karşı çıkış. Biz kendi kendimize daha fazla ifade özgürlüğü olması için çabaladık. Birçok ÅŸey yaptık, bunlar Türkiye’yi Avrupa BirliÄŸi’ne yaklaÅŸtıran ÅŸeylerdi. Güç zamanlardı, ancak bende güzel izler bıraktı.YaÅŸar Kemal Türkiye’de politik olarak izlendi, yapıtları saygı gördü. Ancak yurttaÅŸlarınız sizin baÅŸarınızı kıskanıyor gibi görünüyor. Neden?Pamuk: Türk okurları benim kitaplarımı çok sevmiÅŸlerdi. Ancak ben 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt öldürüldüğü dediÄŸimde bana öfke duyuldu, ancak yurttaÅŸlarım benim kitaplarımı daima sevdiler. Bu basın tarafından abartıldı. Halk beni öfkeyle karşılamadı. Ancak öyle olsaydı bile görüşümü deÄŸiÅŸtirmezdim.Yapıtlarınızda doÄŸu ve batı, Ä°slami ve batı kültürünün karşılaÅŸması önemli rol oynuyor. Bu neden ileri geliyor?Pamuk: Çünkü ben bir Türküm. DoÄŸu ve batı Türkiye’de karşılaşıyor. Ä°slamın bir parçasının Batılı olmak istediÄŸi bir yer. Bu Türkiye’nin 200 yıllık geçmiÅŸinintarihidir. Cumhuriyetin baÅŸlangıcından beri bu ülkeyi yöneten seçkinler ve iktidardaki sınıflar, çaÄŸdaÅŸlaÅŸmayı engellemeyi isteyenlere ve bunun için Ä°slam’dan yararlananlara karşı mücadele etmiÅŸler."Â