53 DTP'li başkana hapis cezası

Güncelleme Tarihi:

53 DTPli başkana hapis cezası
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 15, 2008 13:42

Roj TV'nin kapatılmaması için Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e mektup yazdıkları gerekçesiyle haklarında "PKK'ya bilerek isteyerek yardım etmek"ten 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 56 belediye başkanının yargılandığı davada mahkeme kararını açıkladı. 3 belediye başkanı beraat etti, 53'ü ise 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ceza daha sonra bin 875 YTL para cezasına çevrildi.

Haberin Devamı

Roj TV'nin kapatılmaması için Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e mektup yazdıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 2'si SHP'li, 54'ü DTP'li 56 belediye başkanının yargılanmasına Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya 49 belediye başkanı katıldı, 7 belediye başkanı ise katılmadı. Başkanları 25 avukat savundu. Duruşmaya Danimarka'dan bir heyet, İnsan Hakları İzleme Örgütü temsilcileri, AP Milletvekili Feleknaz Uca, DTP Genel BaşkanYardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna, milletvekilleri Sabahat Tuncel, Ayla Akat, ve Gülten Kışanak ile çok sayıda kişi izleyici olarak katıldı.

 

Haberin Devamı

SAVUNMAYI BAYDEMÄ°R YAPTI

 

Savcı mütalaasında sanıkların TCK'nın 215. maddesi uyarınca "Suçu ve suçluyu övmekten" 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istedi. Belediye başkanları adına ortak bir savunmayı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptı. Baydemir, şunları söyledi:

 

"Siyasal haklardan mahkum kalacak ÅŸekilde hakkımızda açılan bu dava Türkiye demokrasisine gölge düşürür. Mektuptaki 405 sözcüğe sahip çıkıyoruz ve arkasındayız, içeriÄŸine aynen katılıyoruz. Hakkımızda düzenlenen iddianame, bir iddianame olmaktan uzaktır, tamemen dönemin gergin atmosferi içinde hazırlanmıştır. Bu dava hukuki dayanaktan yoksundur. İçeriÄŸinde suç teÅŸkil etmeyen bir metinden dolayı yargılanmak ne anlama gelir? Ä°ddia makamı kendince tespit ettiÄŸi niyetimizden dolayı bu davayı açmıştır. Yazdığımız bir mektuptan dolayı düşünce ve ifade özgürlüğü bu ÅŸekilde zapturapt altına alınmış ise Kürt sorunu nasıl çözülür. Bu toplumu çatışma ortamına sürüklemez mi? Bizler kültürel hakların kullanılması konusunda halkın temsilcisi olarak bu mektubu kaleme aldık. Oysa halen aydınlar, yazarlar yargılanmakta isimleri ölüm listelerine alınmaktadır. Mevcut tablo gösteriyor ki kardeÅŸliÄŸi inÅŸa etmek düşünce ve ifade özgürlüğü için Türkiye'nin uzun yol katetmesi gerekiyor. BaÅŸbakan 'Asimilasyon insanlık suçudur' dedi, buna yürekten katılıyoruz. Ama 'Ananı da al git' Söylemlerini de desteklemiyoruz. DoÄŸruluÄŸuna ve haklılığına inandığımız fikirleri söylemeye devam edeceÄŸiz. Biz, ifade özgürlüğü hakkımızı kullandığımız için bugün buradayız. Sorun Roj TV'nin kapatılmasıyla çözülmez. Daha önce de kapatılmıştı. Çözüm, Diyarbakır, Ä°stanbul, Ankara'dan yayın yapma serbestliÄŸiyle olur. Fikirler yargılanmamalı, diyaloga herkes açık olmalı. Hiçbir kitap, ÅŸiir, karikatür, film, TV ve radyo yasaklanmamalı. Yayınların içeriÄŸini benimsemeyebiliriz ancak ifade özgürlüğü önünde engel kaldırılmalıdır. Ä°fade özgürlüğü denince 301. madde aklımıza geliyor. Oysa bölgemizde 301dışında 215, 216, 220, 314. maddelerden insanlar yargılanıyor. Nitekim bu dava da 314. maddeden açıldı, 215. maddeden ise ceza istendi. Bu bölgede ayrımcı bir politika izlenmektedir. Mahkeme kararı ne olursa olsun yaptığımızın doÄŸru olduÄŸuna inanıyoruz. Taktir mahkemenindir"          Â

 

Haberin Devamı

Daha sonra tüm avukatlar adına söz alan müdahil avukatlardan Tahir Elçi ile Sezgin Tanrıkulu, bu davada mahkumiyet kararı verilmesi durumunda toplumun temsilcisiz ve iradesiz bırakılacağını belirterek, "Basında yer alan haberler delil kabul edilemez. Ayrıca Danimarka Medya Sekreterliği'nin raporunda da Roj TV yayınlarında bir aykırılık olmadığı belirtilmektedir. Bu dava hukuki değil, açılmış siyasi bir davadır. Bir nevi müvekillere haddini bildirmek amacıyla açılmıştır. Suçu ve suçluyu övmekten cezalandırılmaları isteniyor, oysa mahkeme kararıyla kesinleşmiş tescil edilmiş bir suç ortada yok. Suç yokken, suçu ve suçluyu övmeleri de mümkün değildir. Ayrı ayrı beraatlerini istiyoruz" dediler.

 

Haberin Devamı

Kısa bir ara veren mahkeme, SHP'li Adıyaman'ın Yaylakonak Belde Belediye BaÅŸkanı Hasan Karakaya, Batman'ın BeÅŸiri Ä°lçesi Ä°kiköprü Belde Belediye BaÅŸkanı Fahrettin Astan ile IÄŸdır'ın HoÅŸhaber Belde Belediye BaÅŸkanı DTP'li Nusret Aras'ın mektubun kaleme alınıp gönderilmesinden haberleri olmadığını belirtmeleri nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. 53'ünü ise TCK'nın 215. maddesi uyarınca "Suçu ve suçluyu övmekten" 3 ay hapis cezasına çarptırdı, mahkeme daha sonra taktiri indirim yaparak cezayı 2 ay 15 güne indirdi. Sanıkların aldıkları mahkumiyetin 2 yılın altında olması nedeniyle cezalarıÂ1875 YTL para cezasına çevrildi. Mahkeme, TCK'nın 53. maddesine göre sanıkların kamu haklarından yoksun bırakılmasına da yer olmadığına oy birliÄŸiyle karar verdi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!