AKP neden frene bastı?

Güncelleme Tarihi:

AKP neden frene bastı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2008 07:35

İşte bu değişimin 5 sebebi

Haberin Devamı

Metehan DEMİR YAZIYOR

Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma istemi ile yaptığı dava başvurusunu kabul etmesi sonrası AKP’nin en kritik toplantısıMerkez Yürütme Kurulu’ndan (MYK) sert rüzgarlar yerine ‘itidal stratejisi’ çıktı.

Başbakan Erdoğan’ın bugün AKP Grubunda yaptığı hukukun üstünlüğü ve ‘Biz kaybetsek bile Türkiye kazansın’ yönündeki sağduyulu açıklamasındaki psikoloji, parti’nin atardamarı olan MYK’ya da yansıdı.

Bununla da sınırlı kalmayan itidal dalgası Yargıtay’ın başvurusu sonrası çok ağır açıklama yapan AKP’nin Genel Başkan yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın açıklamalarında da görüldü. Soru almayan Fırat, hukukun üstünlüğü, toplumsal birlik ve beraberliğe atıfta bulunmakla yetindi. Parti kapatmanın önüne geçen Anayasa değişikliği ile ilgili sürecin bir hafta sonraki olağanüstü toplantılarında görüşüleceğini söyleyen Fırat, ‘siyasi ve ekonomik istikrarı korumak öncelikli hedefimiz olmaya devam edecektir’ dedi. ’Mesele bizim için Türkiye meselesidir. Türkiye ne 2008 yılını, ne de gelecek yıllarını kaybetmek zorunda kalmayacak, birlik ve beraberlik içinde demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirerek aşacağız’ diyen Fırat bu kez çok farklıydı.

Haberin Devamı

PEKİ BU DEĞİŞİM NEDEN?  

Peki daha önce Yargıtay’a, açılacak davaya en ağır sözleri sarfeden AKP’de ne oldu da bu değişim yaşandı?

Toplantıya katılanlardan aldığım izlenim, kulislerdeki şu bilgiler Başbakan Erdoğan ve kurmaylarının bu değişiminin sebebini açıkça ortaya koyuyor…İşte toplantıdaki o endişeler ve bu değişimin nedeni……  

1- ‘Bu saldırgan tutumla bir ek iddianame daha gelirse işler iyice zora girer. Bu nedenle, mevcut dava sürecini daha da zora sokmamak ve bir ek iddianameye daha yol açmamak için Türkiye menfaatlerini ön plana çıkaran sakin ve düşük profilli bir politika izlenecek. Sadece milletvekilleri değil, Türkiye çapında beldeler dahil her yerde kimse gelişigüzel konuşmayacak. Kapatma başvurusunun ardından bir de ek iddianame ve deliller dosyası oluşmasına kimse yol açmayacak. Kimse provokatif söylemler içine girmeyecek. Herkes işini yapacak’

Haberin Devamı

İlk kez bizim Hurriyet.com.tr’de gündeme getirdiğimiz bu konu partinin kafasındaki en büyük soru işareti.

2- Toplantıda, diğer kritik nokta da, siyasi parti kapatmayı zorlaştıracak anayasa değişikliği teklifi sürecinin gerginliğe yol açmadan yönetilmesi. Bu sebeple hırçın görüntüden uzaklaşılacak.

Yani, bu sürecin, ön plana çıkmadan hükümetin ve ülkenin ana gündemini gölgelemeden zaman içinde çözülmesi.

Bu yöndeki ısrarcılığın toplumu gerdiği ve tansiyonu yükselttiği tezinden yola çıkan Parti yönetimi, ‘tansiyonu düşürüp, bir hafta sonrasındaki toplantıda alınacak kararlarla anayasa değişikliği için harekete geçme’ kararı aldı. Ki, bu sürecin daha uzayabileceği söyleniyor.

Haberin Devamı

3- Bu süre içinde de başta MHP olmak üzere siyasi bir işbirliği içinde bir ara yolla parti kapatmanın önüne geçen geniş kapsamlı bir paket için nabız yoklanacak. Böylece, sadece kendini kurtarmayı planlayan suçlu bir partiymiş izlenimi veren bir politikadan olabildiğince uzak durulacak.

