Sezer'i topa tuttu

Güncelleme Tarihi:

Sezeri topa tuttu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 19, 2007 16:10

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Sezer'e ağır eleştiriler yöneltti.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül,”Bakanlığımda büyükelçi kalmadı neredeyse. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Böyle bir kritik dönemde, MGK'nın başının makamında oturmasını arzu ediyoruz. Bu hükümet meselesi değil, bütün Türkiye'nin meselesi” dedi.
Gül, Beştepeler Kır Bahçesi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine MGK Genel Sekreterliğine yapılacak atamayla ilgili görüşlerini açıkladı. Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Feridun Sinirlioğlu'nun MGK Genel Sekreterliğine atanmasıyla ilgili kararnameyi Cumhurbaşkanlığına gönderdiğini açıkladığını, bu konuda hükümetle Cumhurbaşkanı arasında yeni bir zıtlaşmanın yaşanıp yaşanmayacağına dair sorusuna Gül, şu cevabı verdi:

“Sayın arkadaşlar Bakanlığımda büyükelçi kalmadı neredeyse. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Böyle bir kritik dönemde, MGK'nın başının makamında oturmasını arzu ediyoruz. Bu hükümet meselesi değil, bütün Türkiye'nin meselesi. Bizim, hepimizin meselesi. Biz herhangi bir partinin geçmişi olan, herhangi bir siyasi partiden gelen birisini değil ki... Atina Büyükelçimizden daha değerli birini mi bulacağız? Sayın Başbakanımızın ismini verdiği büyükelçi arkadaşımız Telaviv'de büyükelçilik yapmış, bütün Orta Doğu'yu, bütün güvenlik meselelerini bilen biri. Ne yapacağız yani? Tabii ki bakanlığımızdaki bütün büyükelçilerimiz, hepsi birbirinden kıymetli, hepsi de bu işi layığı ile yapacak kişilerdir. Çalıştıkları alanlar, vakıf oldukları konular itibariyle bu arkadaşlarımızın hepsi Türkiye'yi şerefle, onurla büyük bir başarıyla dünyada temsil etmiş arkadaşlardır. Yani MGK'yı vekaletle mi götüreceğiz? Sivilleştirdiğimiz, başına bir büyükelçiyi getirdiğimiz MGK vekaletle mi gidecek? Ayrıca bu arkadaşımızı, 5 müsteşar yardımcımızı sayın Cumhurbaşkanımız uygun bulmadılar, ama herhangi bir gerekçe de söylemediler.”

MUHATABIMIZ IRAK HÜKÜMETİDİR

Kerkük'e 6 bin silahlı Peşmerge yerleştirildiği ve Barzani'nin referandumda ısrarlı olduğu yönündeki hatırlatmanın ardından görüşlerini soran bir gazeteciye de Bakan Gül şu yanıtı verdi:

“Irak'ta bizim muhatabımız, Irak Başbakanı, Cumhurbaşkanıdır. Merkezi Hükümetidir. Irak'ta siyasi liderler vardır, Türkiye'de de vardır, başka ülkelerde de vardır. Ama Türkiye'nin muhatabı, cumhurbaşkanlarıdır, başbakanlardır. Dolayısıyla biz onları dinler muhatap alırız. Benim onlara cevap verecek halim yok.”
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kerkük meselesi şudur: Burada petrol olduğu için, son yıllarda buraya çok büyük nüfus akımları olmuştur. Buruda Türkmenler, Kürtler, Araplar yaşamakta. Irak nasıl bir küçük Orta Doğu ise Kerkük de küçük bir Irak'tır. Mevcut problemlere yeni kaosların eklenmemesi için bir mutabakat çerçevesinde ortak bir çözüme varmak lazım. Kendi aralarında oturup konuşmaları gerekir. Bu anlayış tüm dünyada hakim olmaya başladı. Geçen yıllar böyle değildi.

Herkes yeni problemlerle karşı karşıya kalmak istemiyor. Bir gün Türkmenlere terör saldırısı oluyor, bir gün Kürtlere terör saldırısı oluyor. Hepsini birbirine düşürmek için de çok uğraşan terör örgütleri var. Halbuki, orada yaşayan herkes bizim akrabalarımız, Türkmenler bizim akrabamız, Kürtler bizim akrabamız, birçok bölgede bizim Arap orijinli akrabamız var. Bizim burada yapmak istediğimiz ve tavsiye ettiğimiz, burada herkes soğuk kanlı hareket etmeli ve ortada bu kadar ateş varken bu ateşe yeni ateşler ekleyecek davranışlardan kaçınmamız gerekir. Kışkırtmadan, hamasetten kaçınmalı.”

Irak Başbakanı Maliki'nin Türkiye'ye gelmeye hazır olduğunu da sözlerine ekleyen Gül, “Geçtiğimiz gün Dışişleri Bakanları aradı. (Seçimden önce mi gelelim sonra mı gelelim) dediler. Siz de takdir edersiniz ki sağlıklı konuşabilmek için Irak ile Türkiye arasındaki tüm sorunları masaya yatırabilmek ve tüm sorunları masaya yatırıp konuşup Irak ile Türkiye arasındaki dostluğu pekiştirebilmek için seçimden sonra bunun olmasını istedik” diye konuştu.

