Kavga dövüş yerine dostluk kuralım

Güncelleme Tarihi:

Kavga dövüş yerine dostluk kuralım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2007 00:00

"Terörle sonuna kadar kararlı şekilde mücadele edilmeli ama bu yetmez" diyen CHP lideri Baykal, Kuzey Irak’la ilişkilerin geliştirilmesi için şu önerileri gündeme getirdi: Bölgeye yönelik Kürtçe de dahil radyo, TV yayını yapalım. Kürt ve Arap gençlerini üniversitelerimizde eğitelim. Bölgeye su verelim, ticareti geliştirelim...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kuzey Irak ile ilişkinin sadece terör bağlamında tutulmamasını, 10, 20, 30 yıl sonrasına yönelik hedefler çerçevesinde yeni ilişkiler kurulmasını önerdi. Baykal bu amaçla, bölgeye yönelik lehçeleriyle Kürtçe, Arapça ve Türkçe yayından, Ilısu Barajı’nın yapılmasına, bin kadar Kuzey Iraklı gencin Türkiye’de eğitilmesine kadar bir dizi öneri getirdi. Baykal, ayrıntılarını önümüzdeki günlerde açıklayacağını belirttiği, partisinin yeni öneri paketini, Hürriyet’e şöyle açıkladı: "Artık sorun sadece sınır ötesi operasyon bağlamında görülemez. Kuzey Irak ile Suriye’yi bir görmemek gerekir. Suriye’deki durum mekán sağlamakla ilgiliydi. Burada ise uluslararası destek, orada otonom bir hükümet, aynı etnik kökenden nüfus var. O zaman ne yapmalı? Kuzey Irak’la ilişkiyi terör bağlamı dışında da görmeli. Bunları günü birlik de değil, 10, 20, 30 yıl sonrasına yönelik planlama içinde yapmalı.

GELECEĞE YATIRIM 500 veya bin genci Kuzey Irak’tan getirip okutalım. Kürt de olsun, Arap da. Bizi yaşayıp, tanısınlar, iyi eğitim alsınlar. 15 yıl sonra o ülkenin yöneticisi olacaklar. Şimdi bunu biz yapmıyoruz, Barzani yapıyor. Orayla kavga dövüş değil, böylesi ilişkiler kuralım. Bölgeye yönelik yaygın radyo ve TV yayını yapalım. Bunu Amerika, İngiltere yapıyor da biz niye yapmıyoruz? Sadece özel yayınları kast etmiyorum, devlet yayınlarını söylüyorum. Kürtçe, Arapça ve Türkçe yayınlar yapalım. Kürtçe yayınları lehçelerine göre de yapalım. Özel kanalların izlenme oranı nasıl artar ona da bakalım.

Ilısu Barajı’nı bir an önce tamamlamalıyız. Dicle suyu öyle başı boş akmamalı. Fırat gibi Dicle de kontrol altında olmalı ki, Irak tarafı da düzenli su olanağına kavuşsun. Bunu Suriye ile yapıyoruz, Irak’la niye yapmayalım. Su artık çok önemli ve titizlikle korunması gereken bir kaynak. Bunu en iyi şekilde korumalıyız. Çünkü artık bir ülkenin gücü haline geldi su. Ortaköy Kapısı’nı hemen aç, niye açmıyorsun? Habur da kalsın. Ekonomik karşılıklı bağımlılık artsın. Bu komşular arası iyi bir olaydır. Sadece kapı ile değil, yollar birbirine bağlansın, barajlar yapılsın, yatırımlar artsın. İlişki çeşitlensin.

BUSH YOLU AÇTI Terörle sonuna kadar, silahsa silah, baskı ise baskı mücadele şart. Ama bu yetmez, daha fazla ilişki önemli. Terör kararlılığımızı en kısa zamanda göstermeliyiz. ABD Başkanı Bush ile görüşme önemli. Bakın, Başbakan, operasyon gerekliliğini yüzüne karşı söylüyor, Bush da buna karşı çıkmıyor, aksine işbirliği öneriyor. Bunun anlamı açık. Bush bu noktaya geldi. Çünkü Türkiye’de halkın sokaktaki tepkisini gördü. Onu buraya getiren Türk kamuoyu baskısıdır ve önemlidir. Türkiye’nin haklılığını kabul ettiler. Bu oldu, peki ne bekliyoruz? Bakın artık yapmıyorsak, bunun nedeni ne uluslararası baskı, ne ABD ne de AB’dir. Bu kararı alması gerekenlerin karar alamamasıdır. Bu karar alınmazsa teröre karşı zafiyet yaratılmış olacak, bu Türkiye’ye büyük zarar verir, teslimiyet olur, aciz Türkiye manzarası yaratır.

Biz bu acıyı biliriz

Ülkemde ne Kürt, ne Ermeni düşmanlığı var. Birinci Dünya Savaşı koşullarında bazı şeyler olmuş; ama halk ne yapmış; ’Bu benim nenem’ demiş, evine alıp korumuş, ’Bu benim yavrum’ demiş evine alıp büyütmüş. Çünkü göçün ne kadar acı bir olay olduğunu biliyor bu millet. Bugün Türküyle Kürdüyle birbirimizi seviyoruz. Eğer bölgede yanlış kararlar sonucu bir dışlanmışlık duygusu varsa, bu insanlar da görüyor ki, o bölgenin dışına çıkıldığında hiç böyle bir şey yok. Evleniyoruz, komşu oluyoruz, iş yapıyoruz. Bölgeye daha fazla yatırım, daha fazla iş, daha fazla eğitimle gidelim. Ama bunlara rağmen bölücü terör olacaktır. Bununla beraber yaşayacağız. Yalnız komplekse kapılmayalım, şiddeti olağanlaştırmayalım. Herkes yeterince dikkatli ve kararlı olmalı. Çünkü, caydırıcı olmazsak barış da yok. Sabır ve gerçek sevecenlikle olaya yaklaşalım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!