Resepsiyondaki açıklamalar bu soru üzerine geldi: “Başkomutanınız kim?”

Gazeteciler KKTC Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonu nedeniyle Merkez Orduevi’ne akın akın geliyor.

Saat 19.30’da başlayacağı duyurulan resepsiyonun başlamasına daha yarım saat var. Ancak Ankaralı gazeteciler resepsiyon salonunu çoktan doldurmuşlar.

Herkes askerlerin 22 Temmuz seçimi ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı ile ilgili “Meydanlar beni işaret ediyor” mesajıyla ilgili, neler söyleyeceğini merak ediyor.
Teypler, kağıt ve kalemler, kamera ve fotoğraf makineleri hazır vaziyette, gazeteci ordusu müthiş bir bekleyişte.

Salona önce Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu giriyor.
Biraz sonra Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner ve eşi, ardından da Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun salona adım atıyorlar.

Saygun gazetecilerle selamlaşırken, gazetecilerin merakla beklediği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt giriş yapıyor.

Orgeneral Büyükanıt önce başıyla selamladığı gazetecilerin yanına gelip herkesin elini tek tek sıkıyor.

Gazeteci ordusu “Tamam konuşacak” diye düşünüyor.

Ancak yüzlere vuran bu düşünceyi okuyan Büyükanıt, “Arkadaşlarımın yanına gideyim” diyerek gazetecilerin yanından ayrılıyor. Gazeteciler arasında “konuşmayacak galiba” fikri ağır basmaya başlıyor.

Bu arada salonda ilginç bir durum oluşuyor.

Bir çizgi halinde askerler ve hemen karşılarında yine bir çizgi halinde gazeteciler.
Gazeteciler arasında, “Saldırı öncesi son durum değerlendirilmesi” yapılırken, Orgeneral Büyükanıt birden kendi çizgisinden ayrılıyor.

Gazetecilerin yanına gelip, gülerek “Başkomutanınız kim?” diye soruyor.

Gazeteci ordusu hep bir ağızdan “Fikret abi” diyor.

Orgeneral Büyükanıt, “KKTC için buradayım” dese de, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ meseleyi Ankara’nın kuraklığına getirmek istese de, Milliyet’in Ankara Temsilcisi Fikret Bila, lafı hiç uzatmadan, herkesin üzerinde mutabık kaldığı iki can alıcı soruyu soruyor.

Büyükanıt’tan da Türkiye’nin gündemine düşen o sözler geliyor:

“TSK günü birlik düşünmez. 12 Nisan’da söylediklerimizin arkasındayız. Bilerek ve inanarak söyledik onları. 27 Nisan bildirisinin seçim sonuçlarına etkisi olduğunu tahmin etmiyorum.”
Büyükanıt sözlerini tamamladıktan sonra etrafını saran gazeteci ordusu biranda çil yavrusu gibi dağılıyor. Herkesin elinde cep telefonu gazete ve televizyon merkezleri uyarılıp, son dakika bağlantıları yapılıyor, birinci sayfayı yıkacak haberler yazdırılıyor.

Türkiye burası...

Bir hafta boyunca AKP’nin seçim zaferini konuşuyor, hemen ardından ikinci haftaya Büyükanıt’ın büyük yankı uyandıran açıklamalarıyla başlıyor.