Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Kimse faturayı bana kesmeye çalışmasın

Konuşmasında, “Siyasi partiler ve kadrolar ülkeye ve millete hizmet konusunda rekabet, yarış içindedir. Buna hiç kimsenin itirazı yoktur, olamaz. Ama bu rekabetin ülkenin ve milletin aleyhine sonuçlar doğuracak bir zemine kayması kabul edilemez. Siyasi partilerin varoluş gayesi siyasal alanı savunmak ve temsil görevlerini en iyi şekilde yerine getirmektir. Siyaset dışı saiklerle bu alanı boşaltan, görev üstlenmekten kaçınan siyasi partiler kendi varlıklarını inkâr ediyor demektir. Kimse siyasal alanda ortaya çıkartılan boşluğun faturasını Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere başka yerlere kesmeye çalışarak sorumluluktan kaçamaz” diyen Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:

RÜTBE PEŞİNDE DEĞİLİZ
Tüm siyasi hayatım boyunca olduğu gibi bugün de hiçbir şahsi çıkarın, rütbenin, payenin peşinde değiliz. Milletim beni rütbelerin en büyüğüne, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Ben büyük Türkiye, yeni Türkiye, güçlü Türkiye, 78 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye mücadelesi veriyorum. Her bir Kürt kardeşim elini vicdanına koysun ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğin görsün. Birbirimizi koparma çabası, birbirimize düşman etme oyunu aslında her ikimizi de hedef alıyor. Bunun için diyorum ki Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Terör örgütü Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. Kürt kardeşimin inancı, değerleri, ahlakı, onuru böyle bir örgütle yol yürümeye zaten uygun değildir. Mücadelemiz bir etnik kökenle değil, altını çizerek ifade ediyorum, terörledir, terör örgütüyledir, teröristledir. Çözüm Süreci 78 milyonun kardeşliğini tesis etme noktasında bir son aşamaydı. Bu süreçte nihai aşama olarak kardeşlik adına huzur adına yeni ve büyük Türkiye adına silahların bırakılması gerekiyordu. Türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt maalesef bunu yapmadı. Terör örgütü alçakça, canice saldırılarına yeniden girişti. Türkiye Cumhuriyeti de terör örgütüne hangi dilden anlıyorsa o dilden cevap veriyor, vermeye devam edecek. Bu örgüt ülkemiz ve milletimiz için tehdit olmaktan çıkartılana, silahlar gömülüp üzerine beton dökülene kadar bu mücadele sürecektir. Terörü ve terör örgütlerini destekleyen ülkelere de sesleniyorum: Ne yaptığınızı çok iyi biliyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek sizin elinizi de yakacaktır. DEAŞ, PKK, DHKP-C... Adı ne olursa olsun, sırf Türkiye’ye zarar veriyor diye terör örgütlerini destekleyenler bilsinler ki gün gelecek bu namlular onlara da dönecektir. Çünkü terörün karakteri böyledir, akrep gibi eninde sonunda kendisini taşıyanları da sokar.

TEZGÂHI TESPİT ETTİM
7 Haziran seçimleri öncesinde milletimizin iradesine tehditle, baskıyla, şiddetle ipotek koymaya çalışanların kurdukları tezgâhları ziyaret ettiğim illerimizde bizzat tespit ettim. Terörle mücadele Cumhurbaşkanı’yla, hükümetle, devletin ilgili kurumlarıyla birlikte Meclis’in burada temsil edilen siyasi partilerimizin tamamının ortak görevidir. Bunun için diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak terör karşısında birlik, beraberlik, dayanışma, işbirliği içinde olmalıyız. Yerli ve milli duruşa en çok ihtiyacımızın olduğu konu işte bu meseledir.”

HDP’DEN BOYKOT

Meclis Başkanı İsmet Yılmaz’ın konuşması ve İstiklal Marşı’nın okunması sırasında Genel Kurul’da bulunan HDP’liler, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmaya başlarken salondan ayrıldılar.

Ali Şükrü Bey ile Gün Sazak’ı andı

CUMHURBAŞKANI Erdoğan konuşmasının başında “Milletin oyuyla, milletimizi temsil etmek maksadıyla bu çatı altında vazife üstlenmiş ancak vazifeleri sırasında çeşitli şekillerde kendilerine kıyılmış Meclis üyelerimizi bugün anmak istiyorum” diyerek, Atatürk’e en sert muhalefet eden isimlerden ve 1923’te suikaste uğrayan Ali Şükrü Bey’i ve 12 Eylül öncesinde silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren MHP’li bakan Gün Sazak’ı andı.