Türban takmak boşanma nedeni
Güncelleme Tarihi:
Oya ARMUTÇU / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2008 00:00
Türbanın serbest bırakılması girişimi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın ve Danıştay’ın bildirilerinin ardından, Yargıtay’ın da tesettürle (örtünme) ilgili tam 25 yıl önce çok ilginç bir karar verdiği ve türbanı boşanma nedeni saydığı ortaya çıktı.
Benzer boşanma davaları için ’içtihat’ niteliğini koruyan kararda, tesettür konusunda, "Kesin din yasağı sözkonusu olmadığı ve yoruma açık" bulunduğu belirtildi.
BAŞI AÇIK NİŞANLANDI Dava konusu olayda, kadın, evlendikten sonra ailesinin de etkisi ile başını kapattı. Eşi kapanmasına karşı çıktı. Ancak, kadın türban takmakta ısrar edince kocası boşanma davası açtı. Mahkeme, çifti boşadı. Davalı kadının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay kararı onadı. Yargıtay kararında özetle şöyle denildi:
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın laiklik ilkesini öngörmüş olması karşısında eşlerden birinin ötekinin inançlarına müdahalede bulunması mümkün değildir. Hoşgörü yükümlülüğü ailenin mutluluğu için birtakım fedakarlıklarda bulunmak ve bunun için de bazı davranışlardan kaçınmak zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Gerçekten İslam dininde tesettür (örtünme) konusunda kesin hatları ve ayrıntıları muayyen ve uygulanması her halde zorunlu bulunan kurallar belirlenmiş değildir. Medeni Kanun’un TBMM’ye sevk gerekçesinde belirtildiği gibi ’Çağdaş medeniyeti benimsemek kararında bulunan Türk milleti çağı kendisine değil, kendisi medeniyetin gereklerine her ne pahasına olursa olsun ayak uydurmak zorundadır."
Demokrasinin sonu mu geliyor
Washington’daki ’American Enterprise Enstitüsü’ tarihçilerinden Michael Rubin ’National Review’ dergisinde önceki gün yayınlanan ’Türkiye’de demokrasinin sonu mu?’ başlıklı makalesinde AKP’nin Türkiye’deki 9 bin hakim ve savcıdan oluşan kadronun 5 binini İslamcı adaylarla yenileyeceğini iddia etti. Rubin, muhalefetin Anayasa Mahkemesine başvurduğunu yazdı.
BAŞI AÇIK NİŞANLANDI Dava konusu olayda, kadın, evlendikten sonra ailesinin de etkisi ile başını kapattı. Eşi kapanmasına karşı çıktı. Ancak, kadın türban takmakta ısrar edince kocası boşanma davası açtı. Mahkeme, çifti boşadı. Davalı kadının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay kararı onadı. Yargıtay kararında özetle şöyle denildi:
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın laiklik ilkesini öngörmüş olması karşısında eşlerden birinin ötekinin inançlarına müdahalede bulunması mümkün değildir. Hoşgörü yükümlülüğü ailenin mutluluğu için birtakım fedakarlıklarda bulunmak ve bunun için de bazı davranışlardan kaçınmak zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Gerçekten İslam dininde tesettür (örtünme) konusunda kesin hatları ve ayrıntıları muayyen ve uygulanması her halde zorunlu bulunan kurallar belirlenmiş değildir. Medeni Kanun’un TBMM’ye sevk gerekçesinde belirtildiği gibi ’Çağdaş medeniyeti benimsemek kararında bulunan Türk milleti çağı kendisine değil, kendisi medeniyetin gereklerine her ne pahasına olursa olsun ayak uydurmak zorundadır."
Demokrasinin sonu mu geliyor
Washington’daki ’American Enterprise Enstitüsü’ tarihçilerinden Michael Rubin ’National Review’ dergisinde önceki gün yayınlanan ’Türkiye’de demokrasinin sonu mu?’ başlıklı makalesinde AKP’nin Türkiye’deki 9 bin hakim ve savcıdan oluşan kadronun 5 binini İslamcı adaylarla yenileyeceğini iddia etti. Rubin, muhalefetin Anayasa Mahkemesine başvurduğunu yazdı.