Efsaneye göre kasırganın álásını Türkler yapardı

Güncelleme Tarihi:

Efsaneye göre kasırganın álásını Türkler yapardı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2008 00:00

Bundan 239 yıl önce 16 Eylül 1769’da Osmanlı ordusu, büyük bir kasırga nedeniyle bugün Ukrayna sınırları içinde kalan Hotin Kalesi’ni Ruslar’a terk etmek zorunda kalmıştı.

Efsaneye göre, kasırgayı Ruslarla işbirliği yapan ve ’Yada taşı’ denilen bir taşla Karluk Türkleri yaratmıştı.

IKE kasırgası, üç yıl önceki Katrina kasırgasından bu yana ABD’yi tehdit eden en büyük doğal felaket olarak kabul ediliyor. Kasırga, Teksas başta olmak üzere bin kilometre çapında bir bölgede hayatı felç etmiş durumda. 2005’te ABD’yi vuran Katrina kasırgasından sonra Kuveyt Dini İşler Araştırma Merkezi Başkanı Muhammed Yusuf El Malayfi "Katrina teröristi, Allah’ın askerlerinden biri" diyerek, kasırgayla ABD’nin cezalandırıldığını savunmuştu. Aynı dönemde Ruslar’ın da kasırga yaratıp, ABD’ye gönderdiği gibi komplo teorileri de dillendirilmişti. Ike kasırgasının ardından da bazı çevreler tarafından fanteziden öteye gitmeyen benzer ifadelerin dillendirilmesi, kuvvetle muhtemel. Tüm bu yaşananlar, eski Türkler’in düşmanlarına karşı kasırga yaratabildiğine dair bir efsaneyi aklıma getirdi.

Hotin Kalesi’ni kaybettik

17’nci yüzyıldan, 18’inci yüzyıla kadar olan bir asırlık zaman içinde yayınlanan coğrafi ve tarihi eserlerde, seyahatnamelerde, lugat kitaplarında ve şairlerin manzumelerinde Türklerin yağmur, kar yağdırmaya, hatta kasırga ve tufan çıkarmaya muktedir olduklarından bahsedilmişti. İslam yazarlarına göre Türkler, bu yeteneklerini ’Yat’ ya da ’Yada’ denilen bir taşa borçluydu. Bu hadiseyi gözüyle gördüğünü bildiren ilk kişi, Divan-ı Lügat-i Türk adlı eserin yazarı Kaşgarlı Mahmud’du. Kaşgarlı Mahmud, Divan-ı Lügat-i Türk adlı eserinde, gözlemini şöyle anlatmıştı: "Yada bir nevi kahinliktir. Hususi taşlarla yapılır. Bu şekilde yağmur ve kar yağdırılır, rüzgár estirilir. Ben bunu yağma (Türkler’den bir kabile) ülkesinde gördüm. Yangın çıkmıştı; mevsim yazdı. Kar yağdırıldı ve yangın söndürüldü. ’Yada taşı’ yalnız yağmur yağdırmak için kullanılmayıp tufan çıkarmak için de kullanılırdı.

Yada taşının, savaş halinde düşmana karşı bir silah olarak kullanılmasının son örneği 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşı sırasında yaşanmıştı. Osmanlı güçleri, Rusları iki kez mağlup etti. Ruslar’ın Hotin Kalesi’ni ele geçirmek için yapacakları askeri harekátı engellemek için Osmanlı güçleri harekete geçti. Ancak 16 Eylül 1769’da müthiş bir tufan çıktı. Osmanlı güçlerinin, bugün Ukrayna sınırları içinde kalan Hotin önlerinde Dinyester Nehri üzerinde kurduğu köprü, aniden bastıran şiddetli yağmur ve tufan nedeniyle yükselen sular tarafından yıkıldı. Yüzlerce yeniçeri, azgın dalgalara kapılarak şehit oldu. Bu faciadan sonra kalede yalnızca 20 günlük erzağı olan Abaza Paşa, yanında kalan 5-6 adamıyla kaçmaya mecbur kaldı. Hotin Kalesi, 300 kadar topla birlikte düşmana terk edildi. İnanışa göre bu tufanı, Ruslarla işbirliği yapan Karluk Türkleri ’Yada taşı’nı kullanarak başlatmıştı.

Nuh Peygamber rivayeti

İslam Tarihçisi Gerdizi’nin Zeynü’l Ahbar’ında ’yada taşı’nın kaynağına dair şöyle bir rivayet nakledilmektedir: Peygamber Nuh Aleyhisselam, cihanı dört oğlu arasında taksim ettiği zaman Türkler’in atası Yafes’e de şark diyarlarını vermişti. Nuh Peygamber, Tanrı’ya oğlu Yafes’e istediği zaman yağmur yağdırabilmesini mümkün olacak bir dua öğretmesini niyaz ediyor, Cenab-ı Hak sevgili peygamberinin duasını kabul ederek, Yafes’e bir dua öğretiyor. Yafes duayı unutmamak için bir taşa yazıyor ve boynuna asıyor. Türkistan’a gelen Yafes, bu taşla istediği zaman yağmur yağdırıyor, kasırga estiriyor ve suları taşırıyordu. Yafes öldükten sonra taş, Türkler’in ataları olan Oğuzlar’a intikal ediyor.

Savaşta fırtına dehşeti

Bu konuda yazan bir kişi de tarihçi Nesalı Muhammed’dir. 13’üncü Yüzyıl’da yazılan eserde şöyle bir olay anlatılmıştı: 892-907’de Maveraünnenir hükümdarı İsmail İbni Nasır, Müslümanlardan haraç alan kafir Türklere karşı bir sefere çıktı. Türklerin muharebe günü taşları suya atarak şiddetli yağmur ve dolu yağdıracaklarını haber verdi. Nasır, haberi önemsemedi. Ancak ordu büyük bir bulutun ortasında kaldı. Nasır ordusunu ancak dua ederek kurtarabildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!