Zonguldak'ta maden ocağında göçük: 1 ölü,1 yaralı

Güncelleme Tarihi:

Zonguldakta maden ocağında göçük: 1 ölü,1 yaralı
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2015 08:07

Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı Kandilli beldesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğüne bağlı maden ocağında sabah karşı meydana gelen göçükte 1 işçi öldü, 1 işçi de yaralandı. Kaza ile ilgili konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Büyük ihtimalle çok basit bir ihmal nedeniyle o göçük meydana gelmiştir. Çünkü ocaktaki faaliyetlerin durdurulmasını gerektiren bir eksiklik bulunmamıştır. O halde nedir? Orada sorumluluk üstlenen insanların basit bir ihmalinden kaynaklanan bir can kaybıyla karşı karşıyayız" dedi.

Haberin Devamı

Zonguldakta maden ocağında göçük: 1 ölü,1 yaralı
Göçük altından yaralı olarak çıkarılan işçi ambulansla Ereğli Devlet Hastanesine götürülerek tedavi altına alındı. Hayatını kaybeden işçinin de cesedi aynı hastanenin morguna kaldırıldı.

EŞİ VE ÇOCUKLARIYLA DÜN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAMIŞ

Maden ocağındaki göçükte hayatını kaybeden maden işçisi Nevzat Candan’ın babası Hasan Candan, kendisinin de aynı ocakta 18.5 yıl çalıştıktan sonra emekli olduğunu söyledi. Hastane önünde taziyeleri kabul ederken gözyaşı döken ve güçlükle ayakta duran Hasan Candan, "Aynı ocakta 18.5 yıl çalıştım. Yer altını iyi bilirim. Ancak nasıl oldu bilmiyorum. ’Allah’ın takdiri mi’ diyelim, bilmiyorum. Oğlum 2000’de orada iş başı yapmıştı. Benim emekli olduğum ocak. Dün de eşi ve çocuklarıyla doğum gününü kutlamıştı" diye konuştu.

Haberin Devamı

BAKAN ÇELİK: BÜYÜK İHTİMALLE BASİT BİR İHMAL NEDENİYLE O GÖÇÜK MEYDANA GELMİŞTİR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Zonguldak'ta bir işçinin hayatını kaybettiği maden kazasına ilişkin, "Büyük ihtimalle çok basit bir ihmal nedeniyle o göçük meydana gelmiştir. Çünkü ocaktaki faaliyetlerin durdurulmasını gerektiren bir eksiklik bulunmamıştır. O halde nedir? Orada sorumluluk üstlenen insanların basit bir ihmalinden kaynaklanan bir can kaybıyla karşı karşıyayız" dedi.

Bakan Çelik, Ankara İK Platformu tarafından Bilkent Otel'de düzenlenen "İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Çalışmalarında İnsan Kaynaklarının Önemi" programına katıldı.

Zonguldak'ta iş kazasının yaşandığı madenin, Haziran ve Kasım ayında denetlendiğini, bu denetlemeler neticesinde 43 bin lira ceza kesildiğini belirten Çelik, "Bunlara rağmen devletin bir kurumunda bir işçi kardeşimiz tavanın göçmesi sonunda hayatını kaybetti. Ortalama her gün 3 işçi kardeşimizin hayatını kaybettiği bir ülkede yaşıyoruz. Duyarlılık nerede olacak, Bakanlık'ta, eyvallah. Duyarlılık nerede olacak işverende, eyvallah. Duyarlılık nerede olacak çalışanda. Duyarlılık hepimizde olacak" diye konuştu.

Kazanın yaşandığı madende müfettişlerin incelemede bulunduğunu bildiren Çelik, "Büyük ihtimalle çok basit bir ihmal nedeniyle o göçük meydana gelmiştir. Çünkü ocaktaki faaliyetlerin durdurulmasını gerektiren bir eksiklik bulunmamıştır. O halde nedir? Orada sorumluluk üstlenen insanların basit bir ihmalinden kaynaklanan bir can kaybıyla karşı karşıyayız" değerlendirmesinde bulundu.

"Ben yaptım oldu, anlayışıyla hiçbir konuya yaklaşmadık"

Bakanlık olarak maden işyerlerindeki iş sağlığı ve güvenliği önlemleriyle ilgili önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, bu düzenlemenin Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandığını bildiren Çelik, şunları kaydetti:
"Çalışma hayatının çok keskin tarafları var. İşveren var, çalışan var ve bürokrasi var. Şimdi bunların içeresinden bir çıkış yolu bulmak sanıldığı kadar kolay değil. Birçok düzenlemeler yaptık. Bu düzenlemeler tarafların uzlaşısıyla oldu. 'Ben yaptım oldu' anlayışıyla hiçbir konuya yaklaşmadık. Bu sayede birçok mevzuat düzenlemesini yürürlüğe koyduk. Çünkü mevzuat işin özü. Düşünebilir musunuz, 2012 yılına kadar 77 milyon insanın yaşadığı, 13 milyon insanın çalıştığı toplam çalışanın kayıt dışıyla birlikte 26 milyon olduğu ülkemiz, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili müstakil bir yasaya sahip değildi. 90 yıllık Cumhuriyet dönemi içerinde böyle bir müstakil yasayı çıkartamadık. İş Kanunu içerinde 6-7 maddeyle sürdürmeye çalıştık. Yoğun çabalarımızın ardından ülkemiz iş sağlığı ve güvenliği konusunda müstakil bir yasal çerçeveye kavuştu."

