Baykal’a göre Erdoğan neden Köşk’e çıkmamalı

Halkıyla, ordusuyla, askeriyle, yargısıyla ilişkisini olması gereken zemine oturtmamış bir insan.

Kendi askerine ’Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ diyen.

Kendi vatandaşına, bir talep önüne koyduğu zaman ’Ananı da al git’ diyen.

Türkiye’ye eyaletler sistemi öneren bir insan.

’Türklük bir alt kimliktir’ diyen.

Atatürk’ü anlayamamış, Atatürk’ü sevememiş bir insan.

Mesela "Anıtkabir’de sap gibi duruyorlar" diyen.

Hikmetyar’ın önünde diz çöküp, fotoğraf çektirmiş bir insan.

Mesela ’El Kadı’ya kefilim’ diyen.

Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanına ’Sana mı soracağız’ diyen bir insan.

Cumhurbaşkanına ve muhalefete ’Aç tavuk kendisini buğday ambarında görür. Üç koyunu güdemeyenler’ diyen.

Danışmanı, kendisi hakkında eğer ’Onu kullanın, lavabodan aşağıya süpürmeyin’ demişse.

’Dokunulmazlığı kaldıracağız’ diye söz verip kaldırmamışsa.

’Harem’ ile ’harim’in farkını bilmiyorsa.

Türbanı kaldırmak için ’Parlamentoda mutabakat lazım, mutabakat yok’ deyip de ’Cumhurbaşkanını biz bildiğimiz gibi seçeriz’ diyen.

Villa yapmak için orman arazisini işgal edip tahrip ettiği için 11 ay hapis cezasına mahkûm olmuş bir insan.

Hakkındaki yolsuzluk dosyaları TBMM’nin raflarında bekletilirken, hesabını verememiş bir insan.

’Aklan da gel’ denilebilecek bir insan.

Bir önceki Meclis Başkanı’na ’Onun gelişi aslında hilafetin gelişidir’ dedirtecek bir insan.

Danıştay’a, Yargıtay’a ’Diyanet’e sor’ diyen.

AİHM’e ’Ulemaya sor’ diyen.

Oferler’in talimatıyla TBMM’den kanun çıkartılmasına destek veren.

Doğru dürüst bir mal beyanı yapamayan.

Çocuklarına işadamı arkadaşlarının parasıyla Avrupa’da okuma imkánı veren.