TERÖRİSTLERİN SİLAHLARI

Gazetecilerin, Irak'ta teröristlerin elinde ABD silahları bulunduğu iddialarını hatırlatması üzerine Abdullah Gül, şunları söyledi: “Yakalanan teröristlerden ele geçirilen silahların menşeini araştırdığımızda, bunların bazılarının Amerikan imalatı olduğunu görmüştük ve bununla ilgili girişimde bulunmuştuk. ABD yetkilileri, 'Bu silahlar Irak ordusuna verdiğimiz silahlar' demiş. Irak ordusunu güçlü hale getirmek için herkes uğraşıyor. Biz de biliyorsunuz eğitim veriyoruz. Hatta Irak polisini eğitmek için tekliflerimiz var. Dolayısıyla iyi niyetle Irak ordusuna verilmiş silahlar var.

Irak ordusu güçlenecek, ülkenin güvenliğini koruyacak hale gelecek ki oradaki dış güçler, Amerikan, İngiliz askerleri geri çekilecek. Ama maalesef, bu silahların bir şekilde teröristlerin eline geçtiğini görüyoruz. Amerikalılar, Savunma Bakanlığı içerisinde bir soruşturma açtıklarını, maalesef bazı askerlerin de dahil olduğu bazı yolsuzluk olaylarının ortaya çıktığını ve bunlarla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığını söylüyorlar. Ama Irak ordusuna verilen bu silahlar teröristlerin eline nasıl geçti? Bunu da Iraklılarla konuşuyoruz.”

Irak ordusunun yeni kurulduğunu, ancak “çok güvenilir güvenlik güçlerinin olmadığının bilindiğini” ifade eden Gül, “Burada bir kaos var. Kaosun neticesinde para için veya başka sebeplerden sızdırılmış olabiliyor. Önemli olan bunların araştırılması, durdurulması, kontrol edilmesi. Amerikalılar bu konuda soruşturma açtıklarını söylediler. Bunları takip ediyoruz” diye konuştu.

SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI YASA TASARISI

ABD'de sözde Ermeni Soykırım Yasa Tasarısı'nın yeniden gündeme getirildiğini hatırlatan bir gazetecinin sorusu üzerine Gül, Ermeni meselesini yakından takip ettiklerini ve bu konudaki çalışmalarının önceden beri devam ettiğini kaydetti.

ABD kongresindeki sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı'na imza atan milletvekili sayısının 220'ye kadar çıktığını da anımsatan Bakan Gül, şöyle devam etti:

“Bu meselenin Türk Amerikan ilişkilerine ne kadar çok olumsuz etki edebileceğini ABD yönetimi biliyor. Onun için bunu engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Maalesef bazen şehir bölge siyaseti, milletvekillerinin sade kendi dünyalarını görerek hareket etmeleri, büyük stratejik menfaatlerin gözden kaçmasını sağlayabiliyor. ABD'nin böyle bir hataya düşmesini arzu etmem, ama böyle bir yanlış yaparlarsa gerçekten çok çok zararlı olur ve ABD yönetiminin bunu engelleyeceğini umuyoruz. ABD'nin yönetimi ile kongre arasında fark vardır orada.”

EN GİZLİ ARŞİVLERİMİZİ AÇTIK

Sözde tasarının kongreye gelme ihtimalini göz önünde bulundurarak, birkaç ay önce ABD'nin bütün gazetelerinde 1 tam sayfa ilan verdiklerini ve bu ilanlarda açık çağrıda bulunduklarını belirtti.
Türkiye'nin en gizli Genelkurmay Başkanlığı arşivlerini dahi bu konunun aydınlatılması için açtıklarını kaydeden Gül, şunları söyledi:

“Böyle bir iddia içindeyseniz Türkiye'nin teklifi var, gelin ortak tarih komisyonu kurulsun. Bizim şu teklifimiz de var: Bu komisyona isteyen 3. ülkeler de katılabilir. ABD'liler bu konuyla çok ilgileniyorlarsa Türkiye ile Ermenistan arasında kurulacak ortak tarih komisyonuna onlar da katılsınlar. Biz arşivlerimizi sonuna kadar açtık, Türkiye'nin en gizli Genelkurmay Başkanlığı arşivlerini de sonuna kadar açtık. Bu kadar açığız. 1915 yılında yaşanan olaylar, bütün dünyada olmuştur. 1. Dünya Savaşı'ndan bahsediyoruz. 4 cephede savaşan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Biz hiçbir kimsenin burnunun kanamasını istemeyiz. Ama o savaş, o kargaşa sadece bu topraklarda olmadı ki. Balkanlarda neler oldu, Balkanlarda milyonlarca, Müslüman Türk hayatını kaybetti. En büyük göçler Balkanlardan geldi. 500 sene sonra 600 sene sonra insanlar yerlerinden yurtlarından edildiler. Bizim tarihimizde yüzleşemeyecek bir durum yok. Ama onların da bunu yapmaları gerekir. O yüzden ABD'lilerin bir kez daha düşünüp böyle bir yanlışa düşmeyeceklerini tahmin ediyorum.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!