500 dolara naylon çanta satan kadın

Güncelleme Tarihi:

500 dolara naylon çanta satan kadın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2002 20:07

Miuccia Prada, çantasını 1978'de icad etti. O güne kadar şık ve pahalı çanta denilince akla sadece deri gelirdi. Ama 28 yaşındaki bu genç İtalyan, bütün dünyada kadınların naylon karıştırılmış ‘‘poccone’’ adlı malzemeden elde ettiği çantaya inanılmaz paralar ödemesini sağladı. Üstelik o İtalyan Komünist Partisi'nin aktif bir üyesi, bir siyaset bilimi doktoruydu.

Miuccia Prada'nın büyükbabası Mario, Milano'da ilk çanta dükkanını 1913'te açmıştı. Avrupa aristokrasisi bu deri bavulları alıyordu. Miuccia 70'li yıllarda siyasal bilgiler okuduğu sırada feminist bir militanken, büyükbabasının işinden pek hoşlanmazdı. Ama cep harçlığını kazanmak için dükkanda çalışmak zorundaydı: ‘‘Bu işi fazlasıyla burjuva, tamamen kadınsı, entelektüel her türlü kaygıdan uzak bulurdum...’’

Büyükbaba ölünce, Miuccia küçük, ama marka açısından değerli Prada'nın tek varisi oldu. Bir çantacı olmak istemiyordu. Siyaset bilimi doktorası yaptı, İtalyan Komünist Partisi'nin yan örgütü İtalyan Kadınlar Birliği'nin aktif bir üyesi olarak siyasetle uğraştı. Oyuncu olmak istiyordu, bir mim tiyatrosunda çalıştı.

1978'de 28 yaşındayken, 19'uncu yüzyılda askeri malzeme üreten eski bir fabrikada aradığı şeyi buldu. Poccone adı verilen, içine naylon karıştırılmış, su geçirmez bir malzemeydi bu. Miuccia, eski fabrikanın makinelerini satın aldı. Bu ince ama sağlam iplikle o meşhur çantasını yaptı. Siyah ince fitilli, plastik görünümlü çanta ilk günlerde hiç satmadı. Ancak yıllar sonra meşhur oldu ve Miuccia Prada'nın dededen kalma işini, global bir markaya dönüştürecek adımı atmasını sağladı.

1989'da kocası Patrizio Bertelli'nin ısrarıyla ilk kadın giyim koleksiyonunu yarattı. Diğer modacılar gibi bir okul eğitimi görmemişti ya da bir terzinin yanında çıraklık yapmamıştı. O yüzden fikirlerini çizen asistanlarla çalışıyordu. 1993'te gençlere yönelik Miu-Miu koleksiyonunu, 1994'te ilk erkek, 1997'de ilk spor koleksiyonunu yaptı. 1998'de Helmut Lang, Jil Sander ve Church's markalarını satın aldı.

Prada, artık 7 bin 500 kişinin çalıştığı bir moda devi. Wall Street Journal Gazetesi'ne göre Miuccia, Avrupa'nın en güçlü 30 kadınından biri. Forbes Dergisi onu dünya milyarderleri listesine koyarken, Prada'nın 1990'da 50 milyon dolar olan cirosunun 2000'de 1.5 milyar dolara fırladığını belirtiyor.

CEZAEVİ TOPLANTISI YAPIYOR

İşin bu kısmıyla Miuccia'dan çok iş dünyasında yırtıcı bir atmaca olarak tanınan kocası Patrizio Bertelli ilgileniyor. Miuccia işin yaratıcı kısmını yürütüyor. Bu arada siyasetle ilgilenmeye de devam ediyor. Liberation Gazetesi'ne verdiği demeçte ‘‘Ben gençken büyük değişimler, büyük hareketler istiyorduk. Bu ihtiyaç bugün de var. Politika geri dönmeli ’’ diyor.

Bu düşünceyle hareket eden Miuccia, sanki kendi adı global bir markaya dönüşmemiş gibi, globalizm muhaliflerini destekliyor. Önümüzdeki günlerde yine önemli bir kolokyum düzenleyecek. Bu toplantıda cezaevi sistemi ele alınacak. Konuşmacıların en ünlüsü de, 70'li yılların ünlü İtalyan solcusu, Türkçe'ye de çevrilen son kitabı ‘‘İmparator’’la çağdaş bir komünist manifesto kaleme alan Toni Negri olacak.

Kocası onun modellerini çalıyordu

Patrizio Bertelli, aksesuar yapan bir fabrikanın sahibiydi. Miuccia'nın tasarımlarının taklitlerini yaparak satıyordu. 1978'de bir fuarda karşılaştılar. Miuccia, Patrizio'yu modellerini çaldığı için ağır bir dille suçladı. Adam suçlamaları kabul etti ve Miuccia'yı yemeğe davet etti. Böyle başlayan ilişki on yıl sonra evlilikle sonuçlandı. Çiftin 14 ve 12 yaşlarında iki oğlu oldu. Bugünlerde ikisinin boşanacağı söylentileri ortada dolaşıyor. Ama Miuccia Prada bunları reddediyor: ‘‘Aramızda saçmasapan şeyler için hep tartışırız. Ama önemli kararlar almak gerektiğinde her zaman aynı fikri savunuruz.’’

Akla gelmedik malzemeler kullanıyor

Miuccia Prada 1989'daki ilk kadın giyim koleksiyonunda 1970'lerin modasını minimalist bir gözle yeniden canlandırdı. Daha sonra koleksiyona hep yenilikler eklendi: Hippi etkileri, köylü bluzları, Mondrian tablolarını andıran ince kırmızı çizgili beyaz elbiseler. Malzeme konusunda hep bir yenilikçi oldu. Parlak lateksler, kağıt poliyamidler, plastik-saten karışımları, film ve ayna parçalarıyla örülmüş iplikler kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!