Çelik, çalışma hayatıyla ilgili çok önemli yasal düzenlemeler gerçekleştirdiklerini ama bununla sorunun bitmediğini ifade ederek, zihniyetlerde bir değişimin yapılması gerektiğini söyledi.

"Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek durumunda"

Çelik, Türkiye'deki madenlerin çok ciddi yapısal sorunları olduğunu ve bu yapısal sorunların devam ettiği ortamda yapılan yasal düzenlemelerin çok bir şey ifade etmediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Madenlerde yapısal sorunların devam ettiği bir ortamda iş güvenliğini sağlamak mümkün mü? Bu işin siyaseti olmaz. Bu işin içinde insan var. Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek durumunda. Bakan olarak, biz yerine getirmek durumundayız ama sadece benim Bakanlığım ile ibaret değil ki... Başka bakanlıkları da ilgilendiren konular var. Yani şimdi asansör dediğimiz zaman Sanayi Bakanlığı aklınıza gelecek. Sanayi Bakanlığının aklınıza gelmesi önemli değil, asansör dediğiniz zaman Makine Mühendisleri Odası aklınıza gelecek. Makine Mühendisleri Odası görevini yapacak, sorumluluklarını yerine getirecek, denetlemesini yapacak. Uygun olup olmadığını söyleyecek. Maden dediğiniz zaman, madenlerde 24 saat bulunma zorunluluğu olan sorumlu maden mühendisinin oradaki eksiklikleri en iyi bilmesi söz konusu ve onun verebileceği raporu doğrultusunda kazanın önlenmesi söz konusu olması mümkün."

"Günah keçisi olarak Çalışma Bakanlığını göstermek çok kolay"

TBMM'deki Torba Yasa'ya, yapı denetim firmalarına ilgili oldukları inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliği alanında da sorumluluk yükleyen madde eklediğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Günah keçisi olarak Çalışma Bakanlığını göstermek çok kolay. Sorunlar çözülse de günahların hepsi bizim olsa. Bu işlerin üstesinden gelebilmek için 77 milyonundan Bakanına, müfettişinden işçisine kadar, herkesin farkındalık konusunda üzerine düşeni yapması gerekiyor. Onun için farkındalık önemli, yapısal sorunların kökünden çözülmesi önemli. Bunun dışında, kazanma hırsı, ihtiras almış başını gidiyor. Kazanacak adam. Yani bir ay içerinde 3 tabliye atacakken 10 tabliye atmak istiyor. Niye bu kadar üretim zorlaması yapıyorsun? Hayır acelesi var, çalışacak. 8 saat yetmiyor 12 saat işçiyi çalıştıracak. Emekmiş, emeğin hakkıymış, alın teriymiş düşünmüyor. Hepsi mi? Hayır tenzih ediyorum. Türkiye'de 160 milyar dolar ihracat yapan işverenlerimizi tenkit etmek gibi bir şey ne haddimize. Az sayıdaki olumsuz unsurların geniş kitleleri nasıl sorumlu hale getirdiğini göstermesi açısından, bunları söylemek durumundayız."

"Sen, ne zaman gittin Bangladeş'e, Pakistan'a, Çin'e?"

İş kazalarının sadece Türkiye'nin değil, dünyadaki birçok ülkenin sorunu olduğuna dikkati çeken Çelik, dünyada yılda 2,5 milyon insanın iş kazaları nedeniyle hayatını kaybettiğini, bu nedenle Kuveyt ve Makedonya'nın nüfusu kadar insanın her yıl yaşamını yitirdiğini söyledi.

Haberin Devamı

"Türkiye'nin ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünya üçüncüsü sırada olduğu yönündeki açıklamalara" da değinen Çelik, "Bunlar temeli olmayan, slogan vari bazı ifadeler. Hangi istatistiğe göre Türkiye dünyada üçüncü sırada? Soma ve Ermenek olayları olmamış olsaydı, Türkiye 100 bin işçide 6 ölümün gerçekleştiği bir ülke noktasında gelecekti. 100 bin işçide 2002'de 16 işçi hayatını kaybederken 100 bin işçiden 6 ölüm gerçekleşme noktasına geldik. O derece pozitif bir seyir vardır. 6 işçi fazla değil mi? Çok fazla. Hedefimiz, iş kazalarında ve meslek hastalıklarında hiçbir işçinin ölmemesi. Avrupa'da bu 100 bin işçiden 3 işçi. Bizim hedefimiz oraya doğru koşmak iken yaşanan iki müessif olay bizi derinden kahretti. Mikrofonu alan, 'Türkiye dünyada üçüncü'. Ya arkadaş sen ne zaman gittin Bangladeş'e, ne zaman gittin Pakistan'a, ne zaman gittin Çin'e? Ne zaman ölçüm yaptın? Getir istatistiği. Onun için bu tür konularda ülkemize haksızlık yapmayalım" diye konuştu.

"Her dakika, her saniye denetim olmaz"

Çelik, yeteri kadar denetlemenin yapılmadığı yönündeki eleştirilerin haklı bir tarafının olmadığını ifade ederek, geçen yıl madenlerde bin 84 teftiş yapıldığını 203 madenin durdurulduğunu, 571'ine de idari para cezası
uygulandığını bildirdi.

Geçen yıl 3 bin 625 inşaatta yapılan denetimler sonucunda bin 858 inşaatta çalışmanın durdurulduğuna dikkati çeken Çelik, "Her dakika, her saniye denetim olmaz. Denetimler belli aralıklarla olur. O aradaki boşluklarda ikaz edilen, eksikliği gösterilen hususların telafisi için sorumlular gerekeni yaparlar" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!