4 bakan için AYM’ye başvuru

Güncelleme Tarihi:

4 bakan için AYM’ye başvuru
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2015 11:58

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17 Aralık yolsuzluk operasyona ilişkin verdiği takipsizlik kararının kesinleşmesi ardından 8 vatandaş, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkemeye verilen dilekçede, dosyanın kapatılması ile hem yargının hem siyasetin töhmet altında kaldığı iddia edildi.

Haberin Devamı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması adıyla anılan soruşturma dosyasında dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ticaret ve Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, İran asıllı işadamı Reza Zarrab ve eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 53 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Karara yapılan itiraz İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmişti.

AYM’YE TAŞINDI

Takipsizlik kararın kesinleşmesi nedeniyle, 8 vatandaş, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Avukat Arif Ali Cangı tarafından yapılan başvuruda, TBMM Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Yüce Divan’a gönderilmemesi yönünde karar aldığı hatırlatıldı. Yüksek Mahkeme verilen dilekçede, özetle şöyle denildi:
“Başvuruya konu soruşturmada gereken titizlik gösterilmeden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, başvurucuların itirazları da ‘itiraz hakları olmadığı’ gerekçesiyle reddedilmiştir. Soruşturmanın kamu davası açılmadan bu şekilde kapatılması, Türkiye yargısı ve siyasetini töhmet altında bırakmaktadır. Bu şekilde hukuk devletinden iyice uzaklaşılmasından başvurucularla birlikte bu ülkenin tüm yurttaşları büyük zarar görmektedir.

MAĞDURU TÜM TOPLUM

Hukuk devletinin olmadığı yerde hukuk güvenliği de olamaz. Böyle bir ortamda anayasada tanınmış hak ve özgürlükler kullanılamaz. Yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarındaki maddi gerçeğin araştırılması zorunludur. Çünkü kamunun çıkarına aykırı olarak hukuk dışı yollarla kamu görevlileriyle onlara aracılık eden şüphelilerin elde etmiş oldukları mal varlığındaki artış, tüm toplumun mağdur edilmesi anlamı taşımaktadır. Bu suçun mağduru kamu ve onu oluşturan toplum dolayısıyla tüm yurttaşlardır.

HUKUK DEVLETİ İLKESİ İHLAL EDİLDİ

Verilen karar bu nedenle kamu vicdanını zedeler niteliktedir. Başvurucuların itirazlarının incelemeden reddeden Sulh Ceza Hakimliği'nin kararı ile anayasada güvence altına alınan ‘hukuk devleti ilkesi, başvurucuların ‘hukuk güvenliği hakkı’ ve ‘hak arama özgürlüğü’ ile AİHS'nin 13. maddesindeki ‘etkili iç hukuk yoluna başvurma’ hakları açıkça ihlal edilmiştir.

YARGIYA AÇIKÇA MÜDAHELE EDİLDİ

Ayakkabı kutularından çıkan milyonlarca dolar, ele geçirilen kaynağı açıklanamayan milyonlarca dolar ve euro ve şüphelilerin karanlık ilişkileri karşısında soruşturmanın, yargıya açıkça yapılan müdahalelerle kamu davası açılmadan kapatılması, üstelik buna itiraz haklarının tanınmaması başvurucuların yurttaş olarak adalete olan güvenlerini ortadan kaldırmakta, geleceğe dair kaygılarını artırmaktadır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!