AB ile ilişkiler iyice karmaşıklaşıyor

Güncelleme Tarihi:

AB ile ilişkiler iyice karmaşıklaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2005 00:00

ÖNCEKİ gün Almanya Cumhurbaşkanı Horst Kohler, Federal Meclisi feshederek 18 Eylül’de seçim kararı aldı. Bu uzun zamandır beklenen bir gelişmeydi, sürpriz olmadı.Bu seçim, hele hele 3 Ekim’de Türkiye’nin müzakereleri başlamadan önce Almanya’da yapılacak seçim, uzun zamandır konuşuluyor, Hıristiyan Demokratların seçimi kazanması, dolayısıyla Merkel’in Şansölye olmasından korkuluyordu. Merkel’in sürekli olarak Türkiye’nin AB’ye girmesini engelleyeceğini söylemesi, tabii ki korkunun asıl nedeni.Yine Türkiye aleyhtarı propaganda yürüten Nicolas Sarkozy’nin de Fransa’da gelecek yıl Başkanlığa en büyük aday olmasıyla birleşince, Almanya seçimleri Türkiye’nin AB macerası açısından değişik tahminlere, tartışmalara neden olabiliyor.Genel kanı; AKP’nin iyi ilişkiler kurduğu sosyal demokratların iktidardan gitmesi, AB’nin en önemli üyeleriyle ilişkilerin sekteye uğraması, dolayısıyla AB’ye tam üyelik süreci yerine önümüzdeki dönemde ‘imtiyazlı üyelik’ formülünün öne çıkacak olması yönünde.Önceki gün Kohler’in bu kararını açıklamasından hemen önce, TÜSİAD Almanya Direktörü Dr. Mehpare Bozyiğit ile uzun uzun Almanya’yı, AB ile ilişkileri konuşma fırsatı bulduk. Kendisi Kohler’in ‘üstün liyakat ‘ ödülü verdiği ender kişilerden biri olduğu için, önümüzdeki döneme ilişkin tahminlerini daha dikkatli dinlemek gerektiğini düşünüyoruz. Bozyiğit, Almanya ile ilişkilerin içeride çizildiği kadar sert ve sekter gitmeyeceği görüşünde. Çıkış noktasını ise Alman sosyal demokratlarının ve mevcut Şansölye Schröder’in Alman ve AB politikasındaki etkinliğini koruyacak olmasına dayandırıyor. Anketlerin sosyal demokratlardan ayrılan daha solcu kanatla, komünistlerin de bulunduğu sol ittifakın oylarının hiç görülmedik biçimde yüzde 30’ları bulduğunu, buna karşılık Hür Demokratların eridiğini gösterdiğini söyleyen Bozyiğit, buradan yola çıkarak Kohler’in seçim sonrasında geniş tabanlı bir hükümetten yana inisiyatif kullanıp, Hıristiyan demokratlar ile sosyal demokratların koalisyonunu gündeme getirebileceğine dikkat çekiyor. Bu durumda Merkel’in Şansölye olacağını ancak sosyal demokratların etkinliğinin de süreceğini kaydeden Bozyiğit, ayrıca Schröder’in de AB nezdinde etkin bir göreve getirilmesinin, yoğun olarak konuşulduğunu ifade ediyor.ÖZEL SEKTÖR Hıristiyan demokratların, seçimde şanslarını azaltmamak için açık açık söylemediklerini ama özel sohbetlerde sosyal demokratlarla koalisyonu konuşmaya başladıklarını kaydeden Bozyiğit, ‘Böyle bir koalisyon halinde Türkiye’ye bakışın değişmeyeceğini, Hıristiyan demokratların seçimi alıp sosyal demokratların bulunmaması halinde bile Merkel’in Türkiye’ye karşı şimdiki sekter tutumunu sürdürmeyeceğini’ tahmin ediyor.Bu arada herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir konu da hem Merkel’in hem de Sarkozy’nin ABD’ye, şimdiki yönetimlere kıyasla, çok daha yakın olmaları. Dolayısıyla önümüzdeki yıldan itibaren AB ile Türkiye’nin ilişkilerinde ABD’nin etkinliğinin daha da artacağı yolundaki beklenti. Bu da tabii ki AKP hükümetinin ABD ile ilişkilerinin iyi gitmemesi nedeniyle, ileriye dönük olarak tehlikeleri artıran bir unsur olarak kayda geçiyor.Bu arada Mehpare Bozyiğit ile Almanya’daki çalışmalarını da konuşma fırsatı bulduk. Anlattıklarından yola çıkarak söylüyoruz ki; son dönemde Türkiye-Almanya yakınlaşmasında TÜSİAD ve Bozyiğit’in katkısı, görünenin çok ötesine geçmiş durumda. Gazetecilerin Türkiye’ye getirilip, şimdiye kadar Türkiye için hiç olumlu haberin yer almadığı Focus dergisinde bile Türk turizmine övgüler düzülen yazının yer alması, Schröder’in Türkiye’ye bakışının olumluya çevrilmesi, Almanya ve Türkiye’de yapılan temaslarda büyük katkıları bulunuyor. Üstüne üstlük Almanya üzerinden Fransa ile de temasların yapıldığı, nihai olarak AB’nin Türkiye’ye bakışını olumlu kılmak için büyük çabaların sarf edildiği görülüyor. Anladığımız kadarıyla tatil yörelerindeki son bombalamalara rağmen artık bu ülkelerden ‘Türkiye riskli, gitmeyin’ gibi eski demeçlerin olmamasında bu çabaların büyük payı var.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!