Sıra mahkemede

Güncelleme Tarihi:

Sıra mahkemede
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2008 07:00

Türbana geçit veren Anayasa değişikliğinin iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını talep eden CHP ve DSP’li 112 milletvekilinin dilekçesi dün Anayasa Mahkemesi’ne verildi. Başkanvekili Osman Paksüt, "Anayasa Mahkemesi görevini en iyi şekilde yapacaktır" dedi.

CHP ve DSP’li 112 milletvekili dün üniversitede türban serbestisi öngören Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerindeki değişikliğin ’iptali veya yok sayılması’ ve ’yürürlüğünün durdurulması’ talebiyle dün Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. İşleme konulan başvuru için bugün raportör görevlendirileceğini belirten Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, "Anayasa Mahkemesi elbetteki görevini en iyi şekilde yapacaktır. Karar verilinceye kadar tüm kişi ve kuruluşların yargıya tam bir güven ve saygı anlayışı içinde spekülasyonlardan uzak bir tavır göstermelerini bekliyoruz. Mümkün olan en kısa sürede başvurunun sonuçlandırılmasına çalışacağız" dedi. Anayasa Mahkemesi’ne verilen dilekçe özetle şöyle:

TBMM’NİN YETKİSİ YOK TBMM, Anayasa’ya karşı hile yoluyla Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek 4 maddesini değiştirme amacı güden kanun çıkaramaz. Laiklik doğrudan ve dolaylı değiştirilemez. Bu ağır ve açık bir yetki tecavüzüdür. Yok hükmündedir. Bu yüzden hiçbir makam ve kişiyi bağlamaz ve uygulanamaz.

ANAYASA’YA UYDURMA Bu düzenlemeyle Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar verdiği bir kıyafet serbestisinin Anayasa’ya uygun hale getirilmesine çalışılmaktadır. Anayasa’nın başta laiklik olmak üzere 2. maddesinde ifade edilen Cumhuriyet’in tüm niteliklerini başkalaştırmak ve dolaylı biçimde değiştirmek anlamını taşıdığı tartışmasızdır.

İLKOKULA İNER Bu düzenlemeden yararlanılarak, türban dini kıyafet ve simgeler dahil her türlü kıyafet ilköğretimden, yükseköğretime ve öğretim hizmetlerinden yararlanma bağlamında herhangi bir engelle karşılaşmadan yayılabilecektir.

HUZUR ZEDELENİR Böylesi sınırsız ve koşulsuz bir kıyafet serbestisinin toplumsal huzuru ve ulusal dayanışmayı zedelemesi, hatta giderek ortadan kaldırması kaçınılmazdır. Türbanın veya benzeri türden din kökenli kıyafetlerin ülkemizde artık bütünüyle masum bir alışkanlık ve kıyafet tercihi olmaktan çıkarak, kadın özgürlüğüne ve Cumhuriyetimizin temel ilkelerine karşıt bir dünya görüşünün simgesi haline gelmiş bulunmasının, bu kutuplaşma ve çatışmaların daha da büyük boyutlara taşınmasına neden olacağı ortadadır.

DİNİ KÖTÜYE KULLANMA Başörtüsü ve onunla birlikte kullanılan belli biçimdeki giysi, bir ayrıcalıktan ötede bir ayrım aracı niteliğindedir. Çağdışı bir görünüm veren bu durumun giderek yaygınlaşması Cumhuriyet, devrim ve laiklik ilkesi yönünden sakıncalara açıktır. Demokrasiden yararlanarak laikliğe karşı çıkışlar, din özgürlüğünün kötüye kullanılmasıdır. Anayasa, özgürlüklere karşın laiklik ilkesini özenle korumayı amaçlamış ve bu ilkenin özgürlüklere kıydırılmasına olanak tanımamıştır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!