Anayasa Mahkemesi’nden iki kritik karar

Güncelleme Tarihi:

Anayasa Mahkemesi’nden iki kritik karar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2015 11:54

ANAYASA Mahkemesi (AYM) bu sabah toplandı ve iki kritik davayı inceledi. AYM, büyük itirazlara rağmen 27 Mart’ta Meclis’ten geçirilen ve 4 Nisan’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak yürürlüğe sokulan İç Güvenlik Paketi’ne yönelik CHP tarafından açılan iptal ve yürütmeyi durdurma davası ile aynı pakette yer alan ve ilk kez Cumhurbaşkanına da örtülü ödenek verilmesini öngören düzenlemenin iptali istemiyle açtığı iki ayrı davanın ilk incelemesini yaptı ve esasa geçilmesine karar verdi.

Haberin Devamı

AYM’nin esasa geçme kararı vermesiyle birlikte bu kritik üç başvuru da önce AYM raportörüne verilecek. Raportör esastan raporunu hazırladıktan sonra AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın belirleyeceği günde başvuruları esastan görüşecek.

POLİSE GÖZALTI YETKİSİ ANAYASA ÖNÜNDE

Anayasa Mahkemesi’nden iki kritik karar
CHP’nin esasa geçilen ilk davasında ilk talebi, İç Güvenlik Paketi’nin tümünün ‘şekil bakımından anayasaya aykırı olduğu’ gerekçesiyle iptali ve yürütmesinin durdurulması. CHP, ikinci olarak bu paketin TBMM’de temel kanun olarak görüşülmesine ilişkin TBMM kararının iptalini talep ediyor. AYM, tartışmalı iç güvenlik paketini ve CHP’nin bu yöndeki iptal başvurusunu kabul ederse, kolluk kuvvetlerine tanınan olağanüstü yetkiler (hakim kararı olmadan keyfi üst araması, hakim kararı olmadan polise tanınan gözaltı yetkisi, gözaltı süresinin 48 saate-toplu suçlarda dört güne, hakim-savcıların by-pass edilerek valilere, lüzumu hâlinde, kolluk amir ve memurlarına suç faillerinin bulunması için gereken emirleri verebilmesine imkan tanıyan düzenlemeler AYM’den dönecek. AYM, İç Güvenlik Paketi’ni anayasaya uygun bulursa, tartışmalı paket ve polise verilen bu olağan üstü yetkiler anayasa vizesi almış olacak.

CUMHURBAŞKANI’NA ÖRTÜLÜ ÖDENEK ANAYASAYA AYKIRI

AYM, CHP’nin kamuoyunda “Torba Kanun” olarak bilinen kanunla getirilen cumhurbaşkanına ilk kez örtülü ödenek kullanma yetkisinin verilmesini iptali istemini de esastan görüşecek. AYM bu düzenlemeye dönük olası esastan iptal kararıyla, Cumhurbaşkanına örtülü ödenek kullanma yetkisi de AYM’den dönecek. Başvuru reddedilirse, Cumhurbaşkanının örtülü ödenek kullanma yetkisi AYM’ce onaylanmış olacak ve sürecek.

AYM’ye giderek, başvuruyu yapan CHP’li Akif Hamzaçebi, anayasaya aykırılık başvurusuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

“Hükümet politikasına ilişkin hiçbir görevi olmayan cumhurbaşkanına örtülü ödenek kullanma yetkisinin verilmesi doğrudan doğruya anayasaya aykırıdır.Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanının örtülü ödenek kullanma yetkisi olmamıştır. Atatürk’ten bu yana Sayın Abdullah Gül de dahil olmak üzere hiçbir cumhurbaşkanına örtülü ödenek kullanma yetkisi verilmemiştir. Buna anayasal sistemimiz izin vermemektedir. Ayrıca bugüne kadar ki cumhurbaşkanları da böyle bir ihtiyaç duymamışlardır. Bugünkü Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan farklı davransa da, ‘parlamenter sistem bekleme odasına alınmıştır’ dese de bizim anayasamız, cumhurbaşkanını tarafsız olarak konumlandırmıştır. Yine anayasamıza göre cumhurbaşkanının sorumsuzluğu vardır. Örneğin hükümet kararnamelerini imzalamaktan doğan sorumluluk, bu kararnameyi imzalayan başbakan ve ilgili bakana aittir. Bu kararnameyi imzalamış olmasından dolayı cumhurbaşkanlığının hiçbir sorumluluğu yoktur”

ÇOCUK GELİN BAŞVURUSU

AYM son olarak Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen çocukların cinsel istismarını düzenleyen TCK’nın 103. maddesinin iptali için yapılan başvuruyu da esastan görüşecek. AYM’nin iptal kararı vermesi halinde, “çocuk gelinlerle” ilgili caydırıcı olması için getirilen bu düzenlemeden geri adım atılmış olacak. Bu durumda 15 yaşından küçüklerle evlenenlerin yanı sıra, 15 yaşından küçüklere tecavüz ettikten sonra evlenenlere de ceza verilmemesi gibi bir olası durum ortaya çıkabilecek. AYM’ye bu başvuru ise şöyle yapıldı:

Batman’da 7 yıl önce 15 yaşından küçükken evlendirilen bir kadın, aralarında çıkan bir kavga nedeniyle kaynanasını şikayet etmek için karakola gitti. Karakolda, üç çocuk annesi şikayetçi kadının 15 yaşından küçükken, çocuk yaşta evlendirildiği ortaya çıkınca adli süreç başlatıldı ve kadının kocası hakkında, “çocukların cinsel istismarı” suçundan dava açıldı. İddianamede sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesine göre 8 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Davaya bakan Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi kadının, kocasından herhangi bir şikayeti olmadığını, kendi rızasıyla evlendiğini, kocasının hapse girmesi halinde çocuklarının babasız kalacağını belirterek kocasına ceza verilmemesini talep etti. Sanık kocanın avukatı da TCK’nın çocuk istismarına ilişkin düzenlemesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını talep edince, yerel mahkeme, avukatın talebini kabul etti. Mahkeme, maddenin iptali için AYM’ye başvurdu.

MAHKEME: AİLE KORUNMALI

Başvuruda, 15 yaşından küçüklerin cinsel istismarı ile ilgili TCK’nın 103. maddesindeki düzenlemelerin anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu savunuldu ve iptali istendi. İptal başvurusunda, kadınların ve çocukların cinsel istismarına ilişkin düzenlemelerle ailenin korunmasına ilişkin düzenlemeler arasında denge kurulması gerektiği savunularak her iki menfaatin de korunmaya değer olduğu belirtildi. Başvuruda, 15 yaşından küçük biriyle evlenen kişilere en az 8 yıl hapis verilmesine ilişkin düzenlemenin ceza adaletine ve anayasadaki ailenin korunmasına ilişkin hükümlere de aykırı olduğu savunuldu. Yerel Mahkeme, kanun koyucunun, çocuk istismarı suçunu düzenlerken 15 yaşından küçüklerle evlenenlerle ilgili farklı bir düzenleme yapmayarak hukuk devleti ilkesine aykırı davrandığını öne sürüldü.

İPTALİ İSTENEN O MADDE

İptali istenen TCK’nın 103. maddesinde çocuğu cinsel yönden istismar edenlere 8 yıldan 15 yıla, tecavüz edenlere 16 yıldan 24 yıla kadar hapis öngörülüyor. Maddede, bu suçun şikâyete bağlı olmadığı, çocuğun şikâyetçi olmaması halinde bile sanığa ceza verileceği düzenleniyor.

BAKMADAN GEÇME!