Başbakan Erdoğan’ın bu gece yurtdışına çıkmasının ardından parti kurmayları da geniş kapsamlı bir lobi harekatına girişecek.

4- Bu konuda acele etmenin, partiyi güç duruma düşüreceği gerçeğinden hareket eden taktikle, bu süreçte AKP davanın daha aylar süreceğini ve bu sürede de zaten gerekirse en son çare olan referandum opsiyonlu anayasa paketini devreye sokabileceğini hesaplıyor. Acele etmenin de ipleri daha da gereceğini öngörüyor.

Haberin Devamı

5-Partideki bir diğer endişe de, konuyu batının görmeye çalıştığı İslamcı-Laik kavgası kimliğinden çıkararak bir demokrasi mücadelesi havasına döndürmek. Yani bir bakıma, partinin cezadan kurtulmak için arka kapıdan kaçan değil, bir demokrasi mücadelesi veren konumda tutulması.

Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin dün oybirliği ile aldığı ‘kapatma davası açılsın’ kararının ardından parti içinde ‘kapatılabiliriz şakası yok’ yönünde oluşan eğilim bu nedenle anayasa değişikliği paketi üzerindeki seçeneği daima canlı tutuyor.

Ama her şey bu tansiyon düşürme sürecinde geniş kapsamlı ve uzlaşma dolu bir paket için ne derece destek bulunabileceğine bağlı olacak.

Haberin Devamı

Yani, bu noktada da, Meclis’e gönderilecek paketin içeriğinin sadece parti kapatmaya karşı bir kurtarma paketi mi, yoksa geniş başlıklarla bir demokratikleşme paketi mi olacağı çıkmazı ortada.

Bunun nedeni ise, partinin bunu sadece kendini kurtarmak için yapmadığı izlenimini kamuoyuna empoze edebilmek.

Geniş bir demokrasi paketi ise dediğimiz gibi, muhalefet partilerinin desteği ile olabilecek. Özellikle de MHP. Bugün Devlet Bahçeli’nin genelde olumsuz olsa da, bir dereceye kadar açık kapı sinyali verdiği yorumları yapılan açıklamaları paralelinde AKP hala MHP ile bir şeyler yapılabileceği umudunda.  

MHP halen, parti kapatma mevzuatındaki revizyona sadece kişilerin cezalandırılması şartıyla destek veriyor. Bu da tabii ki, Tayyip Erdoğan için ciddi bir risk oluşturuyor.

Bu yüzden de riski minimize etmek için AKP, dar ve sonucunda 330 milletvekilinin oyu yeterli olacak referandumlu çözüme gidebilecek.

Anayasa'nın 68 ve 69. maddelerinde değişiklik öngören ve kimi analistlere göre, kurtarma paketi olarak tanımlanan bu girişimde, siyasi partilerin kapatılması zorlaştırıldığı gibi, 5 yıl siyaset yasağı kaldırılıyor ve kapatma davası için TBMM'den izin alınması şartı getiriliyor.

Ayrıca, odak tanımı mantığı devreden çıkarılarak, siyasi partilerin kapatılmasında 'terör ve şiddete destek'şartı aranıyor. Ayrıca, parti üyelerinin suç işlediğinin mahkeme kararıyla kesinleşmesi öngörülüyor.

Teklifin en önemli maddesi ise şüphesiz, 'geçici madde'. Anayasa Mahkemesi'nde açılan kapatma davasını düşürecek geçici maddenin, “Değişiklik yürürlüğe girdiği tarihte, mahkemede görülmekte olan kapatma davaları düşer” şeklinde olması planlanıyor. Ama bu da halen hukuken tam bir tartışma konusu.

AKP, Anayasa değişikliğini tek başına çıkartınca referandum yolu açılacak. Çünkü teklif, 330-367 aralığında kabul edilirse Anayasa'ya göre halk oyuna sunulması şart. Eğer tüm bunlar olursa muhtemel sürmesi beklenen dava süreci en az 6-7 ay civarında olacak. Yani bu süreçte anayasa değişikliği ve sonrasında referandumun yapılması hayati gereklilik gösteriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!